WSJ: Ankara artık ABD'nin müttefiki değil Amerikan Wall Street Journal gazetesi, Türkiye ile ABD arasında ilişkiler hakkında sert bir yazı yayınladı. Amerikan Wall Street Journal gazetesinde Türkiye'nin IŞİD'e karşı politikasını ve ABD önderliğinde oluşturulan koalisyondaki tutumunu değerlendiren sert bir yazı yayımlandı. Hürriyet'in haberine göre 'WSJ editörleri' imzasıyla gazetenin internet sitesinin hem İngilizce hem de Türkçe versiyonunda yayımlanan yazının başlığı da son derece çarpıcı: Ankara artık ABD'nin müttefiki değil. İşte WSJ'nin Türkçe sitesinde yayımlanan yazının tam metni: ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel'ın ABD'nin IŞİD'i yok etme çabalarına yardım edecek ana koalisyona katılacak 10 ülkeyi açıklamasından bu yana sadece bir hafta geçti. Bu bir haftada İngiltere Suriye'ye hava saldırısı düzenlemeyeceğini Almanya da hiçbir güç kullanmayacağını açıkladı. Şimdi de Türkiye geri adım atıyor. Türklerin geri çekilişi İngiliz ya da Almanlarınkinden bir adım daha ötede. Ankara herhangi bir askeri hamle yapmayacağı gibi ABD'nin Suriye sınırına 160 kilometre mesafede bulunan İncilik Üssü'nden teröristlere karşı hava saldırısı düzenlemesine de izin vermeyecek. Bu durum özellikle yıllar sürmesi beklenen bir operasyon öncesinde Pentagon'un önünde lojistik ve keşifle ilgili engeller yaratacak. Tıpkı Türkiye 2003'te ABD'nin Saddam Hüseyin'i devirmek için Irak'a kendi toprakları üzerinden hava saldırıları düzenlenmesini reddettiğinde başka çözümler bulunduğu gibi, ABD ordusu hava saldırılarını düzenlemek için başka yollar bulacaktır. Türkiye'nin Irak ve Suriye ile olan kara sınırının yaklaşık 1200 kilometre. Bu da Türkiye'nin IŞİD'e karşı verilecek olan mücadeleye sadece sembolik bir destekten daha fazlasını verebileceği anlamına geliyor. Ancak sonuç tam bir hayal kırıklığı. Anlaması en güç durum ise Türk hükümetinin bir NATO üyesi olmasına rağmen ABD müttefiki ya da Batı'nın dostu olarak davranmayı uzun bir süre önce bırakmış olması. ABD'nin Türkiye eski büyükelçisi Francis Ricciardone bu hafta Türk hükümetinin açıkça Suriye'deki el Kaide uzantılı el Nusra Cephesi Örgütü ve diğer terörist örgütlerle görüştüğünü duyurdu. Ayrıca yabancı cihatçılar Suriye ve Irak'a gitmek için Türkiye'yi geçiş noktası olarak kullanırken Türk hükümeti buna göz yumdu. Ricciardone geçtiğimiz Aralık ayında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından az daha istenmeyen kişi ilan ediliyordu. Erdoğan hükümetinin Gazze'de Hamas'a ve Mısır'da Müslüman Kardeşler'e uzun bir süredir verdiği destek göz önünde bulundurulursa Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmeme isteği anlaşılıyor. IŞİD Türk diplomatları ve ailelerini Musul'da esir tutuyor olabilir ancak vatandaşları esir düşen tek ülke Türkiye değil. Ankara aynı zamanda IŞİD karşıtlarına gönderilecek silahların Kürt terörist örgütü PKK'nın eline geçmesinden korkuyor. Ancak bu İncirlik Üssü'nün ABD harekatlarına kapatılması için bir sebep olamaz. Kaçınılmaz sonuç ABD'nin IŞİD'e karşı vereceği savaşta daha iyi bir bölgesel müttefik bulmasıdır. Beklendiği gibi Suudi