Öncelikle saha görevlerinin sorumlusu, icracısı durumundaki astsubay statüsü; gedikli, küçük zabit gibi değişik adlar ile yönetim, sevk ve idare kadrosunda yer alan, Türk Ordusu’nun en eski statülerinden biri.

En eski statülerden birisi olmasına rağmen dünyanın en eski ordusu olan ordumuz halen statüler içerisinde bulunan insanların haklarını, statü sahiplerinden gelen tepkiler kaynaklı taleplerinin, üst yönetim tarafından uygun hale getirilmeye çalışılmakta olduğunu görmekteyiz.

Eski bir söz var “çalışan insan hata yapar, çalışmayan yapmaz”, diye. İşte böylesi bir durum olsa gerek ki, assubay kamuoyuna yansıyan çalışmalardan görülen yanlışlıklar günümüzde tartışılmaktadır.

Son olarak, gerek adı, gerekse hak ediliş şekliyle assubay kamuoyunda büyük tartışmalara sebep olmuş olan Başarı Tazminatı, gündemdeydi.

Kamuoyunda yer alan, ağır şartları içeren bu tazminat nedeniyle biz de bir yıllık suskunluğumuzu 16 Ocak 2016 günü bozmuş olarak, bir yazı ile durumu değerlendirdik.

İnternet siteleri  ve sosyal gruplarında söz konusu tazminat için assubay kamuoyunca gösterilen tepkilere, Genelkurmay Assubayı Kd.Bçvş. Harun AĞPAK’ın 19 Ocak 2016 günü kurumsal bir iç mesaj yazarak, sosyal medyada yer alan tazminatla ilgili haberler için “Şu an sosyal medyada çıkan haberlerin tamamı asparagas haberler, bilgiler” olduğunu bildirdiğini, yine sosyal medyadan okuduk.

O, bu, şu şeklinde uzun uzun yazmaya, açıklamayı da yorumlamaya, bence gerek yok!

Herkes yorgun,

Statü adı da,

içindeki bireyler de, bence, yorgun.

Ve neyin nasıl olması gerektiği de aslında, bizce, herkesçe de çok iyi biliniyor.

Muhatap statü sahipleri ile, çağdaş ülkeler ile daima iletişim içinde olunarak; ordumuzun en eski statüsünün çağ dışı sorunlarının, 1970’lerde hak ararken “haksız yere devlet tarafından mağdur edilen, eşleri dahil hapislerde yatırılan, ordudan ilişikleri kesilen” meslektaşlarımızı da kapsayacak şekilde her türlü adaletsizliklerin tarihe gömülmesini ve konuların çözülerek, kamuoyu gündeminden biran evvel çıkarılmasını diliyoruz.

Orhan KAYA  

20/01/2016/ÖnceKültür

Köşe yazısı bağlantısı

Yorumlar