Devlet Bahçeli’nin, bugüne kadar “ulusal bütünlüğü” tehdit noktasına varan yüzlerce gelişmenin yaşandığı DSP-ANAP-MHP koalisyonu sürecinde bütün bu olup bitene “aman, hükümet zarar görmesin!” gibi gerekçelerle sessiz kalmasına hepimiz şahidiz.

Ama bütün bu olup bitenler karşısında sessiz kalan Bahçeli, sessizliğini sonunda bozdu ve sürpriz bir şekilde seçim istedi!

Hem de birkaç gün önce liderler zirvesinde “2004 yılında” yapılacak bir seçimde anlaştıklarının hemen ardından yapıyor bu “baskın seçim” çağrısını.

Peki, ama neden!

Bahçeli hangi ciddi ülke sorununu, ekonomik gerekçeyi, ulusal tavizleri bahane ederek yapıyor bu çağrıyı?

Veya böyle bahaneler var mı?

Yok!

Bahçeli’nin bu çıkışı yapmasının en önemli sebebi, ülkenin değil MHP’nin şahsi çıkarıyla alakalı.

Şu sıralar MHP’siz yeni bir hükümet senaryosu üzerinde ciddi arayışlar var.

MHP ani bir şekildeki koalisyondan şutlanabilir. Tansu Çiller önceki gün açıkça şunları söyledi Fikret Bila’ya:

“Bizim için hükümete girmek veya girmemek öncelikli konu değil. Ama MHP vazgeçerse o zaman yeni hükümet modellerine açık oluruz. Dışardan da destek oluruz.”

İşte Devlet Bahçeli’yi ve MHP’yi tir tir titreten de bu gelişmeler. Hükümetten dışlanmaktansa, “seçim” diyerek ön bir hamle yapmayı, bu gelişmelerin önünü kesmeyi, olmazsa kendi iradeleriyle ve vatan, millet! edebiyatı yaparak koalisyonu bozmayı hedefleyen üç aşamalı bir plan konuldu yürürlüğe.

Kovulmaktansa ayrılmak daha güzel!

Yani MHP’nin Kasım’da seçim istemesi ülke ile, vatan ile, millet ile, kriz ile alakalı değil.

Parti çıkarları ve iktidardan uzaklaşmış/uzaklaştırılmış bir MHP’nin doğuracağı moral çöküntüsünün önüne geçmekle alakalı kişisel hesaplar var, bu “baskın seçim” çağrısında.

MHP’nin partisel çıkarları için seçim önemli ama bir de parti üstü ve global çıkarların dayattığı şartlara boyun eğilmesi de var ki asıl tehlike burada.

Devlet Bahçeli seçim talebini açıkladığı Kocayayla Türkmen Kurultayı’nda şunları da söyledi:

“Millet iradesiyle şekillenecek olan TBMM, yeni bir siyasi iktidar ortaya koyabilir ve bu yeni iktidar Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerinde önemli adımlar atabilir.”

Bahçeli’nin seçim talebinin bir sebebi de “AB ile ilgili uyum yasalarının daha kolay çıkmasını sağlamak”

Yani Bahçeli seçimi Avrupa Birliği ile ilişkilerde daha önemli adımlar atmak için de gündeme getiriyor.

Biz AB’ci değiliz diyen MHP’lilere Genel Başkanları’nın “AB ile daha uyumlu olmak için seçim yapalım” diyecek kadar, AB öncelikli konuşmasının bu cümlesini de şöyle bir hatırlatalım dedik.

Keşke Devlet Bahçeli Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde önemli adımlar atmayı değil siyasi iktidarın Türk milleti ile ilişkilerinde önemli adımlar atması için seçimi isteyebilseydi. Çünkü millete o kadar uzak düştüler, o kadar koptular ki; seçim kararını bile Ankara’da değil Keles’in Kocayaylası’ndan açıklıyorlar.

Aponun asılmasını da Çin Seddi’ne yaptığı gezide emir buyurmuşlardı.

Sayın Bahçeli dağlardan, yaylalardan, Çin’lerden hele bir Ankara’ya insin, birkaç gün önce seçim 2004’te diye anlaştıkları liderlerle bir araya gelip onların gözlerinin içine baka baka ben caydım, seçim 4 ay sonra deme cesaretini göstersin de, o zaman başka değerlendirmeler yapalım.

Ha, hemen ilave edelim:

ABD, Irak’a yapacağı operasyon için en uygun dönem olarak önümüzdeki sonbaharı belirlemiş durumda, bu dönemde Türkiye’de yeni ve Amerikancı bir iktidarın olmasını, hükümetin hastalıklı yapısı yerine daha sağlıklı bir koalisyonun oluşmasını, bunun için de baskın bir seçim yapılmasını öngörüyor.

İthal bakanımız Kemal Derviş’in kapalı kapılar ardında, hemen seçime gidelim şeklinde faaliyetler yapması da tam bu sürece rastlıyor.

Bahçeli’nin seçim kararı da aynı süreçte çıkıyor karşımıza!

N’olacak canım, basit tesadüfler bunlar!

Son söz:

Seçim elbette şart. Ama erken ama geç mutlaka yapılacak.

Ama şunun veya bunun şahsi çıkarı, şu veya bu ülkenin bir takım planlarına hizmet için değil, Kuvayı Milliyenin, ülkeyi bu hale getirenlerin başına yumruk gibi inmesi için yapılacak bu defa seçimler.

Bu böyle biline.

9 Temmuz 2002-Yeni Mesaj

Muharrem Bayraktar

http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,2009855/

Yorumlar