Arabistan gibi Arap devletler en azından kamuoyuna isteksiz müttefikler olduklarını belli ettiler ve Bağdat'taki yeni hükümetin ordusunu yeniden toplayana kadar ne kadar yardımcı olabileceği bilinmiyor. Burada en iyi seçenek, desteklerini sunan ve diğer müttefiklerin aksine asker göndermeye hazır olan Kürtler olarak öne çıkıyor. İncirlik yaklaşık 60 senedir ABD güçlerine ev sahipliği yaptı ancak belki de İncirlik'i Kuzey Irak'taki Kürt topraklarında bulunan bir hava üssüyle değiştirmenin zamanı geldi. Amerika'nın artık Ankara'da arkadaşları olmayabilir ancak bu Orta Doğu'da başka bir seçeneğimiz kalmadı anlamına gelmiyor. 14 Eylül 2014 http://www.hurriyet.com.tr/dunya/27197474.asp *** Dışişleri Bakanlığının 14 Ocak 2004 tarihli Açıklaması: No:12 -;14 Ocak 2004,;ABD´nin İncirlik Üzerinden Gerçekleştireceği Rotasyon hk.Bilindiği üzere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 22 Mayıs 2003 tarihinde teşkilat üyesi ülkeleri, Irak’ta barış ve güvenliğin yeniden tesis edilmesi yönündeki uluslararası çabalara katkıda bulunmaya ve bu ülkedeki kurumların yeniden inşa sürecine yardımcı olmaya çağıran 1483 (2003) sayılı bir karar almıştır. Müteakiben, uluslararası toplum, 1483 (2003) sayılı BMGK kararı çerçevesinde ve bu kararda öngörülen amaçlar doğrultusunda, Irak’ın istikrar ve güvenliğinin sağlanması, yeniden yapılandırılması ve bu ülkeye insani yardımların ulaştırılabilmesini teminen faaliyetlerini arttırmıştır. 1483 sayılı BMGK kararında üye ülkelerin Irak’ın istikrar ve güvenliğine personel, malzeme ve diğer kaynaklarla katkıda bulunmasına ilişkin çabalarının memnuniyetle karşılanmakta olduğu da belirtilmektedir. 16 Ekim 2003 tarihli ve 1511 sayılı BMGK kararı da 1483 sayılı kararı teyit etmektedir. Nitekim bugün Irak’ta, bu çağrıya kulak veren 40 kadar ülkenin kuvvetleri görev yapmaktadır. Irak’ın toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Bu ülkenin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü de teyit eden 1483 (2003) sayılı kararı ülkemiz memnuniyetle karşılamıştır. Anılan BM kararı, Güvenlik Konseyi’nin üye ülkeler için bağlayıcı önlemlere ilişkin karar almasına imkan veren BM Yasasının VII. Bölümü kapsamında kabul edilmiştir. Bu bağlamda ve sözkonusu BMGK kararında yapılan çağrıya da cevaben, ülkemizdeki belirli liman, havaalanı, tesis ve üslerin sözkonusu BMGK kararında öngörülen faaliyetler çerçevesinde ve Genelkurmay Başkanlığımızca belirlenecek ilke ve usuller doğrultusunda dost ve müttefik ülkelerce kullanılabilmesine izin veren bir Bakanlar Kurulu Kararı (2003/5755) 23 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe konmuştur. Hükümetimiz, Irak’ın bir an önce istikrarına kavuşmuş, barışçı, bağımsız ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülke olmasının ülkemiz açısından arzettiği önemi dikkate alarak, bu kararı tamamen kendi inisiyatifi ile almıştır. ABD’den ya da başka bir ülkeden bu yönde bir talep gelmemiştir. Keza, sözkonusu kararnamenin gizliliği Bakanlığımızın talebi üzerine, 13 Kasım 2003 tarihinde kaldırılmıştır. 5755 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı; “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, Irak’ın bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü teyit eden, istikrar ve güvenliğinin sağlanması, yeniden yapılandırılması ve bu ülkeye insani ve diğer yardımların ulaştırılabilmesine ilişkin 22/5/2003 tarihli ve 1483(2003) sayılı Kararının uygulanmasına ilişkin faaliyetler kapsamında, Genelkurmay Başkanlığı’nca belirlenecek ilkeler ve usuller ile tespit edilecek liman, havaalanı, tesis ve üslerin, sözkonusu Kararda öngörülen amaçlar doğrultusunda, dost ve müttefik ülkelerce, askeri malzeme/teçhizat ve personel nakli de dahil lojistik destek maksadıyla 1 yıl süre ile kullanılmasına izin verilmesini” öngörmektedir. Bu çerçevede İtalya, Macaristan ve Polonya gibi dost ve müttefik ülkeler, Genelkurmay Başkanlığımızın eşgüdümünde, 23 Haziran 2003 tarihli Bakanlar Kurulu kararı kapsamında bazı kolaylıklardan esasen faydalanabilmekte, Irak’a yönelik gıda, ilaç ve yakıt gibi yardımlarını da Türkiye üzerinden Irak’a aktarabilmektedirler. ABD, Aralık ayı içerisinde, Irak’ta konuşlu kuvvetlerinin bir bölümünün rotasyonunu 10. Tanker Üs Komutanlığı/İncirlik üzerinden gerçekleştirebilmek için müracaatta bulunmuştur. Sözkonusu rotasyon 60.000 ABD askerini kapsamakta olup 4 ay sürecektir. ABD’nin bu talebi Bakanlığımız ve Genelkurmay Başkanlığımız dahil ilgili makamlarımız ve uzmanlarca Anayasal, hukuki, askeri, siyasi tüm veçheleriyle kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede ABD talebinin, Anayasamızın “Savaş Hali İlanı ve Silahlı Kuvvet Kullanılmasına İzin Verme” kenar başlıklı 92. Madde hükmü çerçevesinde mütalaa edilmesini gerektiren bir yönü bulunmadığı sonucuna varılmıştır. ABD’nin talebi, geçici bir süre için öngörülen bir rotasyon faaliyetidir ve Türkiye’den transit geçişle sınırlıdır. Daha açık ifade etmek gerekirse, BM Güvenlik Konseyi tarafından öngörülen amaçlarla faaliyette bulunmak üzere, transit maksatla, uçak değiştirilmesinin gerektirdiği süre kadar Türkiye’de bulunacak yabancı silahlı kuvvet unsurları klasik anlamda silahlı kuvvet mevcudiyeti olarak değerlendirilmemiştir. Anayasamızın anılan maddesinde de bu gibi durumlar dikkate alınmıştır. Aynı husus, halen yürürlükte bulunan 22.06.1996 tarihli ve 6/6639 sayılı “T.C Limanlarını, Hava Üslerini, ve Hava Alanlarını Ziyaret Edecek veya Kara Sularında Hareket Yapacak Olan Yabancı Deniz ve Hava Kuvvetlerinin Uyması Gereken Hususlara Dair Yönetmelik”te de öngörülmüş, Türk karasuları ve limanları ile hava üs ve havaalanlarına girmelerine izin verilecek olan deniz ve hava kuvvetlerinin durumu ve sayısının tespit, kalış sürelerini sınırlandırma hakkının T.C. Hükümetine ait olduğu belirtilmiştir. Bu kararın, Hükümetimizin Irak’a asker gönderme konusunda TBMM’den 7 Ekim 2003 tarihinde almış olduğu izinle bir ilgisi bulunmamaktadır. Keza, bu konuda ABD ile yapılmış gizli ya da açık bir anlaşma da mevcut değildir. Sözkonusu harekata ilişkin askeri teknik düzenlemeler konusundaki ilke ve kurallar, mutad olduğu üzere, ABD tarafına iletilmiştir. |
1361 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |