Astsubaylar ne istiyor 1: Onların bir üniforması da kefen Onlar kendilerini, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üvey evlatları olarak tanımladı. Ordunun, karada, denizde ve havada yine tüm yükünü onlar sırtladı. Emeklilerle birlikte sayıları 200 bini aştı. Ama yine de ayrımcılığa uğrayan onlar oldu. TSK’nın işçisi, öğretmeni olan astsubayların sabrı sonunda taştı ve 5 Mart’ta özlük haklarının iyileştirilmesi için Ankara’da ölüm orucuna başladı. Onları ölüm orucuna götüren süreci Emekli Astsubaylar Güçbirliği Platformu Sözcüsü Emekli Personel Kıdemli Başçavuş Ersen Gürpınar ile konuştuk. ‘Yurt savunmasında ve asayişte en ön plandayız’ - Astsubaylar, kendilerini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üvey evlatları olarak nitelendiriyor. Peki astsubaylar kimdir, neden kendilerini üvey evlat olarak tanımlıyor? Biz Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teknik, idari ve komuta kadrosunda görevliyiz. Astsubayın olmadığı hiçbir görev yeri yoktur. Tankların, uçakların, gemilerin, tüm silah ve sistemlerinin bakımı, sevk ve idaresi bizim sorumluluğumuzdadır. Uçağa silahı biz yükler, bakımını biz yapar, uçuşa biz hazır eder, pist başına kadar biz getirir, son kontrolünü biz yaparız. Uçuş sırasındaki emniyetinden de biz sorumluyuz. Uçak piste tekerlek koyduğu ana kadar biz nefesimizi tutarak heyecanla görev yaparız. Bu savaş gemilerimizde ve diğer harp silah araçlarında da bizlerin taşıdığı aynı sorumluluktur. Her bölgeden, etnik kökenden, ekonomik ve kültür seviyesinden gelen mehmetçikleri, belli bir düzen içinde eğitmek, onları bir arada tutmak, sağlıklarından insan ilişkilerine ve askerlik hayatlarından sonraki dönemde hayata hazırlamakta bizim görevimizdir. Bu kadar karmaşık bir toplumu omuz omuza ve kardeşçe bir arada tutmak için neler yaptığımızın sırrını zaman zaman biz bile bilemeyiz. İç güvenlikte, asayişte, depremde, sel felaketinde, kargaşada, anarşide, bölücü terörle mücadelede biz hep ön plandayız. Zaman kavramı yok Şehit düşen bir evladımızın cansız bedenini topraktan ilk biz kaldırırız. İçimizdeki öfkeyi, taşan sabrımızı kontrol etmek bize düşer. Mesleğimizin en zor yanı budur. Yanınızda yaralanmış, umutla gözlerinize bakan bir mehmetçiğin yaşaması için sadece dua etmekten başka çaremizin olmadığı anlar uykularımızı böler, rüyalarımıza girer. Mesai saatimiz yoktur. İş bitince gideriz evimize çoğu günler görevin ifası için kışlada kalırız özetle göreve 24 saat hazırız. Görev gerektiğinde zaman kavramı yoktur. Kısacası astsubaylar olmadan bırakın ordunun savaşmasını askerimiz karnını doyuramaz. ‘Hiyerarşiye saygılıyız’ - Peki talepleriniz nelerdir? Verilen her görevi zaman zaman imkansızı da aşarak yerine getiren ülkeye ve orduya sadakatini teri, kanı ve canı ile kanıtlamış astsubaylara ne yazık ki sosyal, ekonomik ve insani haksızlıklar yapılıyor. Her kurum kendi personelini koruyup kollarken TSK subayları dışında kalan personeli sadece göreve ve ölüme gönderirken hatırlıyor. Astsubaylar olarak bizler tahsilimizi, statümüzü, müfredatımızı hatta fiziki yapımızı kendimiz tayin ve tespit etmedik. Bir eksiklik görülüyorsa bu bizi yönetenlerin ve komuta kademesinindir. Ne istiyoruz? Biz hiyerarşiye saygılıyız. Taleplerimiz incelendiğinde hiçbirinin imtiyaz ve ayrıcalık değil tamamen adalet ve insan onuruna saygının gereği olduğu görülecektir. İntibak düzenlemesi * Astsubayların bir üniforması da kefendir. Bir ayın 8-10 gününü 24 saat esasına göre tek kuruş fazla mesai ücreti almadan kışlada geçirirler. Buna rağmen önyargılarla görev koşulları ve sorumlulukları astsubaylarla kıyaslanamayacak birçok devlet memurundan daha alt derece ve kademeden göreve başlatılırlar. Tek neden astsubay oluşumuzdur. Bu durum akla, mantığa ve hatta insanlık anlayışına aykırıdır. Meslek Yüksek Okulu (MYO) mezunu emniyet hizmetleri, meclis katipleri, ziraat ev ekonomistleri teknik hizmetler mensupları ile lisans mezunu olan daha birçok devlet memuru MYO mezunu ise göreve 9/2 kademeden, lisans mezunu ise 8/1 dereceden başlarlarken bu hak astsubaylardan esirgenmiş, yüksek okul mezunu astsubaylar büro memurları ile aynı derece ve kademeden göreve başlatılmışlardır. Adalet ve eşitlik gereği MYO mezunu astsubayların da göreve 9/2 lisans mezunlarının 8’nci dereceden başlatılarak adalet ve eşitlik sağlanmalıdır. Milli Savunma Bakanı bir soru önergesine verdiği yanıtta ve Genelkurmay Basın Bilgi notunda bu adaletsizliğin giderileceği belirtilmesine rağmen personel yasa taslağında adaletsizlik devam etmektedir. * Tam teşekküllü hastaneden sağlam raporu alarak orduya giren personel yıllar sonra görevin koşullarının da etkisi ile sağlıklarını kaybetmekte ve ‘TSK’da görev yapamaz’ raporu ile emekli edilmektedirler. TSK dışında sağlık nedeniyle istekleri dışında re’sen emekli edilen başka kamu görevlisi yoktur. Bu personel durumdaki emsallerinin derece ve kademesine ulaşamadıkları için mağdur olmaktadır. Bu personelinde vazife malülleri gibi emsallerinin bulundukları derece ve kademeyi geçmemek kaydı ile yükselmelerinin sağlanması ya da asgari bir üst dereceden emekliye ayrılmaları adaletin gereği olarak sağlanmalıdır. Sosyal tesislerdeki ayrımcılığa son verilmeli * Silahlı Kuvvetler’de sayısal oran 1/3 civarındadır. Yani bir subaya karşı üç astsubay mevcudu vardır. Daha açık bir deyimle Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 100 subay varsa 300 astsubay vardır. Ancak sosyal tesisler söz konusu olunca bunun tam tersi uygulama vardır. Ordu evlerinden askeri kamplara kadar tüm sosyal tesislerde hem nitelik yönünden hem sayısal olarak astsubaylara sağlanan imkanlar subaylara tanınan imkanların üçte biri bile değildir. Sayısal durum göz önüne alındığında aradaki korkunç uçurum çok daha iyi farkedilecektir. Bu ayrımcılığa son verilmesini bekliyoruz. Emekli maaşlarındaki adaletsizlik * Türk Silahlı Kuvvetleri’nden lise mezunu olup, emekli olan subaylar mevcuttur. Tahsil süresi iki yıl olan harp okulları bilahare üç ve son olarak dört yıla çıkartılmış, ardından görevdeki ve emekli olan subaylar 4 yıllık harp okulu mezunu kabul edilerek intibakları 8/1 dereceden yapılmıştır. Astsubay okulları da yüksek okul seviyesine çıkartılmış olmasına rağmen aynı haktan astsubaylar yararlandırılmamışlardır. Bu durum adalet ve eşitlik ilkesine aykırıdır. Mağduriyetinin önlenmesi için görevdeki ve emekli olan astsubayların göreve başlangıç derecelerinin 9/2 dereceden kabul edilerek intibaklarının yapılması gerekmektedir. * Aynı süre görev yapan, aynı tahsil süresine tabi bir emekli subay ile emekli astsubayın maaşı arasındaki fark yüzde 300 civarındadır. Çünkü subay emekli olurken maaşının yüzde 85’ini alırken emekli astsubay maaşının yüzde 55’ini almaktadır. Haksızlığın bile ölçüsü olmalıdır. Tarık Tekgözli |
1833 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |