• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Dışişleri Eski Bakanı Yaşar Yakış: Kürtlerin devlet olma hayali meşrudur

AK Parti’nin kurucularından ve ilk dönem dışişleri bakanlığı yapan Yaşar Yakış, “Bu kadar büyük bir halkın bağımsız bir devlet olma hayali var. Bu hayal meşrudur, bunu kabul etmek lazım. Bu nasıl gerçekleşir onu Allah bilir, koşullara bağlı. Irak’ta otonom bölgeyi zaten sağlamışlar. Suriye’de ulaştıkları noktadan kolay kolay geri gelmezler. Esad rejimi kazansa da, oraya fazla bir şey empoze edemez. Bağımsız Kürdistan ne zaman olur derseniz, bu süreç yavaş yavaş devam edecektir” şeklinde konuştu.

Yakış, Suriye’de yaşananlar konusunda Türkiye’nin askeri bir müdahalesi için de “Türkiye oraya girerse geri dönmesi çok zordur. Başarılı olarak geri gelmesi ise bana imkânsız gibi geliyor” dedi.

Taraf gazetesinden Tuğba Tekerek’in “Asker Suriye’ye girerse dönemez” başlığıyla yayımlanan (29 Temmuz 2013) söyleşi şöyle:

Asker Suriye’ye girerse dönemez

Yaklaşık iki haftadır Suriye’nin kuzeyinde yaşananlar ülkede savaşın seyri açısından önemli olmakla birlikte Ortadoğu’da bir statü arayışı içinde olan Kürtler açısından da tarihî nitelikteydi. Bu arada, kendi 30 yıllık Kürt sorununu çözmeye çalışan Türkiye’de yetkililer gelişmeleri endişeyle izleyip, gidişata etki etmeye çalıştılar.

PKK’nın Suriye kanadı olarak görülen PYD’nin kuzey Suriye’de Tel Abyad’ı alması ve Kürt bölgesi oluşturmaya yönelik adımlar atmasının etkilerini, AK Parti’nin kurucularından ve ilk dönem dışişleri bakanlığını yapmış olan Yaşar Yakış’la konuştuk. Türkiye’nin Ortadoğu’da en uzun süre görev yapmış olan diplomatı Yakış, Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan’da toplam 12 yıl kaldı. Hâlihazırda Oxford Üniversitesi bünyesindeki St.Antony’s College’da konferanslar veren Yakış sorularımızı İngiltere’den yanıtladı.

Suriye’de Kürt bölgesi kurulması yolunda atılan adımlar sizin için sürpriz miydi, yoksa beklenen bir gelişme miydi?

Sürpriz değildi. Kürtler, dünyada devleti olmayan en büyük halk diye anılıyor, dört ayrı ülkeye dağılmış 40 milyona yakın nüfusları olduğu söyleniyor. Ben eskiden beri er geç bağımsız Kürdistan istikametinde yollarına devam edeceklerini düşünüyorum. İlk önemli adımı Irak’ın içinde bulunduğu karışık durumdan yararlanarak orada bir otonom bölge kurmak suretiyle attılar. Sonra Allah yardımcıları oldu ve Suriye’de de böyle bir durum ortaya çıktı. Suriye’deki Kürtlerin birinci şansı ülkenin içinde düştüğü kaostu. İkincisi ise Türkiye’nin Esad’la bütün köprüleri atmış olmasıydı. Köprüleri atmamış olsaydık, Kuzey Suriye’deki oluşuma şekil vermek için daha güçlü konumda olurduk.

Türkiye Suriye’de halka karşı diktatörün yanında mı yer almalıydı?

Hayır, biz doğru yerde, halkın yanında yer aldık ama onun ötesine gidip Esad’la bütün köprüleri atmamıza gerek yoktu. Yöneticilere “Halkına karşı yaptığın doğru değil” demeliydik ama rejimle bütün bağları koparmamalıydık. Suriye’de muhalefeti destekleyip rejimle ilişkilerini normal çerçevede sürdüren birçok devlet var. Türkiye onlardan olmalıydı. Yakınlığı nedeniyle daha fazla gerekliydi Türkiye için bu.

Türkiye öngöremedi mi Suriye’de bir Kürt oluşumu olacağını? Hamlelerini ona göre belirlemedi mi?

Öngörmüş olduğunu tahmin ediyorum ama olay yabancı bir ülkede cereyan ediyor. Türkiye’nin oraya müdahale etmesinin sınırları var. Ama bazı eksiklikler de olabilir tabii. Ağustos 2011 civarıydı. Ben hasbelkader Ortadoğu ülkelerinde en uzun süre görev yapmış Türk diplomatıyım. Biraz Arapça bildiğimiz için, biraz da toz yutunca değerlendirmelerim ötekilerden farklı oluyor. Böyle bir ihtimalin olduğunu o tarihte söylemiştim. Partideki arkadaşlarım -şimdi çok önemli mevkideler- “Ya Yaşar abi oradaki Kürtlerin hiç önemi yoktur, zaten dağınık yerlerdedir” gibi önemsemeyen beyanlarda bulundular. Başbakan’a bu şekilde anlattılarsa, dış politika da öyle oluşmuştur.

Türkiye Kürtlerin gücünü küçümsedi yani, değil mi?

Orada bir nüans getirmek lazım. Bütün bunları devlet öngöremedi çünkü en baştaki varsayım Esad’ın birkaç gün içinde düşeceğiydi. Bu kadar süre iktidarda kalacağına ve bir gün Haseke Bölgesi’nden kendi arzusuyla çekileceğine hiç kimse ihtimal vermiyordu. Şimdi olanların hepsi zaten başta faraziyenin dışındaydı.

Bugün gelinen noktada, Dışişleri Bakanı’nın “Biz Suriye’de de facto durumu kabul etmeyiz” minvalindeki açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Onu söyleyenlerle tartışmadan niyet okumak taraftarı değilim. Ama “De facto durumu tanımayız” demek “Asker göndereceğiz” anlamına geliyorsa... Türkiye şimdiye kadar uluslararası meşruiyet olmadan başka bir ülkeye asker göndermedi. Şu durumda da Türk ordusunun Suriye’ye girmesi yolunda bir BM kararı beklenemez. Bu, konunun hukuki yönü. Ayrıca Türkiye oraya girerse geri dönmesi çok zordur. Başarılı olarak geri gelmesi ise bana imkânsız gibi geliyor.

Dışişleri Bakanı bu açıklamayı yaparken diğer muhalif grupları da gözeterek “Muhalifler birlikte karar vermeli” gibi bir argüman kullanıyor. Sizce Türkiye’nin diğer muhalifler adına böyle konuşmasının zemini var mı?

Suriye’de birçok muhalif kesimin Türkiye’yle mesafeli durduğunu biliyoruz, bu bir... İkincisi, Suriye’de o muhalifler rejimi deviremediler. Rejim sapasağlam duruyor. Kuseyir’de olanları düşünürsek belki muhalifler geri çekilmek mecburiyetinde kalacak. Kuseyir’den sonra Humus’u, Halep’i halledecek belki rejim... Öyle olursa, bizim sadece muhalifleri örgütlemeye çalışmamız, olayların arkasında kalmamız anlamına gelecektir. Dolayısıyla, birincisi bizim bütün muhalif grupları kendi yanımızda görmemiz doğru değil, ikincisi de Suriye’yi sadece muhalefetten ibaret saymak doğru değil.

Sizce, Türkiye Suriye’deki Kürt oluşumuyla ilgili nasıl bir tavır almalı?

Buna iki safhada cevap verebiliriz. Birincisi Kürt açılımının başarılı olursa, o başarı Suriye’de de olumlu sonuçlar verecektir. Çünkü PYD’nin PKK’yla çok yakın ilişkisi var. Dolayısıyla süreç başarılı olursa zaten o bir game changer (oyun değiştirici) olacaktır, sadece Türkiye ve Suriye için değil, bütün bölge için.

Peki ya başarılı olmazsa?

O durumda da nasıl yıllar önce “Kuzey Irak’ta Kürtlerin ne yapacağına Iraklılar karar verir” dediysek, Suriye’de aynı şeyi söylemememiz lazım. Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlere de “Ey Suriyeli Kürtler bizim sizinle bir sorunumuz yok. Ama eğer Türkiye’nin toprak bütünlüğüne göz dikmiş bir terör örgütüne yuva olursanız, sizinle iyi geçinemeyiz” dememiz lazım. “Orada ne yaparsanız sizin işiniz, Suriyelilerin işi, bizim ilgi alanımızın dışında” dememiz lazım.

Kuzey Irak örneğini verdiniz. O dönemde Türkiye nasıl tepki vermişti, AK Parti’nin yaklaşımı neydi?

13 yıl önce, biz o zaman partimizi yeni kuruyorduk. Zamanın koalisyon hükümetinin Savunma Bakanı Kuzey Irak’taki Kürtler için “Otonomi ilan etmek istiyorlarmış, etsinler de görelim” gibi beyanlarda bulunmuştu. Ben de beyanın bulunduğu gazeteyi alıp, Sayın Abdullah Gül’ün odasına gittim ve dedim ki, “Biz ileride belki hükümet kuracağız. O zaman bu tür beyanlardan mümkün olduğunca kaçınmalıyız çünkü Türkiye’nin Irak’taki olaylara etkisinin bir sınırı vardır. Irak’ta ne olacağına Iraklılar karar verir. Eğer Iraklılar kuzeyde bir otonom Kürt bölgesi olmasına karar verirse olur. Türkiye’nin o Kürt bölgesiyle hatta ileride bağımsız Kürt devleti de olabilir orası, o devletle dostane ilişkiler sürdürmesi lazım” dedim.


Abdullah Gül ne dedi?

“Peki olaylar bu kadar hızlı giderken biz bu virajı dönebilir miyiz” dedi. “Dönemeyiz ama bizim tutumumuz bu olmalı” dedim. Sonra seçimler oldu, Sayın Gül, Başbakan oldu, ben Dışişleri Bakanı oldum. “Yaşar” dedi “Artık dışişleri bakanısın, o virajı dönebilir misin?” “Şimdi Amerikalılar istila ediyorlar, virajı dönmek daha zor, ama söylediklerimin arkasındayım” dedim. 2000 yılında Sayın Gül’e tavsiye ettiğim Kürt bölgesiyle dostane ilişkiler kurma noktasından bugün Amerikalıları bile karşımıza alacak kadar, Kürtlerle yakın olduğumuz bir noktaya geldik. Şimdi ben Suriye’nin kuzeyi için de aynı şeyi söylüyorum: Suriye’de neler olacağına Suriyeliler karar verir. Bizim oradaki Kürtlerle de iyi geçinmemiz gerekir.

Sizce Kürtlerin bölgedeki geleceği nasıl olacak. Bağımsız bir devlet ya da bir konfederasyon kurulacak mı?

Bu kadar büyük bir halkın bağımsız bir devlet olma hayali var. Bu hayal meşrudur, bunu kabul etmek lazım. Bu nasıl gerçekleşir onu Allah bilir, koşullara bağlı. Irak’ta otonom bölgeyi zaten sağlamışlar. Suriye’de ulaştıkları noktadan kolay kolay geri gelmezler. Esad rejimi kazansa da, oraya fazla bir şey empoze edemez. Bağımsız Kürdistan ne zaman olur derseniz, bu süreç yavaş yavaş devam edecektir.


Kürtlerin hayalleri hem meşru, hem gerçekleşebilir, öyle mi?

Ben Meclis’te AB Komisyonu Başkanı olduğum zaman Irak’tan bir heyet gelmişti “Irak’ta bir söz vardır. Şiiler zincirle kendilerini döver, Kürtler hayal kurar, Sünniler yönetir” demişti. Şimdi o günde değiliz. Kürtler evet hayal kuruyor ama gerçekleşemeyecek şeylerin peşinde de koşmuyorlar.

Dış politikada ilke çikolata kabı gibidir


Türkiye’nin dış politikada yanlış hesaplar yaptığı, bölgede yalnızlaştığı söyleniyor. Sizce Türkiye hata yapıyorsa nerede yapıyor?

Ben 40 yıldır diplomasi mesleği icra ettiğim için mesleki yozlaşmaya maruz kalmış bir insanım. Türkiye’nin çıkarları mevzubahis olduğunda ilkelerin onun üstüne çıkmasını doğru bulmuyorum. Örneğin Suriye meselesinde Rusya ve İran “Evrensel değerler uğruna böyle hareket ediyoruz” diyorlar. Evrensel değerler onlara göre bir ülkenin hükümranlığı. Batı ve Türkiye ise evrensel değerler uğruna muhalefetin yanında yer alıyorlar. “Temel hak ve hürriyetler baskı altında” diyorlar.


Dış politikada ilke diye bir şey yok mu?

Dış politikada herkes ulusal çıkarlarına göre hareket eder. İlkeleri ona uydurup bir paket olarak sunar. Çikolatanın kabı gibi. Siz de görürsünüz; bazı ilke sahibi insanlar vardır. Trafikte yeşil ışık görünce sağa sola bakmadan yola atlar ve bir araba çarparsa ölür. İlkelere sahip olmak iyi bir şey. Ama sağına soluna bakarak gitmekten de vazgeçmemek lazım.

Belki kan bitince savaş da bitecek


Siz Suriye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Suriye’de ben bütün ihtimalleri öteki bütün ihtimallerden kötü görüyorum: All options are worse than the others.

Hepsi birbirinden kötü yani...

Evet maalesef... Suriye şu anda alçak yoğunluklu bir proxy war içinde; vekaletle yürütülen savaş. Bazı fraksiyonlar, Rusya ve İran’a vekaleten savaşıyorlar, ötekiler de Suudi Arabistan’a ve Türkiye’ye vekaleten savaşıyorlar. Bu arada Beşar Esad’ın düşeceği konusundaki ihtimaller her gün biraz daha erteleniyor.


Ne kadar sürebilir bu durum?

Suriye belki kanı bitmek suretiyle exhaust edilecektir, hiçbir şey yapamaz hale gelecektir. O da yıllar alabilir. Ama tabii Esad’ı devirmek suretiyle saray isyanı da olabilir. Belki Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin sağladığı silahlar biraz daha artırılmak suretiyle muhalefet güçlendirilebilir. O da bir ihtimal. Ama şöyle düşünmek lazım. Yenilgi muhalefete mi rejime mi daha pahalıya patlayacak, kim canını dişine takıp savaşacak sorusunu sorduğunuz zaman rejim düşerse artık Alevilere ve rejimin karar vericilerine yaşam imkanı sağlanmayacaktır. Bunu da nazarı itibare almak gerekir.

Kürt ve Alevi komşu devletler

Suriye’de bir bölünme olursa nasıl bir manzara ortaya çıkar?

Kürtler bu bölünmeyi en kolay kuvveden fiile geçirebilecek grup. İkinci olarak, Suriyeliler tarafından bütün bu kaosun sebebi olarak görülecek Aleviler kendi aralarında homojen bir bölgeye çekilme ihtiyacını hissedeceklerdir. 1920’de Osmanlı oradan çekilip Fransızlar geldiği zaman altı otonom cumhuriyet kurmuşlardı. Şam, Halep, Cebel-i Dürzi (sonra genişletilerek Cebel-i Lübnan oldu ) İskenderun, ve Cebel Alevi... Dolayısıyla eğer bir karışıklık olursa Alevilerin Cebel Alevi cumhuriyetine çekilmek suretiyle Lazkiye dolaylarında otonom bölge ya da devlet kurmaları ihtimali akla geliyor. O zaman düşünebiliyor musunuz Suriye sınırımızın doğu ucunda PKK yanlısı bir Kürt devleti, batı ucunda bu kadar ihtilaf sonrasında, düşmanca gördüğümüz bir Alevi devlet olacak. Onlarla ilişkilerimizi düzeltmek için çok çaba sarfetmemiz gerekecek. İkisi de Ortadoğu’ya giden yolumuzun üstünde olacak ve onları aşmadan ileride kurulacak Sünni Suriye’ye ulaşmak mümkün olmayacak. 

29 Temmuz 2013 Pazartesi 12:49:00

http://www.cafesiyaset.com.tr/yasar-yakis-kurtlerin-devlet-olma-hayali-mesrudur_377187.html

  
1076 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri