• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Hürriyet'in yayınlayamadığı sakıncalı röportaj

NTERNET HABER (ÖZEL İÇERİK) - İzmir'deki casusluk ve Balyoz davası sebebiple istifa eden Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner, twitter hesabından duyurdu. 

Güner, Hürriyet gazetesinin kendisiyle röportaj yaptığını ancak o röportajı yayınlamadıklarını açıkladı. 

Söz konusu röportajı twitter hesabından yayınlayan Oramiral Güner, bu söyleşiyi Hürriyet'e 25 Ekim 2013 tarihinde vermiş. 

HER SATIRI BOMBA

Hürriyet'in sakıncalı bulup yayınlamadığı röportajın her satırı bomba... 

Güner, Başbakan Erdoğan ile istifasından sonra Dolmabahçe'de 55 dakika başbaşa görüşmüş. Hükümet istifayı geri aldırmak için neler yaptı?
*Niye Deniz Kuvvetleri hedef alındı? Amaç kendi gemisini üretmeye başlayan Donanmayı yok etmek mi? TİGEM'de gemi yapan mühendislere ne oldu?

 

GENELKURMAY BAŞKANI'NA ÜZÜLÜYORUM

Hani diyor ya şimdi Başbakan, Cumhurbaşkanı "Necdet Özel arkadaşlarını savunuyor bize"diyor. Ben çok üzüldüm, Genelkurmay Başkanı için. Sözü dinlenmiyor demek ki. Ben o sonucu çıkartıyorum. 

ONU TAKMIYORLAR

Arkadaşlarını savunacak argumanları söylüyor. Ama takmıyorlar. Ben de Donanma Komutanı olarak arkadaşlarımın suçsuzluğunu anlattım.Beni takmıyorsanız, Allahaısmarladık dedim. Ben seninle sorumluluğu niye paylaşayım ki? Türk milletine şu mesajı vermek istedim: "Ey Türk milleti uyanın. Bunlar böyledir. Benim hiçbir beklentim yok.”


FLAŞ SÖZLERDEN BAZILARI

*Emekli olunca kirada yaşayan tek oramiralim
*Mercedes yerine Renault'a bindim
*Başbakan sağolsun annemin bile hatrını sorardı
*Benim için kırılma noktasi 21 Eylül 2012 tarihidir. Ne oldu o gün?
*Kızıma bir şey olursa dağıtırım ortalığı. Kendi hesabımı kendim görürüm. Ben 5 yaşından 60 yaşına kadar idealist yaşadım".

GENELKURMAY BAŞKANI KALE ALINMIYOR

Güner'in bomba açıklamalarından Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de nasibini aldı. 
İddiasına göre hükümet Genelkurmay başkanını kale almıyor. 


30 Ağustos'ta Deniz Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken istifa eden Güner, yayınlanmayan röportajında bakın neler demiş;

NİYE İSTİFA ETTİ?

"Bu davaların başından beri, iddiaların doğru olmadığını ben ve benim gibi işin içindeki tüm subaylar biliyordu. Ama yine de devlet adabı neyi gerektiriyorsa onu yaptık. Bunu yargıya güvendiğimiz için yaptık. Ama zaman geçtikçe gördük ki, yargıya nerede güveneceksin? Adamlar savunma yapıyor. Yargıç başka tarafa bakıyor. Yargıya nasıl güveneceksin?

O AN ÇILDIRDIM

Benim için kırılma noktasi 21 Eylül 2012 tarihidir. Ne oldu o gün? Mahkeme karar verdi. Benim 160 tane pırıl pırıl silah arkadaşımı 18 yıla mahkum etti. Ben hamaset yapmıyorum. Ben bu denizcileri tanıyorum. Yüzde 90'ı ile beraber çalıştım. Ben bu insanları tanıyorum. Bu insanlar pırıl pırıldır. Bunlara 18 yıl hapis cezası veriyorsun. Olacak şey değil. Çıldırdım. O an benin kırılma anımdır.

