• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

İlker Başbuğ: 'Bu defter kapanmadı, daha yeni açılıyor!'

Orduyu ve sizin hayatınızı altüst eden dava çöktü. Nedir hisleriniz?

- Ümraniye’de bir evde komplo sonucu bulunan el bombalarından hareketle, menfur Danıştay cinayetini bile Türkiye’nin en seçkin isimleriyle -akademisyenleri, askerleri, siyasileriyle- ilişkilendirmeye teşebbüs eden Ergenekon komplosu yerle bir olmuştur. Bu komployu planlayanlar ve icra edenler için elbette çok şey söyleyebilirim. Ama bugünben onların salt hukuk açısından dünyanın en ahlaksız insanları olduğunu söylemekle yetineceğim. Bu komploya suçsuz yere bulaştırılan herkesin beraat edeceğine inancım tam.

 Şimdi davanız Yüce Divan’da mı devam edecek?

- Genelkurmay Karargâhı’ndaki arkadaşlarım, komplocular bana ulaşmak istediği için içeri alındı. Üç iddianame var: Biri sözde İrticayla Mücadele Eylem Planı. Daha üç gün önce o imzanın Dursun Çiçek’e ait olmadığı yeniden anlaşıldı. Diğeri, ‘İnternet Andıcı’... Hokkabazın şapkadan tavşan çıkarması! Suç yokken suç oluşturulması, bir rezalet. Üçüncüsü şahsımla ilgili. Bu iddianamelerde yer alan bütün silah arkadaşlarımın benimle aynı hukuki usule tabi tutulması gerektiğine inanıyorum.

SİYASİ İKTİDARIN BU KOMPLOLARA DESTEK VERDİĞİ ORTADA

Siz Yüce Divan’a giderseniz nasıl olacak bu?

- Tek başıma ele alınmamın doğru olmadığına inanıyorum. Dosya, Yargıtay’dan yerel mahkemeye gelecek. Yerel mahkeme bazı dosyaları tefrik edecek; Danıştay dosyasını ve o katilleri kim yargılayacaksa ayrı yargılayacak. Benimle bağlantılı üç iddianamenin Yargıtay Başsavcılığı’na gönderilmesinin doğru olacağını düşünüyorum. Tabii, mahkemenin kararıdır. Şöyle bir algı var: Bunlar Yüce Divan’a mutlaka gidecek. Hayır, bunun için Yargıtay Başsavcılığı’nın suç unsuru tespit etmesi lazım. Ortada suç olduğunu düşünmüyorum. O yüzden hukuki sürecin Yargıtay Başsavcılığı’nda noktalanacağını düşünüyorum, ümit ediyorum.

Sizce tüm bu olanlarda hükümetin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sorumluluğu ne düzeyde?

- Komploları planlayan ve icra eden asıl aktör; Cemaat. Ama özellikle 2007-2011 arasında siyasi iktidarın bu komplolara destek verdiği ortada. Sayın Erdoğan’ın kendi sözü var: “Ne istediler de vermedik... 

CEMAAT ÖNCELİKLİ TEHDİTTİR, MÜCADELEYİ KİM YAPARSA DESTEKLERİM

 “Amerika’nın da bu işte parmağı var” demiştiniz...

- George W. Bush hükümetinin bazı organlarının yardımcı olduğu kanaatindeyim. Fakat Obama hükümetinin daha mesafeli durduğunu, hatta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) zayıflatılmasının sonuçlarını gördükten sonra karşı olduğu düşüncesini taşıyorum.

 “Erdoğan’dan başka kimse ‘Paralel Yapı’yla daha iyi ve daha başarılı mücadele edemezdi. 17-25 Aralık yargı darbe girişimi başarıya ulaşsaydı, çok geçmeden Türkiye’nin tıpkı İran gibi bir Humeyni’si olacaktı” dediniz. Bir çelişki yok mu? Bugünkü mücadelesinden ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişteki tutumunu hoş mu görüyorsunuz?

- Cemaat kapalı bir örgüttür, birinci öncelikli tehdittir. Mücadeleyi kim yaparsa yapsın, desteklerim. En iyi Sayın Cumhurbaşkanı mı yapıyor? Evet, ortada bir gerçek var. “Biz aldatıldık” ibarelerini ise ‘siyasi sorumluluk’ olarak görürüm. Siyasi sorumluluğun hesap vereceği yer seçimdir.

-Peki Humeyni benzetmesi? Gülen’e yakın isimler yönetimi ele mi geçirecekti?

- Evet. Hanefi Avcı’nın, Sabri Uzun’un kitaplarında detaylı anlatılıyor. Öyle bir şey gerçekleşse, toplumu yönlendirmek kolay. Bu tip hareketleri çekirdek kadrolar yaratır. Başarılı olursa toplumu istediği istikamete çevirebilir.

 İnsanlar güçlünün yanında yer alır yani...

- Aynen...

ÇOK İYİ YETİŞMİŞ PERSONEL BİLEREK TASFİYE EDİLDİ

Dursun Çiçek, “YAŞ kararlarının yüzde 80’i Cemaat’e karşıydı” diyor. Doğru mu?

- 2002-2010 döneminde bu sürecin etkili makamlarında bulundum. Bir cemaat ya da tarikatla bağlantılı olduğuna dair istihbarat raporu olan insanları ordudan uzaklaştırdık.

 Hepsinde delil vardı yani...

- Kesinlikle. İstihbaratı vereni açıkça söyleyeyim, MİT’ti. Gülen Cemaati’nden çok kişi yoktu aslında. Onlara yönelik değildi. 

 Orduda bu hassasiyet çok uzun yıllardır var, tehdidin farkında. Siz de NATO Uluslararası Askeri Karargâhı’nda cari istihbarat plan subaylığı yapmış birisiniz. İstihbari açıdan bakarsak, dini bir lider etrafında toplanmış bir örgüt koskoca TSK’yı nasıl köşeye sıkıştırabildi?

- Ne zaman ki Silahlı Kuvvetler, MİT’in büyük boyutta dışında tutuldu, ordu istihbarat açısından çok etkilendi. İstihbarat olmadan yapamazsınız.

 Ordu bugün ne durumda? Atatürkçü, laik çizgisi tehdit altında mı? İktidarın orduyu değiştirme niyeti var mı?

- Bunlara çok girmek istemiyorum... Çok iyi yetişmiş personel, bilerek ve seçilerek tasfiye edildi. Bu korkunç bir olay. Dünyada bu çapta örnek olduğunu söyleyemem. Bunlara rağmen TSK’nın mayası, yapısı, aldığı eğitim çok önemli. Bütün silah arkadaşlarım yüreğine taş basıyor ama görevini en iyi şekilde yapmak için hayatını ortaya koyuyor.

Terörle mücadeleden bahsediyorsunuz... Nasıl ordunun performansı?

- Mükemmeller, hiç tereddütsüz. Biz nasıl bıraktıysak öyle... İki-üç ay evvel GATA’da yatan bir Jandarma Üsteğmenimizi ziyaret ettim. Bir bacağını kaybetmiş, ilk sorusu şu oldu: “Görevime subay olarak devam edebilecek miyim?”, “Tabii evladım” deyince gözleri parladı ışıl ışıl. Bir başka teğmen çenesinden vurulmuş, konuşamıyor. Kulağına eğildim; “Arkadaşlarımı Sur’da yalnız bıraktım, üzülüyorum” dedi. Türk askeri bu. Bütün haksızlıklara rağmen önce vatan-millet vardır.

TERÖRÜN KÖKÜNÜ KAZIRIM FİLAN, BUNLAR HAMASET...

 Yine güvenlikçi politikalara dönüldü. Bu doğru bir hamle mi? Yoksa aynı hata baştan mı yapılıyor?

- Teröristle mücadele askere, terörle mücadele devlete aittir. Bu ikincisinin ekonomik, sosyo-kültürel, psikolojik harekât, uluslararası siyaset boyutu vardır. Yalnız ‘güvenlik’le başarı sağlanamaz. Ama güvenlik alanını dışlayarak da olmaz. “Diğer alanlarda mücadeleyle çözerim” dediniz, işte sonuç bu... “Terörün kökünü kazırım” filan, bunlar hamaset. Sıfırlamak terörle mücadelenin kitabında yok, marjinalize edeceksiniz.

 Nasıl?


- Ben birilerini etkisiz hale getiriyorken, o gün örgüte 100 kişi katılıyorsa, bu fasit dairedir. Katılımların önlenmesi devletin işidir. Sınırımız olan ülkelerde güvenlikli bölgeler varsa, ortadan kaldırmak gerekir. Örgütün silahlı gücü beş-altı bin kişidir. Biz 30 bin kişiyi etkisiz hale getirmişiz. Yani beş kere örgütü bitirmişim ama gene var. E kardeşim, katılımı önlemiyorsun!

BİZİM ZAMANIMIZDA BÖYLE HENDEKLER YOKTU

 Bugünkü askeri müdahaleler sizin döneminizdekilerden farklı mı?

Evet, bu en zoru. Meskûn mahallerde ve örgüt uzun zamandır hazırlanmış. Bizim zamanımızda böyle hendekler filan yoktu. Ayrıca halkla iç içe. Bölge halkına zarar verirseniz örgütün ekmeğine yağ sürersiniz. Bir de keskin nişancılar var, biri birkaç can alabiliyor. Ama güvenlik güçleri başarıyla götürüyor. Bu her türlü takdirin üzerinde.

 Dursun Çiçek, Ahmet Hakan’a verdiği röportajda sizi hem en kızdığı hem en beğendiği komutanlar arasında gösterdi. Emeklilik öncesi ve sonrası döneminizi ayırdığını belirtti. Tüm bu süreçte “Keşke farklı yapsaydım” dediğiniz bir şey var mı?

- Genelkurmay Karargâhı’ndaki arkadaşlar içeri alındığı zaman Bodrum’daydım. “Açıklama yapmam, isyan etmem lazım” dedim. İki avukatım “Yapmayın” dedi. Keşke onları dinlemeseydim... Kişisel bazda yanıtlamam ama ben Genelkurmay Başkanı’yken bildiğim doğrular çerçevesinde yapabileceğim her şeyi yapmaya çalıştım. İstediğim bazı sonuçları elde edememiş olabilirim. Samimi, önyargısız eleştirilere açığım. Diğerlerini dikkate almadığımı söylemek isterim. İnsanlar bu konular üzerinde konuşurken onurlu davranmak istiyorlarsa 6 Ekim 2015’te Yargıtay’da yaptığım konuşmayı okusunlar ve anlasınlar.

BU DEFTER KAPANMADI, DAHA YENİ AÇILIYOR

Hayatınızda ilk kez cezaevinde şiir yazmışsınız...

- Samimi konuşayım; şiir kitaplarıyla ilk kez orada karşılaştım. İlki; Hıfzı Topuz’un Nâzım Hikmet’i anlatan ‘Hava Kurşun Gibi Ağır’ı oldu.

Şiir yazmışsınız Nazım için...

- Tanımamışım. Bu devlet ona çok büyük haksızlık yapmış. Şiirimde bir özür var. İlk cümlem: “Yaban ellerinde, mezarının başında yabancıyım sana. Sonra, “Utandım” diyorum.

TURGUT KAZAN’I ÇOK SEVİYORUM

 Sol ile ilgili fikirlerinizde değişme oldu mu?  

- 12 Eylül, solu ezdi tabii. Askeri müdahalelerde çok insan gadre uğramış. Onlarla emekli olduktan sonra tanışma, arkadaş olma fırsatımız oldu. Bir bakıyorsunuz, şu anda en samimi olduğunuz insanların hemen hepsi bundan payını almış. Mesela Turgut Kazan’ı çok seviyorum. E ona yapılanları nasıl açıklayacağız? Müjdat Gezen aynı şekilde...

 Ordu adına kendinizi suçlu hissediyor musunuz?

- Biraz hissediyorsunuz tabii. Maalesef her dönemde yanlışlıklar yapılıyor. Bizden önce bazıları yaşamış, bugün bizler yaşıyoruz. Bizden sonra yaşanmasın... Hukuk hâkim olsun. “13. Ağır Ceza Mahkemesi yargılansın” dedim. En büyük isteğim. Ama bunlar adil yargılansın. İntikam alalım, kin duyalım, bunlar yok...

 En büyük isteğiniz komplocuların yargılanması mı?

- Tabii, kim kaldı, kim kaçtı bilmiyoruz ama bu bizim için öncelik. Bu defter o zaman kapanır. Bu süreçte hayatını kaybedenlere borcumuzu o zaman öderiz.

 Defter kapanmadı yani...

- Kesinlikle hayır! Daha yeni açılıyor! Ama bizlere yapılan hukuk cinayetleri bunlara yapılmasın.

SONRADAN BAKTIM MEĞER DEMEMİŞİM

Bu ‘boru meselesi’ de sanırım tarihe geçti. İşin matrak tarafı hiç “Boru” dememiş olmanız... 

- Bu dönem, algı operasyonları dönemi. İfade verirken sordular: “Boru dediniz. Neydi amacınız?”, “Evet, dedim” diye yanıtladım. Sonra kafama takıldı, konuşmalara baktım. Meğer dememişim, bunu Deniz Baykal söylemiş.

KIBRIS’I UNUTTUK

Bunca karmaşanın ortasında neden Kıbrıs kitabı yazdınız?

- Bu konu Kıbrıslı Türkler için ne kadar önemliyse, Türkiye’nin geleceği açısından o kadar önemli. Kitabın son cümlesi şöyle: “Tarih ilerisini göremeyenler için acımasızdır.” Biz Kıbrıs’ı unuttuk. Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik sahalar belki ilerde bize çok şey kaybettirecek. Dış politikada yanlışların sonuçları karşınıza hemen çıkmayabilir. Ama gün gelir, “Eyvah, biz ne yaptık” dersiniz.  

İnsanlar artık “Nasıl olsa çözülmez” mi diyor acaba...

- Türkiye AB üyesi olmazsa, adada iki topluluklu durumu zamanla eritirsiniz. Karşı tarafın hedefi çok açık: Enosis’i (Yunanistan ile birleşme) AB müktesebatı çerçevesinde gerçekleştirmek. Türkiye’den gelen KKTC vatandaşlarının büyük bölümünün gitmesini istiyorlar. Delegasyonlar koymazsanız Türk tarafı azınlık statüsüne doğru gider. Rumlargaranti anlaşmasının, ittifak anlaşmalarının kalkmasını istiyor. Allah korusun, 1963’teki olayları yeniden yaşarız. Tarih böyle söylüyor.

KEŞKE O DÖNEMKİ YANLIŞLAR YAŞANMASAYDI

Osmanlı’nın son dönemlerinde de, Cumhuriyet döneminde de çağdaşlaşmacı, laik akımlar önce Saray’ın, sonra üst düzey bürokrasinin, askerin ittirmesiyle olmuş. Açıkyüreklilikle söylemek gerekirse halkın pek böyle bir talebi olmamış. CHP de bir-iki seçim sonrası iktidardan indiriliyor zaten. Türkiye’deki Batılılaşma çabalarının sonu ne olacak?

Türkiye’de milli burjuvazi yok. Prof. Dr. Zafer Toprak ‘Türkiye’de Milli İktisat’ kitabında anlatır.

 Nedir milli burjuvazi?

- John F. Kennedy’nin dediği gibi; “Gece başınızı yastığa koyduğunuzda ‘Bugün ülkem bana ne verdi’ diye değil, ‘Ben bugün ülkeme ne verdim’” diye soran... Ülkenin çıkarlarını önde tutan bir burjuvazi lazım. Türkiye’de burjuvazi sınıfının bir kısmı elbette millî ama büyük çoğunluğu acaba bu çerçevenin içinde mi? İttihat ve Terakki milli burjuvazi yaratmak istiyor, başaramıyor. Atatürk bunun yerine elindeki tek şey olan askeri bürokrasiyi koyuyor. 

 İş askere düşüyor yani... Peki bu, zamanla askerin halka tepeden bakmasına sebep oldu mu? Bir şey soracağım, müsaade ederseniz... Genelkurmay Başkanlığı döneminizde bir gün televizyonda bir basın toplantınızı izliyordum. Çok sert konuşuyordunuz. Bir vatandaş olarak alındığımı, hatta “Bu ülke neden böyle” dediğimi hatırlıyorum. Bu tavır zamanla halkta orduya tepki yaratmış olabilir mi?

- Askeri müdahaleler var, bunu tarih değerlendirsin... Keşke o dönemki yanlışlar yaşanmasaydı. Ama önemli olan şu: TSK hiçbir zaman ülkeyi yönetme iddiasında olmadı. Hatta “Bir yıl sonra bırakacağız” diye ilan etmiştir. Dünyadaki diğer müdahalelerde askerler ülkeyi uzun süreler yönettiler.

23 Nisan 2016

Söyleşi: Çınar OSKAY
Fotoğraf: Sebati KARAKURT


Hürriyet

Haberler>Kelebek Magazin>Hayat Haberleri>İlker Başbuğ: 'Bu defter kapanmadı, daha yeni açılıyor!'

http://www.hurriyet.com.tr/ilker-basbug-bu-defter-kapanmadi-daha-yeni-aciliyor-40093450


Döneme ilişkin videolar:

İlker Başbuğ "Bulunan silahların hiçbiri Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine kayıtlı değil"



İlker Başbuğ Paşanın konuşması Allah Allah diye camiye...

İlker Başbuğ Sert Konuştu Bakan Çelik ve Arınç'a Cevap

İlker Başbuğ Birand'ı böyle fırçalamıştı.












  
1077 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri