• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Şehir hastanelerinde yalanlar ve gerçekler: İngiltere Tahkim Mahkemesi yetkili
İstanbul Tabip Odası ile Türk Tabipler Birliği tarafından Şehir hastaneleri ile ilgili olarak 'Yalanlar ve Gerçekler' başlıklı sempozyum gerçekleştirildi.

Büyük şehirlerde birer birer açılmaya başlanan şehir hastaneleri ile ilgili olarak yapılan “Yalanlar ve Gerçekler” başlıklı panelde, bu hastaneler masaya yatırıldı. İstanbul Tabip Odası ile Türk Tabipler Birliği tarafından düzenlenen sempozyumda konuşan doktorlar “hizmet kalitesinin düştüğünü, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin arttığını“ söylediler.

Şehir hastaneleri son dönemde siyasal iktidarın gündeme getirdiği en önemli yatırımlardan birisi. Bu hastaneler daha modern, daha işlevli ve daha büyük olarak büyük şehirlerdeki sağlık sorunlarına bir çözüm olarak gündeme getiriliyor. Şehir hastaneleri şimdiye kadar ağırlıklı olarak devlet tarafından yürütülen büyük hastanelerdeki sağlık hizmetlerinin tek merkezde toplanması amacıyla gündeme getirildi. Bu hastaneler projesi Sağlık bakanlığı tarafından belirlenmiş bir ihale ile tıbbi malzeme, teknoloji, inşaat, finansman alanlarında faaliyet gösteren şirketler tarafından yapılıyor. Yapılacak olan hastaneler 25 yıllığına bu şirketlere kiralanıyor.

İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliği İstanbul Şişli Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evinde Şehir hastaneleri ile ilgili olarak “Yalanlar ve Gerçekler” başlığı ile bir sempozyum düzenledi. Sempozyumda şehir hastaneleri finansman, mimari, özelleştirmedeki yeri ve hasta memnuniyeti açısından değerlendiren çok sayıda konuşma yapıldı. Özellikle sempozyumun öğleden sonraki oturumunda yer “Türkiye’de şehir hastaneleri deneyimleri” başlığı ile bu hastanelerde halen çalışan doktorlar yaşadıkları deneyimleri aktardılar.

DÜNYA ARTIK BU UYGULAMALARI TERK ETTİ

GazeteDuvar‘dan Sadık Güleç‘in aktardığına göre Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman şehir hastaneleri deneyiminin ilk olarak 1990’lı yıllarda İngiltere’de başladığını belirtti. Sinan Adıyaman bu sistemin kamuda büyük zararla yol açması nedeniyle terk edildiğini belirterek Türkiye’de ilk ihalenin 2011 yılında yapıldığını söyledi. Adıyaman ortalama bin üç yüz yataklı şehir hastaneleri kurulmasının planlandığını ancak Bilkent Şehir Hastanesi gibi üç bin yataklı devasa hastanelerinde kurulduğunu aktararak şunları söyledi; “Dünya artık bu uygulamaları terk etti. Rantabl olarak en fazla iki yüz yataklı hastanelerin olması gerekir. Sonuç olarak biz başından beri şunu söylüyoruz. İki yüz yataklı en fazla altı yüz yataklı hastaneleri şehrin değişik yerlerine yapın daha rahat daha verimli olur. Bunu kabul ettiremedik.”

Daha sonra söz alan İstanbul Tabip Odası başkanı Pınar Saip şehir hastanelerinin kurulduğu şehirlerde büyük hastanelerin kapatıldığını özellikle Ankara’da hastanelerin kapatılmasından sonra aynı uygulamanın İstanbul’dada gerçekleştirilmek istendiğini belirtti; “İstanbul’da haseki, Şişli etfal, taksim ilk yardım gibi hastanelerin bölünmesi parçalanmasının ardında şehir hastanelerinin gerçekleşmesini alt yapısı hazırlanıyor.”

‘ÖZELLEŞTİRMENİN SON HALKASI’

Sempozyum’da “şehir hastaneleri Özelleştirmenin Truva atı” başlıklı bir sunum yapan Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim dalı başkanı Kayıhan Pala devlete aitmiş gibi görünen bu hastanelerin aslında özel şirketlere ait olduğunu söyledi. Pala şehir hastanelerinin “bir yap kirala devret” modeli olduğunu, sağlık bakanlığının açtığı ihale ile bu hastanelerin özel firmalar tarafından yapıldığını belirterek sistemin işleyişini şöyle açıkladı; “ Binalar yapıldıktan sonra yirmi beş yıl boyunca sağlık bakanlığı buraları kiralıyor. Bu binaları yapmak dışında sağlık bakanlığını bazı hizmetleri de sunmaya başlıyorlar. Temel olarak tıbbi destek hizmetleri ve destek hizmetleri diye ikiye ayrılıyor. Halen hizmet sunan bazı devlet hastaneleri taşınıyor. Örneğin Ankara’da 13 hastanenin kapatılıp tek bir hastanede toplanması hedefleniyor. Şirkete yüzde yetmiş dolu yatak garantisi veriliyor. Türk tabipler birliği bunları söylediğinde bakan ‘yok öyle bir şey” demişti. Ancak daha sonra kendisi de kabul etmek zorunda kaldı.”

‘İKİLİ YÖNETİM VAR’

Bu hastanelerin bir başka özelliği ise ticari alan ile hastanenin iç içe olması. Prof. Dr. Kayıhan Pala bu ticari alanların bütün gelirlerinin şirkete aktarıldığını söylüyor. Diğer devlet hastanelerinde olmayan bir uygulama ise aslında şehir hastanelerinde ikili bir yönetimin olması. Başhekimlik ile İdari Yönetim ayrı ayrı faaliyet gösteriyor. Devlet hastanelerinde işe alma, işten çıkarma gibi uygulamaları Başhekimlik yaparken bu hastanelerde şirketin atadığı yönetim idari bütün konularda söz sahibi.

Kayıhan Pala’nın konuşmasında şehir hastaneleri konusunda dikkat çektiği önemli ayrıntılardan birisi ulaşım oldu. Pala “bu hastanelerin bazıları yapıldıktan sonra bir baktılar ki bu hastaneye birde yol gerekiyormuş. O yüzden Bursa şehir hastanesi yapıldıktan sonra şimdi metroyu oraya ulaştırmaya çalışıyorlar” dedi.

‘ŞİDDET DAHA FAZLA’

Sempozyumun ikinci bölümünde şehir hastanelerinde çalışan doktorlar yaşadıkları deneyimleri aktardılar. Bu aktarımlarda öne çıkan en önemli başlıklardan birisi sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin arttığının aktarılması oldu. Hastanenin büyüklüğü nedeni ile hastalara ayırdıkları zamanın azaldığını belirten Mersin Şehir Hastanesinde çalışan Uzman Doktor Ayşe Jini Güneş “O büyük mekan içinde herkes birbirini göremeden sadece kendi alanında bir yalnızlık ve tükenmişlik yaşamaya başladı. İş barışının bu kadar kaybolduğu bir yerde Mersin Tabip odası olarak ne yapabiliriz diye düşündük. Şiddet arttı diyoruz. Buna ilişkin verilerimiz var. Bu şiddete karşı hastane önünde bir açıklama yapmak istedik. Hastane çalışanlarına yönelik şiddet eylemine ilişkin bir protestoyu hastane kapısı önünde yapmak istediğimizde kolluk kuvvetleri tarafından buranın özel alan olduğu bunu ancak hastane bahçe kapısının dışında yapmamız gerektiği söylendi. Buranın bir kamu alanı olmadığı eylem yaptığımız taktirde müdahale edeceklerini söylediler.”

‘YALANLAR VE GERÇEKLER’

Sempozyumun ilk oturumundan sonra İstanbul Tabip Odası ve Türkiye Tabip Odaları Birliği tarafından Şehir Hastaneleri konusunda bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını yapan İstanbul Tabip Odası yönetim kurulu üyesi Dr. Güray Kılıç Şehir hastanelerinin açılması ile birlikte daha önce dile getirdikleri bir çok iddianın doğrulandığını söyledi. Bu hastanelerin sağlıkta özelleştirmenin son noktası olduğunu söyleyen Güray Kılıç “ Osmangazi Köprüsünde işletmeci firmaya nasıl ki araba geçiş garantisi verildiyse, Şehir Hastanelerini işleten firmalara da hasta garantisi veriliyor” dedi.

‘YENİ YATIRIM DEĞİL YATAK YENİLEME’

Şehir hastanelerinin kurulması ile birlikte yatak sayısının artacağı iddiasına karşı çıkan Kılıç şöyle konuştu ; “Hastanelerin ihale onay kararlarında ‘yapılacak hastanedeki yatak sayısı kadar mevcut hastanelerden azaltılması veya kapatılması- şartı vardır. Şehir hastaneleri yeni yatırım değil yatak yenileme faaliyetidir. Adana ilinde kamu hastaneleri önceden 3 bin 11 yatak kapasitesi ile hizmet verirken, 1550 yatak Şehir Hastanesi açıldıktan sonra 3 bin 25 yatak kapasitesi ile hizmet vermeye başlamışlardır.”

Basın açıklamasında Şehir Hastaneleri ile ilgili olarak şu başlıklar öne çıktı:

Türkiye’de şehir hastanelerinin ihalelerini alan şirketlere, miktara bağlı hizmetler için hastanelerin yüzde 70 doluluk oranında çalıştırılacağı garanti edilmektedir… Sayıştay raporunda da sağlık Bakanlığı’nın kanunla verilen yetkisini kullanarak şirketlere borç üstlenim taahhüdünde bulunduğu ortaya çıkmıştır.

ULAŞIM ZOR

Şehir hastanelerinde karşılaşılan sorunlar israf nedeniyle bu hastanelerin verimlilikten uzak olduğunu, coğrafi olarak makul bir yerde olmamaları yüzünden hasta ve yakınlarının erişim sorunu yaşadıklarını, hasta merkezli hizmet sunumunun söz konusu olmadığını ve hastalara yönelik risk ve zararı en aza indirgeyecek biçimde sağlık hizmeti sunumunun aksayabileceğini açık olarak ortaya koymaktadır.

YER SEÇİMİ YANLIŞ YAPILDI 

Kayseri Şehir Hastanesi bataklığın üzerine yapıldı. Elazığ Şehir Hastanesi kültürel Sit alanı ve şehitlik üzerine yapılmıştır, zemin etüdü yapılmamıştır, altyapısı zayıftır ve lağım taşmıştır. Isparta Şehir Hastanesi şehrin hava kirliliği en yoğun olan yerine yapılmıştır. Bilkent Şehir Hastanesi dere yatağına yapılmıştır ve inşaatı sürerken su baskını olmuştur, Bursa Şehir Hastanesi’nin şehir merkezine mesafesi 25 kilometredir.”

YABANCI MAHKEMELER YETKİLİ KILINDI 

Sağlık Bakanlığı ile şirketler arasında imzalanan sözleşmeler özel hukuk hükümlerine tabi olup çıkacak uyuşmazlıkların da yabancı tahkimde çözülmesi kabul edilmiştir. Sözleşmelerde İngiltere Tahkim Mahkemesinin yetkisinin kabul edildiği ortaya çıkmıştır.

HASTALARIN HASTANEYE ERİŞİMİŞ ZOR 

Şehir hastanelerinde karşılaşılan sorunlar israf nedeniyle bu hastanelerin verimlilikten uzak olduğunu, coğrafi olarak makul bir yerde olmamaları yüzünden hasta ve yakınlarının erişim sorunu yaşadıklarını, hasta merkezli hizmet sunumunun söz konusu olmadığını ve hastalara yönelik risk ve zararı en aza indirgeyecek biçimde sağlık hizmeti sunumunun aksayabileceğini açık olarak ortaya koymaktadır.

MALİYETLER PLANLANANDAN YÜKSEK ÇIKTI 

Erzurum’da bin 200 yataklı tam donanımlı devlet hastanesi 30 milyon TL bedel aşımına karşın 213 milyon TL’ye yaptırılmıştır. Kayseri Şehir Hastanesi’nin yaklaşık üç yıllık kira bedelidir bu tutar. Sağlık Bakanlığı da maliyetin yükseldiğini kameralar kapalıyken TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul etmiştir.

11 Kasım 2019 - HaberSol

https://haber.sol.org.tr/turkiye/sehir-hastanelerinde-yalanlar-ve-gercekler-ingiltere-tahkim-mahkemesi-yetkili-274049?fbclid=IwAR2szrQFJBlT6LtBufy4Qf7JFbxwqEM50TdNvc-leugsJNtUjEi6NWNw46A

***
Şehir hastaneleri dolsun diye hastaların hayatı riske atılıyor


Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, şehir hastanelerinin hekimlerin ve halkın sağlığını bozarken şirketlere rant sağladığını söyledi. Özellikle acil hastaların tehlikede olduğunu belirten Adıyaman, 'Bir acil hasta ambulansla en yakın hastaneye gideceği yerde, en yakındaki 2-3 hastaneyi geçip en uzaktaki şehir hastanesine yönlendiriliyor' diye konuştu.

Türk Tabipler Birliği (TBB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Sinan Adıyaman, dünyada devasa hastane modelleri terk edilip az yataklı semt hastanelerine dönülürken, Türkiye'nin tam tersi yola girmesinin ağır sağlık sonuçlarına yol açacağını söyledi. Halkın sağlığının rant uğruna tehlikeye atıldığını belirten Prof. Adıyaman, devlet bütçesini, halkın hayatını ve sağlık personelinin sağlığını tehdit eden sistemden bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini dile getirdi.

ACİL HASTALARI TEHLİKEDE

Sözcü'den Erdoğan Süzer'in haberine göre, şehir hastanelerinin çözüm değil aksine sorun üreten yapılara dönüştüğünü belirten Adıyaman, inkar edilmesine karşın bu hastanelere belirli oranda doluluk sözü verildiğini, bu yüzden acil hastalar başta olmak üzere genel olarak hastaların şehir hastanelerine yönlendirilmeye çalışıldığını vurguladı. Prof. Adıyaman, “Öyle ki, örneğin Ankara'da Mamak'taki bir acil hasta ambulansla en yakın hastaneye gideceği yerde, en yakındaki 2-3 hastaneyi geçip en uzaktaki şehir hastanesine yönlendiriliyor. Bu akıl almaz yöntem çok ciddi bir sağlık sorunu” dedi.

Adıyaman, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya yazdığı mektupta hastanelerin sağlık hizmeti sunmaya uygun inşa edilmediğinden ölümcül enfeksiyon risklerine, sağlık personelinin sağlığını daha da bozan, halkın sağlığını riske atan mekanizmadan vakalara acil müdahaleyi engelleyen sisteme kadar tüm sorunları anlattığını belirtti.

'HALKIN PARASI YILLARCA ŞİRKETLERE AKACAK'

Prof. Sinan Adıyaman, şehir hastanelerinde devletin kendi arazisinde 25 yıllığına kiracı haline getirildiğini belirtirken, “Bu hastanelerin 4 yıllık kira parasıyla şehir hastanelerinin tamamı rahatlıkla yapılabilirdi. Oysa şimdi halktan toplanan vergiler 21 yıl boyunca şirketlere rant olarak akacak” dedi. Adıyaman, sadece 2008'de devletin 6 milyar lira ilave kira parası ödemek zorunda kaldığını söyledi.

Daha önce Bursa Şehir Hastanesi ve İstanbul-İzmir Otoyolu ortak açılış töreninde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şehir hastaneleri için kendi cebimizden para vermiyoruz" diye konuşmuştu.

06 Kasım 2019 - HaberSol
https://haber.sol.org.tr/turkiye/sehir-hastaneleri-dolsun-diye-hastalarin-hayati-riske-atiliyor-273809












  
962 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri