Burkanın arkasındaki hayatlar Afganistan’da 33 yıldır değişmeyen tek şey savaş. Rusya ’dan, ABD ’ye dönem dönem hâkim güçlerin değiştiği bu savaşta kadınlar, her hâkim güçle birlikte giyimlerini, sosyal yaşamlarını, işlerini kısacası bütün hayatlarını verilen emir ve baskılarla, silbaştan düzenlemek zorunda kaldı. Radikal gazetesinden Lale Ertus'un haberine göre; 33 yılın sonrasında, bugün kadınlar, savaşın onlara getirisi olan ‘burka’ yüzünden Batı’nın savaşı meşrulaştırmasında kullanılan bir nesne olarak değer buluyor. Birçok Afgan kadını burka ile 1979 işgali sırasında tanıştı. Savaş öncesinde ender kullanılan bu kıyafet bilinenin aksine Taliban zamanında değil de mücahitler zamanında giyilmeye başlandı. Bugün Afgan kadınları için bir zorunluluk. Peki burkanın arkasında nasıl bir hayat var? GECE EVLERİ BASIYORLARDI 40 yaşındaki Cemile hanım, şunları anlatıyor: “Rusya’nın geldiği ve mücehitlarin çıktığı dönemlerdi. O dönem eşarbı boynumuza takardık. Saçımız açıktı. ‘Atam’ diye bir oyun vardı, kızlı- erkekli oynanıyordu. Geceleri mücahitler gelirdi. İstihbaratları vardı ve kim kızını okula yollamış, kim atam oynatmış bilirlerdi. Bize zarar vermesinler diye bazen onlara hayvan keser, ziyafet verirdik.” Latife hanım da o yılları ‘acı’ hatırlıyor: Zahir Şah döneminde kadınlar örtüsüz giyinir, memur olurlardı. Mücahitler gelince evden çıkamaz olduk. Sonra Taliban geldi. Allah Taliban’ı bir daha göstermesin. Kalplerinde kin var, nefret var. Taliban gittikten sonra bir hafta içinde kız okulları tekrar açıldı.“ O HALIYI BİTİRMEK İSTEDİM Azize hanım, “Mücahitlerle birlikte evden çıkadım” diyor ve şöyle devam ediyor: “Duvara bir delik açmıştım. Mücahitlerin gelip gelmediğine delikten bakardık. Taliban zamanı ne ben ne de eşim çalışabildik. Eşim devlete askerlik yapmıştı çünkü. Eşime zarar verecekler diye korkuyorduk. Pakistan’a kaçtı. Çocuklarımla kaldım. Geçinebilmek için evde halı dokuyordum. Bu işi hiç sevmedim. Taliban gittiğinde elimde bir halı kalmıştı. Onu bile bitirmek istemedim. Başkasına verdim . 45 yaşımda tekrar okula başladım ve öğretmenliğe geri döndüm.” KADINLAR ELEMİN EN BÜYÜĞÜNÜ ÇEKTİ Savcı Halime Gazanfer: Tarih boyunca Afgan kadını hep zahmetin, elemin ve dertlerin en büyüğünü çekti. Bir cinayetin ardından, öldürülen kişi yerine karşı tarafa verildi. Burası İslam cumhuriyeti olarak biliniyor. İnsanlar okuma yazma bilmediğinden İslam, hurafeler üzerinden anlatılıyor. Necibullah hükümeti sonrası mücahitlerle beraber kadınlara kısıtlamalar geldi. Burka o zaman çıktı. Ablamlar Rusya’da okuyordu. Geceleri mücahitler gelir ‘Neden kızlarını Rusya’ya yolladın?, ‘Sizleri öldüreceğiz’ diye not bırakırdı. Ama babam bizleri okuttu. Bir gece evimize saldırdılar. Dışarı çıkıp “Benden başka kimse yok” dedim. Onlar da ‘Kadınlarla işimiz yok’ dedi. Gece kanlı geçti. Babamı, ağabeyimi ve teyze oğlumu aldılar. Kuran-ı Kerim’i alıp arkalarından koşmaya başladım. Nasıl oldu bilmiyorum ama onları bıraktılar. HİÇ İNTİHAR BOMBACISI YOKTU 70 yaşındaki Saliha hanım : Çocukluğumda ağabeylerim, babalarım tarımla uğraşırdı. Küçük işleri ben yapardım. Biraz büyüyünce halı ve kilim dokumaya başladım. 5 kardeştik; 2 kız, üç erkek. Feyzabat’ta yaşıyorduk. Tarlalarda çalışırken ‘parançe’ denilen kıyafeti giyerdik. Zahir Şah ve Davut dönemleriydi. Zahir Şah’ın bir kere fotoğrafını görmüştüm o kadar… O zamanlar çok güzeldi. Can tehlikesi yoktu. İntihar bombacıları yoktu. Kendimiz yapar kendimiz geçinirdik. O zamanları çok özlüyorum. Ruslar Afganistan’a girdiğinde savaşın ortasında kaldık. Ruslar gençleri zorla askere aldı. Ruslar öldürür, mücahitler ise hırsızlık yapardı. Sıkıntılı günler başladı. Evlatlarımı okutamadım. Biri çok az bir ücretle başkasının işini yaptı. Diğer oğlumu zorla askere götürdüler. Mücahitler baskısıyla çadır (burka) çıktı. İlk çıktığında pahalıydı. Sonra aşırı dincilerden korkarak herkes almaya başladı. Benim için en kötü zamanlar mücahitler zamanıydı. 17.3.2013 http://www.son.tv/haber-174355 |
1431 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |