İşte o röportajdan bazı satırbaşları:

- Sayın Gülen darbe girişiminden beri Türkiye'de taraftarlarınıza karşı tam bir temizlik hareketi sürüyor. Birkaç rakam verecek olursak: 100 binden öğretmen, hakim, devlet memuru işten atıldı; yaklaşık 20 bin kişi tutuklandı. Ülkeniz nereye gidiyor?

- Bu daha önceden planlanmış bir meseleydi aslında. Böyle ciddi bir sebep aranıyordu, o sebebe bağlı olarak yapıldığında dünya kamuoyunda mesele makul karşılansın. Aslında listeler sürekli veriliyordu. Adliyeden de listeler sürekli veriliyordu. Belki askeriyeden de veriliyordu ama işin arkasındakiler dayanıyordu o mevzuda, böyle bir sebebe ihtiyaç vardı. Onun için bir darbe senaryosu bu mevzuda meseleyi makul algılamaya vesile oldu. Hemen ertesi gün zaten o işe başladıkları onların niyetlerini açıktan açığa gösteriyor. Türkiye'nin nereye gittiğini zannediyorum onların Türkiye'yi çok iyi okuduklarından benden daha iyi bilirler. Hadiseleri analiz ettiklerinde esasen meselenin bir senaryodan ibaret olduğunu açıktan açığa görürler. Bir taraftan darbenin olduğu gün sayın cumhurbaşkanının meseleyi gülerekten karşılaması; çok iyi oldu, işimize yaradı bu mesele demesi; beri tarafta bir servisin insanları silahlandırması, sivillere ateş edin demesi filan bütün bunlar yüze göze bulaştırılmış bir senaryo gibiydi. Türkiye iyiye gidiyor mu; şimdiye kadar Türkiye bir kaç badire atlattı: 27 Mayıs'ı, 12 Mart'ı atlattı. Bunların hepsinde ben, plaetlerin altında ezilenlerden birisiyim. 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı atlattı. O dönemde buraya geldik. Allah'ın izniyle bunu da atlatacağına inanıyorum ben.

- Türkiye Cumhurbaşkanı sizi darbe girişiminin sorumlusu olmakla suçluyor. Savcılık iki kez müebbet istiyor. 1900 sene hapsinizi istiyor. Sizin bir dahliniz var mı, bu iddiaların aslı var mı?

- 15, 16 senedir buradayım. Darbeye teşebbüs eden insanlarla eğer bir telefon konuşmam olmuşsa bunu ispat etsinler ben seve seve onların dedikleri şeylere katlanırım. Uluslararası bir organizasyon olsun, onlar araştırsınlar bu meseleyi, işin aslı varsa yine ben öper meseleyi başıma koyarım. Bunların hepsi iddia, buraya gönderdikleri dosyalar da boş kağıtlardan ibaret. 

- Erdoğan'ın etkisini burada, ABD'de hissediyor musunuz?

- Türkiye'de idamı kaldırmışlardı, beni idam etseler haya hissini yitirmiş o insanları yüzüne tükürdükten sonra ölmeyi tercih ederim.

- Türkiye'ye döner misiniz, hangi koşullarda?

- Bunlar dön derlerse yani 14-15 sene bağılarını açtılar bana. Fakat Amerikalılar bu kadar samimiyetle bağırlarını açtıklarından bana bu koca millete karşı bir saygısızlık olur diye elimi kolumu sallayarak burayı terk etmeyi düşünmem. 

- Türkiye şimdi resmen iadenizi talep etti. Türkiye'deki ABD büyükelçisi James Jeffrey bunu destekliyor. ABD bir gün sizi desteklemekten vazgeçerse ne olacak?

- Amerika evet derlerse ben de kalkar giderim. Bundan sonra kaç yaşım varsa onların zulmü altında biraz daha günahlardan, hatalardan arınarak Allah'a ulaşmış olurum. Onların dünyalarını da ahiretlerini de berbat eder, ona üzülürüm. 

- Uzun süre boyunca Erdoğan'ın müttefikiydiniz. Deyim yerindeyse inanç kardeşiydiniz onunla. Laik orduya karşı birlikte mücadele ettiniz, ittifak yaptınız. Kopuş neden oldu?

- Onunla çok sıkı münasebetim olduğu söylenemez. Parti kurmak istediği zaman yanıma geldi. 'Erbakan'dan ayrılmak istiyorum' dedi. 'Hocayla vuruşmadan bu işi yapın' dedim. 'Türkiye'de askeri darbeler birbirini takip ediyor, onlarla iyi geçinirseniz bir şey yapabilirsiniz' dedim. Asansörle aşağıya giderken 'evvela bunların hakkından gelmek lazım' diyor... Adımı söylemeden 'Pensilvanya'ya teşekkür ediyorum' dedi. Adımı bir kez andığını hatırlamıyorum...

24.09.2016 

Odatv.com

http://odatv.com/parti-kurmak-istedigi-zaman-yanima-geldi-2409161200.html

Yorumlar