İSTİFAMI BIR HAFTA BEKLETTİM

Balyoz kararlarının verildiği 21 Eylül 2012 günü, istifa etme kararını verdim. Ancak kendi kendime dedim ki, "Nusret bir hafta bekle. Demesinler ki, hemen feveran ediyor". Bir hafta sonra da 28 Eylül günü istifamı verdim.

KİMSENİN UMURUNDA DEĞİL

Sivil olarak mücadele etmek de benim görevim. Ben Oramiral oldum. Harbe hazırlıktan sorumlu insanlardan birisiydim. Türk Silahli Kuvvetlerinin harbe hazırlığından sorumlu 14 Orgeneral/ Oramiralden biriydim artık. Ben öyle hissediyordum. Ama bir baktım ki, Deniz Kuvvetleri büyük bir zaaf içine düşürülmüş. Bu da kimsenin umurunda değil. Bunun böyle olduğunu gördüm. Kimsenin umurunda değil, kimse sesini çıkartmıyor. 160 tane pırıl pırıl insan gitmiş. 

 

BAŞBAKAN ANNEMİN HATRINI BİLE SORAN BİR İNSAN

Başbakan benimle görüşmek istemiş.Başbakan ile hem şehriyiz biliyorsunuz. Ben de aslen Rizeli'yim.Sağolsun kendisi ile askeri ortamlarda bir araya geldiğimizde annemin bile hatırını soran bir insan. Aynı mahallenin, aynı sokağın havasını koklamış insanlarız. Ama bu devlet işi, kendisini yanıltabilirler. Dostluk başka, alışveriş başka. 

Ben Allah'a da hesap vereceğim. 

Bunun sorumluluğu da omuzlarimda. Dolmabahçe'ye çağnldım. 25 veya 26 Ocak. İstifamı verişimden birkaç gün sonra. Giyindim resmi elbiselerimi. O sırada biri telefon etti, ismi lazım değil. "Aman efendim sivil elbise ile gidin, basın sizi görmesin" dedi. Kimi kimden gizliyorsunuz. Neyse sivil gittim. 

55 DAKİKA BAŞBAKAN İLE NE KONUŞTU
Başbakan ile 55 dakika görüştük. Başbakan'a orada herşeyi anlattım. 5 yaşından 60 yaşına kadar nasil idealist bir şekilde yaşadığımı söyledim. Şimdi“Siz bana istifanı geri al diyorsunuz, bu bana Tetiği Çek anlamına gelir” dedim. “Ama bu insanlarin başına gelenleri düzeltin, ben köşemden sizin sağlığınıza dua edeyim” dedim.

Başbakan iyi niyetle beni istifadan vazgeçirmek istedi. "MİT Müsteşarı da zor durumda görüyorsun” dedi. “Yargıyı görüyorsun vb.” dedi.


BENİ KALE ALMAYANIN EMRİNDE NASIL
ÇALIŞIRIM


Ben bunları Yüksek Askeri Şura'da anlattım. Sorumlu olan insanlara bunu anlattım. Hani beni kale almadıysalar, ben de onları kale almadığım için istifamı verdim.
 Beni kale almıyorsa, ben onun emrinde nasıl çalışabilirim? Saygımı yitirdiğim anda da çekip giderim. Ben saygımı yitirdim. Bir dakika bile duramazdım artık.

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI'NI EZMEYEYİM DEDİM AMA...

Balyoz kararlarının açıklanmasından sonra, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın istifa edeceğini düşündüm. Ondan önce istifamı verip, onu ezerim diye endişe taşıdım. Kendisi Karamürsel'e geldi. Geldiğinde görüştük. İstifa etmeyeceğini anladım. Dilekçemi o gün verdim.

BU MİLLET ARTIK BİZE GÜVENMİYOR

"Bu millet artık bize güvenmiyor" diyorum. "Nereden çıkartıyorsun bunu diyorlar". "Ben demiyorum ortaya çıkan Büyük Resim bunu diyor" dedim. Mahkemeler Türk milleti adına karar veriyor. Beni Türk milleti mahkum etmiş, 160 tane pırıl pırıl insanımızı Türk milleti mahkum etmiş, bir kısmı da sırada bekliyor. "Bakın" dedim; "istifamı geciktirdiğiniz her gün bu şebekeler benim hakkımda da birtakım tasarruflar yapacaklar" dedim. Bunu özelikle Deniz Kuvvetleri Komutanı'na söyledim. "Olur mu canım öyle şey?” dedi. Bak oldu sonunda, gördünüz mü?

MERCEDES YERİNE RENAULT'A BİNDİM

İstifa dilekçeniz, yasal olarak Temmuz Ağustos veya Ocak Şubat aylarinda yürürlüğe girebiliyor. Onun dışında, Kuvvet Komutanı isterse istifanızı kabul etmez. Benim istifamı yürürlüğe sokmadıklar için 1 Ocak 2013 tarihine kadar bekledim. Bu arada, rutin çalışmalar için, 3-4 defa Ankara'ya gittim. Kuvvet Komutanına her seferinde “Ocak ayından sonra ben yokum, planlamalarınızı ona göre yapın" dedim. Ankara'ya bu gidişlerimdeOrduevi'nde general katlarında kalmadım. Albay katlarında kaldım. Mercedes makam arabamı bıraktım. Bu millet bana bunu layık görmüyor dedim. Renault otomobile bindim. Ama ben tepkimi başka nasıl gösterecektim? Basına gidip konuşamazdım ki.

ASKERİ ŞURADA NELER SÖYLEDİ?

 

ANKARA'YA ÇAĞIRDILAR, İSTİFADAN VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR

Ankara'ya çağırdılar. Deniz Kuvvetleri Komutanı çağırdı. Genelkurmay Başkanı çağırdı. Beni istifadan vazgeçirmeye çalıştılar. Orada onlara da söyledim. Beni istifadan vazgeçirmeye çalışmanız benim ela gözüme aşık olmanızdan değil, Hükümeti düşündüğünüzden benim istifa etmemi istemiyorsunuz. Açık açık söyledim bunları.

30 Kasım 2012. Yüksek Askeri Şura toplantısı. Şöyle dedim; 
-"Sayın Başbakanım, Sayın Milli Savunma Bakanım, Donanma Komutanı'nız Deniz Kuvvetleri'nin düşürülmüş olduğu durum hakkında ne düşünüyor bilmek istersiniz" diyerek konuşmaya başladım. Olanı biteni ve düşüncelerimi söyledim. Özgürlükse özgürlük. Ben komutanlarıma düşüncemi anlatırım. Dinleyen dinler, dinlemeyen dinlemez. Ben komutanlarımın verdiği emri son dakikaya kadar uygularım yine. Baktım ki saygımı yitirdi, çeker giderim. Ocak ayını beklememin şu yararı oldu. Milli Savunma Bakanı ve Başbakan beni dinlemiş oldu. Diyemezler ki, biz bu anlatılanları bilmiyorduk.

KIZIM ÜZERİNDEN MESAJ VERDİLER

Yüksek Askeri Şura cuma günü geç saatte bitti. Cumartesi günü Gölcük'e döndüm. Pazartesi sabahı da gemilerimizle seyre çıktım. Küçük çaplı eğitimler de olsa personelime moral vermek istedim. Seyirdeyken, pazartesi öğleden sonra, bir de öğreniyorum ki, 16 yaşındaki kızımı savcılığa çağırıyorlar. Neymiş, mağdurmuş. Çıldırdım. Bana şu mesajı veriyorlar; "Ey Nusret Güner, sen istifanı madem geri almadin. Biz de sana bunu yaparız." Bu, bu kadar açık.

ÇILDIRDIM DİŞLERİMİ SIKTIM...

Çıldırdım, ama kendime hakim oldum. Dişlerimi sıktım. Ankara'dan telefonlar geldi."Benim kızım gidecek savcılığa" dedim. "Beni kimseye borçlu bırakmayın" dedim. Benim kızım 16 yaşında. Bu olay meydana geldiğinde 14 yaşında, kızımın 14 yaşındayken odasına güya kamera koymuşlar. Görüntüler vb. Bir de benim tüm faaliyetlerimi rapor etmişler. Bugün şunla görüştü vb. Güya benim astsubaylarım yapmış bunları. İddianamede böyle yazıyor.

KIZIMA BİR ŞEY OLURSA...

Kuvvet Komutanına dedim ki, "Kızıma bir şey olursa dağıtırım ortalığı. Kendi hesabımı kendim görürüm. Ben 5 yaşından 60 yaşına kadar idealist yaşadım".

İSTİFA ETMEYEYİM DİYE CASUSLUK DAVASINI
KALDIRACAKLARDI

22 Ocak 2013 tarihinde, yani İzmir'deki, önceleri kamuoyunda Askeri Casusluk diye bilinen Gizli Bilgi Temin Etme/ Bulundurma davası iddianamesi çıktığında istifamı tekrar verdim. 1 Ocak'tan sonra iddianamenin çıkışını beklemiştim. Bakalım ne olacak diye. İnanıyorum ki, sırf ben istifa etmeyeyim diye Casusluk davasını ortadan kaldıracaklardı. Ama içerde uzun zamandır tutuklu olan 40-50 kişi vardı. Onlara ne diyeceklerdi? Tutukluluklarının hesabını nasıl vereceklerdi? Bunun için davayı açmaya mecbur kaldılar. Bunlar benim değerlendirmelerim.

İSTİFAMI TEK ŞARTLA GERİ ALIRDIM

Bana dediler ki, bizden ne istiyorsun dilekçeni geri almak için. Bunu bana Kuvvet Komutanı söylüyor, ama eminim ki bunu bana daha yukarılardan soruyorlar. "İstifadan vazgeçmek için ne istersin" diyorlar. Çünkü, bu; hükümet içinde ve özellikle TSK'nın içinde çatlak gibi düşünülüyor. Bakın dedim, bütün yargılananlar tutuksuz yargılanacak diyeceksiniz. Hayır. Hepsini af edeceğiz, af çıkaracağız diyeceksiniz. Hayır. Bir tek şey diyeceksiniz: Biz hata yapmışız. Bütün davalar düşecek.

EMEKLİ OLDUKTAN SONRA KİRADA OTURDUM

İstifa ve emekliliğimin onaylandığı 28 Ocak 2013 günü, Deniz Kuvvetlerinin tüm birliklerine bir veda mesaji gönderdim. Saat 17.15'te. O saat o dakika güneşin batım vaktidir. Benim için de meslekte güneşin bakma vakti gelmişti. Ertesi gün devir teslim töreni yaptım. Personeli sinema salonunda topladım. Vedalaştım. Bu arada, kızımın okulunu tamamlaması için bir süreliğine Izmit’te ev kiraladım. Herhalde emekli olduktan sonra kirada oturan ilk oramiral benim.

İÇİM SIZLADI

Dün ( 24 Ekim 2013) tekrar hapsihaneye silah arkadaşlarımı ziyarete gittim. İçim sızladı. Arkadaşlarım içerdeyken ben nasıl Deniz Kuvvetleri Komutanı olacaktım! Kimse bana, Balyoz/ Darbe davasında, neden 140 kişi Deniz Kuvvetleri'nden, 40 kişi Kara kuvvetlerinden mahkum olmuş anlatamaz. Bunu ilk 28 Eylül 2012 tarihinden itibaren Deniz Kuvvetleri Komutanı'na da, Genelkurmay Başkanı'na da , Başbakan'a da söyledim. 

DARBEYİ YARGILAYORLARSA KARACILAR NEREDE ?

Türkiye'nin başına bu belaları getirenlere sesini çıkarmayanlar, şimdi nifak sokuyorlar diyebiliyor. Benim dediğim şu; "Balyoz, Ergenekon, Kafes , Amirallere suikast vb. tüm davalara bakın, sadece askerler için demiyorum, siviller de dahil. Kesinlikle tüm davaların çürük olduğunu anlamak için iki tane gerekçe hazır diyorum. 
Bir: Darbe olacaksa 140 Denizciye 40 Karacı olmaz. 
İki:
 Türkiye'nin hiçbir kurumundan bu kadar yüksek oranda, hele Deniz Kuvvetleri'nden 100 küsür casus çıkmaz. Bu iki iddia bile tüm davaların nasıl kurgu, nasıl yalan olduğunu ortaya koyuyor. Ben bunu olayın çarpıklığını anlatmak için, tüm davaların gerçek olmadığını vurgulamak için söylüyorum.

ÇOK SADIK OLANLARDAN KORKACAKSINIZ

Bakın sadık olmak iyidir de, çok sadık olmak iyi değildir. Bakın ben sadık bir insanım. Beni bir göreve getirirler, sadakatla çalışırım son dakikaya kadar, Komutanlarıma, Amirlerime inandığım bütün doğruları hiç birşey gizlemeden söylerim ve emirlerini uygularım. Ama Saygımı, sadakatimi kaybettiğim anda “Allahaısmarladık” derim. Kalmam görevde. Ama sen beni bir şekilde hakkım olmadığı halde bir yerlere getirmiş isen, ben sana çok sadık olurum. Mecburum çünkü çok sadık olmaya. Çünkü her şeyimi sana borçlu olurum. Onun için çok sadık olanlardan korkacaksınız.

GENELKURMAY BAŞKANI PERSONELİ YERİNE HÜKÜMETE
SAHİP ÇIKIYOR

Ben diyorum ki, Genelkurmay Başkanı tüm personeline olduğu gibi, Deniz Kuvvetleri personeline de sahip çıkmalı. Çıkmadığına göre demek ki onların suçlu olduğuna inanıyor.Genelkurmay Başkanı personeline sahip çıkacağına yukarıya sahip çıkıyor.Komutan lider olursa komutan olur, aksi halde kendi emreder, kendi uygular. Genelkurmay Başkanı şimdi ben kamu görevlisiyim diyor. Benim bildiğim Komutanlar, gerektiğinde "ölmeyi emreder"ler. O halde ben de teklif ediyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri'nde "komutan" kelimesini kaldırsınlar artık. Emniyet teskilatinda olduğu gibi, birbirlerine "amirim" desinler, "Komutanım" demesinler.

BAŞBAKAN DA SUSUYORSA ŞÜPHELENECEKSİN ARTIK...

Bana göre, Genelkurmay çok hatalar yaptı. Silahlı Kuvvetler hakkında bir çok aşağılayıcı şeyler söyleniyor, ama Genelkurmay susuyor. Adamın gözünü bağla, kapat. Sonra geç boks yaptır. Genelkurmay Baskanı Başbakan'a anlatmalıydı. Ben, Genelkurmay'ın Basına konuşmasına karşıyım. Ama siz konuşmazsanız, Amiriniz sizin yerinize konuşacak. Şimdi gazeteler sürekli yazıyor, 1 Mayıs katliamını askerler yapmıştır, 12 Eylül ortamını askerler hazırlamıştır, cami bombalayacaklarmış vb. O zaman gideceksin Başbakan'a diyeceksin ki, "Başbakanım bu olmaz, asker cami bombalamaz". Başbakan da susuyorsa, şüpheleneceksin artık, demek ki sana güvenmiyor. Genelkurmay ırım kırım ediyor. Sen açık açık izah etmezsen insanlara, ırım kırım edersen adamların amacına hizmet etmiş olursun. Adamların amacı zaten TSK'yı aşağılamak.

EN TEHLİKELİ ÖZELLİKLERİ;
ALLAHTAN KORKMUYORLAR

Bizi bu hale getirenlere “X Mafya Grubu” diyorum. Gizli-Organize-Suc Örgütü. Bana göre en tehlikeli özellikleri de "Allah'tan korkmuyor olmalarıdır”. Ben hem bunları, hem de bu duruma sessiz kalan yetkilileri ve ilgilileri protesto ediyorum. Türk Deniz Kuvvetlerinin gelecek 50 yılı çalınmıştır. Bu belgeler nerden çıkıyor diye kimse sormuyor. Sorulacak soruların hiçbirini kimse sormuyor. Emekli Orgeneral Çetin Doğan diyor ki, "Komutan benim, beni yargılayın; madem suç görüyorsanız beni yargılayın"diyor. Ama kimsenin işine gelmiyor. Amaç suçu bulmak ve suçluyu cezalandırmak değil ki. Amaç TSK'yı bitirmek. Neden Teğmen'inden Orgeneraline/ Oramiraline kadar herkesi yargılıyorlar. Baştaki 5 kişiyi yargılasalardı. Problem olmaz, TSK da itibar kaybetmezdi.

SAVCI BANA ŞANTAJ YAPTI

İzmir'deki askeri casusluk iddianamesinde beni mağdur olarak yazmışlar. Güya Kızımın odasına gizli kamera koymuşlar, aslında telefonunuzu dinledik diyemiyorlar. İddianameye öyle yazmışlar ya. Ne olursa olsun, önemli değil. Böyle bir şey olsa da önemli değil. Bunlar bana ve eşime de olmadık şeyler söyleyebilirler. Söyledikleri gerçek de olsa, hiç önemli değil. Bana şantaj yapamazlar. Bana esas şantajı kim yaptı biliyor musunuz? Bana şantajı Savcı yaptı. Bana şantajı yapacaklar ne diyeceklerdi? Bak elimizde böyle bir kaset var diyeceklerdi. Dediklerimizi yap, yoksa kaseti ortaya çıkartırız diyeceklerdi. Şantaj böyle olmaz mı? İddianameyi hazırlayan Savcı ahlaksız ifadelerin yanına kızımın adını açık açık yazdı. Kızım 14 yaşında, o tarihte. Açık açık yazıyorsun. Şimdi burada şantajı kim yapmış oluyor? Bunlar bizleri geri zekalı mı zannediyorlar!

X MAFYA GRUBU İNSANLARI BİRBİRİNE VURDURTACAKTI

X Mafya Grubu; benim Amiral arkadaşıma diyor ki: “Sekreteri ile ilişkisi var”. Sekreter de, Amiralin gemisinde çalışan bir yüzbaşının eşi. Gerçek olmayan bu ifadeleri kullanmak nasıl bir söylem? Birbirlerini mi vurdurtmaya çalışıyorsunuz insanları? Bunlar vicdansız. Bunların vicdansız olmasını normal karşılıyorum. Ama sesini çıkartmayan kendi adamlarıma kızıyorum. Böyle şeylere nasıl sessiz kalırsın sen. MİT Müsteşarının ayağına basınca hemen tedbir alıyorsunuz. Bunlarda neden sessiz kalıyorsunuz?

TEK RÜTBEM KALDI O DA ŞEHADET

Benim bir tek rütbem kaldı. Şehadat rütbesi. En ufak bir korkum yok. Beni ortadan kaldirabilirler. Hapiste olan silah arkadaşlarımı ve Komutanlarımı kanımın son damlasına kadar savunacağım.

Bana diyorlar ki istifa etmeseydin, mücadele etseydin. Bana yasa dışı hiçbir şey teklif edemezler. Deniz Kuvvetleri Komutanı olsaydım kime karşı mücadele edecektim? Komutanıma ve hükümete karşı mı mücadele edecektim? Onlar beni dinlemiyorlar. Havlu attım. Hayatımda ilk kez havlu attım. Kimle mücadele edeceğim? Ha ortada bu işleri yapan birileri, bu komploları hazırlayan X Mafya Grubu var. Görevdeyken onlarla benim direkt mücadele edecek durumum yok ki. Demokrasinin olmazsa olmazları Muhalefet ve Medya yandaş olmuş, İktidarla birlikte el ele gidiyorlar.

IŞIK PAŞAYI TAKDİR EDİYORUM

Işık Paşa'yı takdir ediyorum. Amirlerine durumu anlatmaya çalıştı. Kim amiri? Başbakan. Baktı ki dinlenmiyor, istifa etti. Işık Paşa takdir ettiğim bir insandır.

İLKER BAŞBUĞ KOZMİK ODA KONUSUNDA HATALI

Bir askerin kozmik bürosuna girebilirler mi ? Orgeneral İlker Başbuğ'un anında istifa etmesi gerekirdi. Anında. Büyük hata yapmıştır. Ben karşı gelsin demiyorum. Bir asker Genelkurmay Başkanı, Başbakan'ın emrindedir. Kesinlikle emrindedir. Ama sen bana güvenmiyorsun, Genelkurmay Başkanı olarak, 35-40 yaşındaki Hakime güveniyorsun. Nasıl? Bilemiyorum. Lafını dinletemiyorsan, bırakıp gideceksin. Yoksa kimse sana saygı duymaz. Sen emir verdim zannedersin. Kendin emir verir, kendin dinlersin. Öl dersin, insanlar ölmez.

ASIL AMAÇ BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ

Tüm operasyonların ana amacı Büyük Ortadoğu Projesi'dir. Bölgenin şekillendirilmesi. ABD bunu açık açık ilan etti zaten. Bunda gizli saklı birşey yok. Küresel güçler bölgeyi şekillendirirken, Süper Gücün bir takım amaçları var, Türkiye'yi yönetenlerin de bazı amaçları var. Burada önemli olan, sizin çıkarlarınızla Süper Gücün çıkarlarının aynı parallelikte gitmesidir. Bunda bir problem yoktur.

Büyük Ortadoğu Projesinin ana felsefesi nedir? Bana göre; Özerk Kurdistan ve Şiilere karşı Sünni bir kuşak yaratmaktır.

İran'a karşı sünni kuşak yaratıyoruz. Suriye'deki azınlık dediğimiz aleviler devrilsin, çoğunluk olan sünniler geçsin başa diye uğraşıyoruz. Amaç paralel. Tunus'ta da. Mısır'da da aynı. Biz neden destekliyoruz? Hepsi sünni olduğu için destekliyoruz.

Bu felsefenin uygulanabilmesi icin Turkiye’de yapılan operasyonun askeri hedefi de, Silahlı Kuvvetlerin demokratik kontrolü kapsamında, siyasilerin hareket serbestisinin arttırılması ve bunun için de TSK'nin susturulmasıdır. Bu benim değerlendirmemdir.

TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL GÜÇ OLMASI ENGELLENDİ

Şimdi gelelim Türkiye'deki Operasyonun sonuçlarına. Oldukça güçlü olan Türk Donanması zayıflatılarak, Türkiye'nin Genişletilmiş Bölgesel güç olması engellenmistir. Akdeniz, Pasifik ve Hint Okyanusu'nu da kapsayan bir çevrede, Türkiye; ancak, Donanması ile etkili olabilir. 

DONANMA YOKSA PİKNİK YAPARSINIZ

Eğer Donanmanız yoksa, oturur Kara Kuvvetleri ile birlikte kendi sınırlarınız içinde piknik yaparsınız. Siz bunlarla başka maksatla işbirliği yaparken, sizin Donanmanızı çökerttiler.
 Demek ki ortada yanlış bir politika var. Aslında küresel güçler, Türkiye'nin, donanmasını ortadan kaldırarak Genişletilmiş Bölgesel Güç olmasını engelliyor. Hükümet düşünsün. Uygulanan politikalarla ne hale gelindiğini düşünsün.

40 SENEDİR HARP GEMİSİ YAPIYORUZ
ONA DARBE VURDULAR

Türkiye'deki Operasyonun ikinci sonucu, Deniz Kuvvetleri'ndeki teknolojik atılımların engellenerek, Türk savunma sanayine darbe vurulmasıdır. Bu darbedir. Ne hava, ne kara’yadır. Darbe esasen Deniz Kuvvetleri'nedir. Yok tank yapıyormuşuz, yok uçak yapıyormuşuz. Millilik oranı yüzde 5-10'u geçmez bunlarda. Biz de 40 senedir harp gemisi yapıyoruz, yerlilik oranı düşük. Ama Türk Deniz Kuvvetleri son yıllarda atılım içerisinde. Bunda son 50 yılın emeği ve birikimi var. 

YERLİ ARABADAN BİN MİSLİ ZORUNU YAPTIK

Başarılı Subaylarımız Donanmada 3-5 yıl çalıştıktan sonra yurt dışı üniversitelerde Master, Doktora yapar; sonra döner Tersanelerimizde, Okullarimizda son teknolojik gelişmeleri aktarır. Sayın Başbakan yırtınıyor araba yapalım diye. Türk Deniz Kuvvetleri arabadan belki 1000 misli daha zor Korveti/ MILGEM'i yaptı. Yerlilik oranı yüzde 70’e yakın. Deniz Kuvvetleri yapacağım diyor ve başarıyor. 

EN İYİ MÜHENDİSLERİ CASUS İLAN ETTİLER

Deniz Kuvvetleri savunma sanayinde lokomotiflik yaptı. Siz bitirdiniz, bunların çoğuna casus dediniz, mahkum ettiniz. Özellikle Askeri Tersanalerimizde ve Türkiye'nin en iyi Arastirma Merkezindeki mühendisler hedef alındı. Geri kalana da, kaçın gidin dediniz, sizin de başınız belaya girecek dediniz. Bu vicdanların alamayacağı birşey. Benim bunları Milletime söylemem lazım. Yere göğe sığdıramayacağın, pohpohlayacağın adamlara, casus diyorsun. Türk Deniz Kuvvetlerine ve dolayısıyla Türkiye'ye yapılan kötülüklerin boyutlarını kimse bilmiyor.

1 MART KRİZİNİN İNTİKAMI

Türkiye'deki operasyonun üçüncü sonucu 1 Mart krizinin faturasının Deniz Kuvvetleri'ne kesilmesidir. ABD'lileri aylarca denizde dolaştırıyorsun. Adamlara ümit veriyorsun. Adam bunun intikamını alıyor. Bunu TSK'ya yıktılar. TSK da Deniz Kuvvetleri'ne yıktı.

TÜRKİYE'YE OPERASYON YAPILIYOR

Bence Türkiye'de yapılan operasyonun en önemli sonucu, 1000'lerce yıllık Türk Ordusuna özgü disiplinin zaafa uğratılmasıdır. Artik astlar, Komutanın verdiği emirleri sorgulayacak, teğmen de orgeneral/ oramiral de ayni cezayı alıyor, sorumluluklarımız aynı, bu emir belki kanunsuz olabilir diyecek, ast üst arasında sevgi/ saygı kalmayacaktır.

DENİZ KUVVETLERİNE YETERİNCE SIZAMADIKLARI 
İÇİN HEDEF YAPTILAR

Sonuç olarak; siyasilerin hareket serbestisini arttırmak için, korku salınarak, TSK susturuldu. "TSK sussun ki, biz rahat hareket edelim" dendi. X Mafya Grubunun, daha önce, Deniz Kuvvetlerine yeterince sızamamış olması, Deniz Kuvvetleri'ni hedef yaptı. Söz konusu Mafya Grubu, Emniyete sızmış, Yargıya sızmış. Büyük Resim diyor ki TSK'ya da kısmen sızmış.Yeterince sızamadıkları Deniz Kuvvetlerini dağıtmak zorundaydılar.

Türkiye'yi dönüştürürken Türk Silahlı Kuvvetleri'nden destek gerekiyordu. Bu destek ihtiyacını en kolay nasıl sağlayabilirsiniz???

KARA KUVVETLERİNDE 1500 KİŞİ CEZA ALSAYDI, 
NECDET ÖZEL YERİNDE KALABİLİR MİYDİ ?

Simdi soruyorum size, “Eğer Balyoz Darbe Planı gerçek olsaydı, Kara Kuvvetleri'nden 40 kişi yerine 750-1500 kişi mahkum olacaktı; bu durumda, Genelkurmay Başkanı görevde kalabilir miydi?”

TEKLİFİM

3 yıl evveline kadar olduğu gibi; “Hakim/ Savcıların verdikleri kararlardan doğabilecek tazminatların, devlet yerine, kendileri ve birinci derece akrabaları tarafından ödenmesi için son 5 yılı da kapsayacak şekilde yasal düzenleme yapılması.”

07-11-2013

http://www.internethaber.com/hurriyetin-yayinlayamadigi-sakincali-roportaj-604112h.htm

  
2027 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri