İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları:

Bir seçim yaptık, ülkemize hayırlı uğurlu olsun. Sayımların açık olduğu yerlerde demokrasi güç kazanır. Son birkaç seçimdir seçimlerden sonra seçimin galibi olduğunu ilan ede kişi balkon konuşması yapar. Medyada der ki ‘çıkacak konuşacak, barış içinde yaşayan bir Türkiye için hep birlikte mücadele edeceğiz.

SENİN TEHDİDİN SANA SÖKER

Başbakanlık koltuğunda oturan zat yine bir balkon konuşması yaptı. Açıkça demokrasiyi, hukuku, sosyal grupları tehdit etmeye başladı. Kimsin sen tehdit ediyorsun? Hiç alışkın olmadığımız bir tarzda, diktatöre üslup bir tarzda demokrasi tehdit ediliyor. Hiç karşılamadığımız bir olay. 30 Mart öncesi neyse 31 Mart’ta da aynı adam. Türkiye ve dünyayı dizayn etmeye çalışıyor. CHP olduğu sürece bu ülkede hiçbir yurttaşı sen tehdit edemezsin.  Senin tehdidin sana söker. Oturacaksın oraya, vatandaşı tehdit edeceksin. Cadı avı başlatacaksın sen. Hani hukukun üstünlüğü vardı.

SENİN TEHDİDİN SANA SÖKER BİZE DEĞİL

Senin tehdidin sana söker bize değil. Daha da öte gidiyor. Muhalefeti dizayn etmeye kalkar bu zat. Kimsin se muhalefeti dizayn edeceksin. Beyefendiye özgü bir muhalefet gerekiyor herhalde. Her dediğine evet efendim diyen bir muhalefet istiyor. Muhalefet sözcüğünün bile ne anlama geldiğini bilmiyor. Bizi dizayn edemezsin. Senin gücün yetmez buna. 3 kez arka arkaya seçimlerde geldin, her türlü baskıyı kurdun, devleti yargıyı dizayn ettin, yasama arka bahçen. Şimdi sıra geldi muhalefeti dizayn etmeye. Senin gücün yetmez. Biz seçimlere girdik. Önce halkın büyük oranda katılımıbizim açımızdan mutluluk vericidir. Her oya saygımız var. Oy kullanan yurttaşların tamamını kutluyorum. Hiçbir ayrım yapmıyorum.

TEK ŞEY İSTEMİŞTİM...

Tek şey istemiştim. Sandığa giderken vicdanınızın sesini dinleyin diye. Yoksa isteyen istediği partiye oy verir. Balkon konuşmasının bir başka özelliği daha var. Sıra sıra dizilmişler. İstanbul'daki parayı sıfırlayanlar. Ankara’da öyle bir para yok tabi. Varsa da biz bilmiyoruz. Adı hırsızlığa çıkmış insanlarla siz zaten ülkeye umut veren bir konuşma yapamazsınız. Sadece kirlenen insanlar mı? Hayır. Kurana hakaret eden insanlar da oradaydı. Bu tabloyla birlikte bir balkon konuşmasının sonucunu kaç kişi değerlendirebilecek. Sorun bu.

Bir çizgimiz var onu üstüne koya koya gidiyoruz. Halk daha fazla gideceğiz anlatacağız. Son seçimde yine mağduru oynadı. Hem malı götürüyor. Hem de mağdurum diyor. Biz demokrasiyi savunacağız. 

Hayatımda siyasetçi olarak başbakanlık koltuğunda oturan birinin bu kadar yalan söylediğine ilk kez şahit oluyorum. Nasıl olur da milletin gözünün içine baka baka bu kadar yalan söyler bunu anlamıyorum. 

SES KAYDI İLE İLGİLİ İDDİALAR

AKP'nin taktiğini gazeteciler yeteri kadar anlamadı. AKP bir şey yapmak istediği zaman küçük küçük havuz medyasında haber çıkarır. Sonra bu haberler üzerine kendi eylemlerini inşa eder. Havuz medyasına bakın Süleyman Şah türbesiyle ilgili baskın yapılacak diye haberler çıktı. Haberler üzerine ben bu ülkenin ana muhalefeti olarka hükümeti uyardım. Orayı gerekçe gösterip orduyu oraya sokamazsın dedim. Bunun bir provokasyon olduğunu... Diğer ses kayıtlarını da güçlendiren bir ses kaydı olduğunu düşündük. Devlette böyle bir şey olamaz. Bu ses kaydını esas alarak hiçbir açıklama yapmayalım dedik. Gerçekten de hiç açıklama yapmadık. Sonra dışişleri çıktı bunu kabullendi. Kabullenince Türkiye'yi nasıl bir felakete sürüklemek istediklerini öğrendik. Devlette mahrem diye bir şey kalmamış. Casuslar bize savaş açtı diyor. Ben sordum kim savaş açtı. Hangi devlet? Sen Dışişleri bakanıysan bunu açıkla. Şu ana kadar tık yok. Kimin savaş açtığını bilmiyoruz. İkinci kritik nokta kendi ülkesini savaşa sokmak için kendi ordusuna kumpas kuran bir devletle karşı karşıya kaldığımızı gördük. Oraya adam göndereceğim oradan füze atılacan sonra adam gelecek. Bizim türbeye saldırı düzenlenecek kendi askerlerimizi öldüreceğiz sonra ordumuz oraya girecek. Bunun hesabını bunlar vermek zorundalar. Bunun hesabını vermiyorlar kim sızdırdı diyorlar. Kim sızdırdıysa bulup çıkar. Yine CHP çok önemli bir görev yaptı bu ülkenin çocuklarının suriye bataklığına girmesini engelledi. Geri adım attılar. Bir şehit gelmiyorsa bu topraklara CHP'nin bu öngörüsünün güçlü olmasındadır. 

SEÇİM SONRASI ÖZELEŞTİRİ

Özeleştiri diyorsunuz her seçim sonrası elbette özeleştiri yapılacaktır. Seçim sonuçları gelecektir. Nerede oylarımız arttı nerede düştü. Nereyi kazandık ama daha fazla oy alabilir miydik alamaz mıydık. Hepsini değerlendireceğiz 

İSTİFA ÇAĞRISI OLUR MU?

Biz CHP'yiz hukukun üstünlüğünü savunuruz. Tüzüğümüz var programımız var. Kurultay koşulları oluşursa kurultay yaparız. Niye kurultay istedin diye insanları suçlamayız. Bizi diğer partilerden ayıran temel özellik budur. Niye korkalım kurultaydan. Hukukun üstünlüğünden korkulmaz...

ANADOLU AJANSI'NIN SONUÇLARININ FARKLI OLMASI

AA güven duymadığımız bir kurum. Diğer kurumlara güven duymadığımız gibi AA'ya da güven duymuyoruz. İktidarın güdümüne giren bir kurum hiçbir yerde güven vermez. Havuz medyasının devlet ayağıdır Anadolu Ajansı. 76 milyon o havuza katkı veriyor. 76 milyon o parayı kullanan bu insanlara haklarını helal edecek midir asıl sorun budur. AA belli bir mizansen üzerine hareket etti. Biz de örgütümüzü ona göre uyarmıştık.

ERKEN SEÇİM OLUR MU

AK Parti ekonomik koşulların ağırlaşması üzerine bir erken seçim kararı alabilir. 

ERDOĞAN'IN CUMHURBAŞKANLIĞI

Devleti soyan adamdan Cumhurbaşkanı olmaz. Bu ülkenin bir vicdanı vardır. Şaibeli adamdan cumhurbaşkanı olur mu? Yargıya gidip aklanmayan adamdan cumhurbaşkanı olmaz. Hırsızdan cumhurbaşkanı olmaz. 

SEÇİMLERDE ŞAİBE VAR MI?

Demokrasilerde aslolan seçimlerin saydam biçimde yapılmasıdır. Seçimi yapacak kurumların topluma güven vermesidir. Elektriiklerin kesilmesi gibi pek çok şaibe ortada geziyor. Çünkü hükümet şaibeli. Değerlendirecek olan YSK'dır. Onun kararına saygı duyacağız. 

OPERASYON OLUR MU?

Hükümet bir cadı avı başlatacağını söylüyor. Medyaya sivil topluma belli kesimlere cadı avı başlatacağını söylüyor. Kim haksızlığa uğrarsa uğrasın CHP olarak biz yanında olacağız. Yeter ki bu ülkenin yurttaşı olsun. Yeter ki onların hakları korunsun. Hakları ihlal edilirse yanlarında olacağız. 
 
METROPOLLERDE OYUMUZU ARTIRDIK
 
Biz metropollerde oylarımızı artırdık. Bu bir gerçek. Daha başarılı olmak isterdik. Ama sonuçta niye başarılı olamadık diye halkı suçlamak ya da niye oy vermediniz diye onalrı suçlamayız. Dönüp kendimizi sorgularız. Neden daha fazla oy alamadık diye. Bunları masaya yatıracağız. 
 
EN SEVİNDİĞİ VE EN ÜZÜLDÜĞÜ SONUÇ 
 
En sevindiğim Hatay oldu. En üzüldüğüm Artvin oldu. 
 
31.03.2014/ROTAHABER

http://www.ulusalpost.com/en-sevindigi-ve-en-uzuldu-ili-acikladi-9373h.htm

Yorumlar