• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/index.php?stype=lo&lh=Ac8dWUoq1V36L4Hy
  • https://twitter.com/
Ö/K Facebook

Ö/K Twitter


Ö/K You Tube
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Saat
Takvim
GAZETE
Önce Kültür/Yazarlar
Gazeteler
Türkçe Müzik
Yabancı Müzik
Sinema
TV YAYINLARI
A24 Gayrimenkul

Tarih/Belgesel
İstanbul: Fatih Aldı, Vahdettin Kaybetti, Atatürk Kurtardı  


Bennett'in Mustafa Kemal'e Suikastle Görevlendirdiği İngiliz Ajanı Mustafa Sagir'in 1921'de Ankara'da Yakalanışı


Türk Devrimi'ne Karşı İngiliz Palavralarına Özgün Belge ve Bilgilerle Yanıtlar


II. Abdülhamid Dönemi'nin Bilinmeyenleri - 1. Bölüm


II. Abdülhamid Döneminin Bilinmeyenleri - 2. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökleri, 1. Bölüm


Harf Devrimi'nin Yerli ve Milli Kökler-2


1945'ten Günümüze, Ulus-Devlet'e yönelik Etnik Bölücülüğe Meşruiyet Sağlayan İç ve Dış Odaklar


Küreselci Emperyalizmin Ulus Devlet Düşmanlığı, Etnik bölücülük ve Tek Dünya Devleti Düşleri


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-1


"Hilafet İngilizlerin İsteğiyle Kaldırıldı" Yalanını Çürüten Belgeler-2


Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt


Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı
Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1


Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2


"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri

- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları
- Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?



31 Mart 1909 Asker Ayaklanması


Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri



Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm:
Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: 
"N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.

Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması...
-Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu?
-İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ?
-TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ?
-Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.



Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?


Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar


Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar


Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?


1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları


12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol


"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta


"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt


Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik


Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar


Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur


Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri

Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm
Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır



Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar


Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar


Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle


Karabekir - Atatürk Düellosu-2


Karabekir - Atatürk Düellosu-3


Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları


Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması


K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.


Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar


Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...


Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler

1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin.
2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar



Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği


27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika


19 Mayıs

"Üçler Misakı" nedir?
Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir?
Kimler tarafından imzalanmıştır?
Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?



Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa
19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...



Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?


l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar


Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları


Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi"
Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri



30 Ağustos Zaferi


Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar



İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?

Balıkesir TEMAD İl Bşk. Zafer Çimen: Emekli arkadaşım, ne zamana kadar gidecek bu?

Saygıdeğer Meslekdaşlarımız,

Bizler ülkemize ve Türk Silahlı Kuvvetlerine sadakatimizi terimiz,kanımız ve canımızla ispatladık; Adalet,eşitlik ve insan onuruna saygıdan başka hiçbir talebimizin olmamasına rağmen önyargılarla yıllardır kendi kurumumuzca haksızlıklara uğratıldık,kurumumuza saygımızdan dolayı “Kol kırılır yen içinde kalır” dediğimizde bu kez kanadımızın kırıldığını gördük. Haklarımızın iadesi için Genel Merkezimizin koordine ve önerdiğinde TEMAD çatısı altında birlik olmak için yola çıktık.

Balıkesir TEMAD İl başkanı olarak yüklendiğimiz büyük sorumluluğumuzun bilincinde, ama sizlerin desteği hepimizin umutlarını tazeliyor bize güç veriyor.

Hiçbir kurum kendi personeline TSK'nın assubaylara yaptığı haksızlığı yapmamıştır. 

Son on yılda, sağlıkçısından imamına, hukukçusundan maliyeci sine, “güvenlik kuvvetine” kadar herkese ekonomik destek sağlandı. Emekli Astsubay arkadaşım, demek ki “güvenlik kuvveti” değildi. Gabar Dağında, -20 derecede, Irak içlerinde cehennem sıcağında, hain pusularda, kalleş mayınlarla kolunu bacağını kaybederken “piknik” mi yapıyordun?
Ya da evinde, eşinin çocuklarının gözü önünde kurşuna dizilirken tatilde miydin ki seni “güvenlik kuvveti” saymadılar? Bu kadar ağır şartlarda görev yapıp sorumluluk almana rağmen büro memurları ve ilköğretim mezunu mehter takımının zurnazeni ile ayni dereceden göreve başlatıldı, hakkın olan tazminatların ödenmedi;

Sen Assubaysın..Senin için Anayasanın eşitlik ilkesi işlemez..
Bu kadar ağır görev koşullarına ve sorumluluğuna rağmen göreve mahalle bekçisinden,ziraat ev ekonomistinden daha alt derece ve kademeden başlatılır sın,Komutanlık yapar komutan tazminatı almazsın subayla ayni unvanlı görevi yapar tazminatının yarısını bile almazsın, Oyak paranı alır, ama söz hakkı vermez, büyük ortak “sen” olmana rağmen..
Bildiğin problemleri tekrar saymayalım.. Birkaç örnek.. Yetmez mi?
Başka meslek guruplarının arkasında sendikası var, derneği var, bakanı var..

Senin?

Bakanlık-Genelkurmay-TBMM arasında tenis topu gibi gidip gelir derneğin TEMAD.. Sen de başını bir o yana bir bu yana döndürerek seyredersin?

Ne zamana kadar?

Emekli arkadaşım, ne zamana kadar gidecek bu?

Haksızlığa karşı duran, emeğinin alın terinin akıttığı kanın karşılığında
Adalet,eşitlik insan onuruna saygının gerçekleşmesini isteyen, çocuklarına aydınlık yarınlar bırakmayı ve insanca yaşamayı amaçlayan assubay meslektaşım:

Sicil, sürgün, ceza tehdidi ile yıllarca sustun susturulduk. Hala susacak mısın,?
Çözümü var, Çözüm sensin.. Çözüm sende..

Yalnızca kendin için değil, seninle birlikte nice yoksunluklara, zorluklara katlanan eşine ve çocuklarına, kendi insanlık onuruna saygının gereği olarak, TEMAD’a üye ol, aidatını öde. Seçme-seçilme hakkını kullan..!
Bizler seni temsil etmek, haklarını korumak assubaylık çıtasını hak ettiği yere çıkarmak için bu onurlu görevi üstlendik vereceğiniz destek ile bunu başaracağız.

Hepimizin ortak deklarasyonu Kabul edilen BİZ KİMİZ NE İSTİYORUZ yazımızda kamuoyu ve ilgililere ilettiğimiz gibi;

Biz emeği ile yaşayan, emeğinden başka gücü olmayan, sonu başından belli, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm yükünü sırtında taşıyan sessiz bir toplumuz. Hükumetlere muhtıra verme gücümüz, omuzlarımızda yıldızlarımız yoktur. Ama muhtıra verenler bize güvenerek muhtıra verirler, ihtilal yaparlar. Pek kimsenin dikkatini çekmeyiz..Bizler ne daha fazlasını, ne de imtiyazı talep etmekteyiz. Tek arzumuz adalet,eşitlik ve insan onurunun gerçekleşmesidir. Bu nedenle, bize insan olduğumuz için ve insanca yaklaşan herkese minnet duyarız. Saygılarımızla.


BİZ KİMİZ?

Biz Türk Silahlı Kuvvetlerinin teknik ve idari kadro suyuz. “Teknik” sözcüğü yalnızca teknoloji anlamında değildir. Belki teknokrat demek daha doğru olur. Tankların, uçakların, gemilerin, tüm silah ve sistemlerinin bakımı, sevk ve idaresi bizim sorumluluğumuzdadır. Uçağa silahı biz yükler, bakımını biz yapar, uçuşa biz hazır eder, pist başına kadar biz getirir, son kontrolünü biz yaparız. Uçağın, sadece havada uçurulması pilota aittir. Hava Kuvvetlerinin ilk kuruluş yıllarında Türk Hava Kuvvetlerinin pilotları, pilotların hocalarının çoğu assubaydı. Sonradan kaldırıldı. Günümüzde Hava Kuvvetleri K.lığı yapan generaller, öğretmen assubaylara saygı ile yaklaşırlardı. Tanklar da aynıdır, askeri gemiler de.. 

Bizler görevimizi en üst düzeyde yapmamız gerektiğinin bilincinde bir toplumuz. Biz biliriz ki, yeterince sıkılmayan bir vida, en ucuzu 55 milyon dolar olan bir uçağın düşmesine, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bir uçaktan çok daha fazlasına mal olan bir pilotun hayatına, bir cana mal olacağını çok iyi biliriz. Bu bilinçle görevimizi en iyi biçimde yapmanın sorumluluğunu taşırız.

Görev için yola çıkacak bir tankın, denize açılan bir geminin her an göreve hazır olması gerektiğini, en az bir uçak kadar hassas sistemlere sahip gemi, tank ve silah sistemlerinin en üst düzeyde göreve hazır tutulması gerektiğini biliriz. Ve bu görevi biz, yalnızca biz yaparız.

Her bölgeden, etnik kökenden, ekonomik ve kültür seviyesinden gelen Mehmetçikleri, belli bir düzen içinde eğitmek, onları bir arada tutmak, sağlıklarından insan ilişkilerine ve askerlik hayatlarından sonraki dönemde hayata hazırlamakta bizim görevimizdir. Bu kadar karmaşık bir toplumu omuz omuza ve kardeşçe bir arada tutmak için neler yaptığımızın sırrını zaman zaman biz bile bilemeyiz.

İç güvenlikte, asayişte,depremde, sel felaketinde, kargaşada, anarşide, bölücü terörle mücadelede biz hep ön plandayız 

Ordumuzun kahraman Mehmetçiğine en yakın olan biziz. Onlardan birine bir şey olduğunda kendi evladımız gibi içimiz yanar. Şehit düşen bir evladımızın cansız bedenini topraktan ilk biz kaldırırız. İçimizdeki öfkeyi, taşan sabrımızı kontrol etmek bize düşer. Mesleğimizin en zor yanı budur. Yanınızda yaralanmış, umutla gözlerinize bakan bir Mehmetçiğin yaşaması için sadece dua etmekten başka çaremizin olmadığı anlar uykularımızı böler, rüyalarımıza girer..

Bir Mehmetçiğin cansız bedenini anne-babasına teslim ederken, hani basında tek satırlık bile haber olamayan, hani hangi mankenin o gece kiminle yattığı kadar toplum ve basın nezdinde haber değeri taşımayan bir yiğit vatan evladının cansız bedenini sevdiklerine teslim ederken küçülüp kaybolmak isteriz. Gözlerimizi kaçıracak yer ararız. Dilimiz damağımız kurur. Gözlerimiz yanar.. Ama gene de dik durmamız gerektiğini biliriz.

Mesai saatimiz yoktur. İş bitince gideriz evimize. Ayda ortalama 5 gün 24 saat esasına göre tek kuruş fazla mesai ücreti almadan nöbet tutarız, haftanın bir günü gece eğitimine katılırız. Tatbikatlar, özel görevler bunun dışındadır. Göreve 24 saat hazırız. Görev gerektiğinde zaman kavramı yoktur.

Biz Yunan sınırında, biz Irak sınırında, biz GABAR Dağında, biz Bosna’da, biz Lübnan’dayız. Biz Şemdinli’de, biz Hakkari’deyiz...

Biz, Kuşadası'nda, Bodrum’da Çeşme'de masa başında klimalı,kaloriferli ofislerinde oturan büro memurları ile aynı kefeye konarız. Görev koşullarımız ve sorumluluklarımız kıyas kabul etmese de aynı derece ve kademeden göreve başlatılırlar.

Mesai saatimiz yoktur. İş bitince evimize gideriz ve bir kuruş fazla mesai tazminatı alamayız.

Meslek hayatımızın nedeyse üçte biri nöbette,tatbikatta, gece eğitiminde, özel görevlerde ve evimizden uzakta geçer. Biz eşlerimizin hamileliğini, çocuklarımızın bebekliğini, diploma günlerini, ana-babamızın hastalıklarını görmeyiz. Biz işimizle evliyiz.

Biz Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm yükünü omuzlarında taşıyan onurlu emekçileri, biz Assubaylarız.

NE İSTİYORUZ ?

Biz hiyerarşiye saygılıyız, ne daha fazlasını ne de imtiyaz istiyoruz. Bizler sadece adalet,eşitlik ve insan onuruna saygı istiyoruz.

Ne kimsenin aldığı maaşta, ne flamalı arabalarında, ne eşlerine tahsis edilen sivil plakalı sivil şoförlü araçlarında, ne saltanatların da gözümüz var...

1. Assubayların bir üniforması da kefendir; Bir ayın 8-10 günü 24 saat esasına göre tek kuruş fazla mesai ücreti almadan kışlada geçirirler; Buna rağmen ön yargılarla görev koşulları ve sorumlulukları assubaylarla kıyaslanamayacak birçok devlet memurundan daha alt derece ve kademeden göreve başlatılırlar. Tek neden assubay oluşumuzdur. Bu durum akla, mantığa, anayasaya ve hatta insanlık anlayışına aykırıdır. MYO mezunu Emniyet Hizmetleri, meclis stenograflar, ziraat ev ekonomistleri teknik hizmetler mensupları ile Lisans mezunu olan daha birçok devlet memuru 657 sayılı Devlet memurları kanununun ortak hükümlerinde belirtilen derece ve kademelerin (görev koşulları dikkate alınarak) bir üst derecesinden göreve başlarlarken bu hak assubaylardan esirgenmiş,Yüksek Okul mezunu assubaylar büro memurları ile aynı derece ve kademeden göreve başlatmamışlardır. Adalet ve eşitlik gereği MYO mezunu assubayların 9/2 Lisans mezunlarının 8 'nci dereceden göreve başlatılarak adalet ve eşitlik sağlanmalıdır.

2.Aynı süre görev yapan, aynı tahsil süresine tabi bir emekli subayla bir emekli assubay kıyaslandığında aradaki maaş farkı %300' dür. Haksızlığın bile ölçüsü olmalıdır 
3. Tam teşekküllü hastahaneden SAĞLAM raporu alarak orduya giren personel yıllar sonra görevin koşullarının da etkisi ile sağlıkların kaybetmekte ve TSK.GÖREV YAPAMAZ raporu ile emekli edilmektedirler; TSK dışında sağlık nedeniyle resen emekli edilen başka kamu görevlisi yoktur bu personel durumdaki emsallerinin derece ve kademesine ulaşamadıkları için mağdur olmaktadır Bu personelinde vazife malulleri gibi emsallerinin bulundukları derece ve kademeyi geçmemek kaydı ile yükselmelerinin sağlanması yada asgari bir üst dereceden emekliye ayrılmaları adaletin gereği olarak sağlanmalıdır.

4.Silahlı Kuvvetler'de sayısal oran ¼ civarındadır. Yani bir subaya karşı dört assubay mevcudu vardır. Daha açık bir deyimle Türk Silahlı Kuvvetlerinde 100 subay varsa 400 assubay vardır. Ancak sosyal tesisler söz konusu olunca bunun tam tersi vardır. Ordu evlerinden askeri kamplara kadar tüm sosyal tesislerde hem nitelik yönünden hem sayısal olarak assubaylara sağlanan imkanlar subaylara tanınan imkanların üçte biri bile değildir. Sayısal durum göz önüne alındığında aradaki korkunç uçurum çok daha iyi fark edilecektir. Bu ayrımcılığa son verilmesini bekliyoruz.

5.Türk Silahlı Kuvvetlerinden Lise Mezunu olup, emekli olan albaylar mevcuttur. Daha sonra harp okulları iki, üç ve son olarak dört yıla çıkartılmıştır.Görevdeki ve Emekli olanla subayların intibakları da yeni duruma göre düzeltilmiştir. Assubay okulları da Yüksek Okul seviyesine çıkartılmış olmasına rağmen, intibalarımız konusunda tüm kapılar çalınmış ancak söz verilmesine rağmen sonuç alınamamıştır.Bu durum mağduriyetimize neden olduğundan ivedi sonuçlanmalıdır

6.Hastanın emeklinin rütbesi olur mu? Ancak birçok askeri hastanede A-B-C poliklinik hizmetleri ile subaylar lehine ayrımcılık yapılmaktadır,tepkiler üzerine bu hususun ortadan kaldırılacağı bildirilmesine rağmen ön yargılar aşılamamıştır

7.Lojman konusu daha da iç karartıcıdır. Burada bir oran neredeyse söz konusu değildir.Lojmanların %40' ı assubaylara %55 'i subaylara % 5' i (Jandarmada % 15 'i) uzman çavuş ve sivillere tahsis edilir. Ancak bu sayısal oranla terstir. Kısaca subayların tamamı lojmandan faydalanırken arta kalan lojmanlar assubaylara verilir.Faydalanma oranları eşit olsa bile subay sayısının az olması nedeniyle lojmandan faydalanan subay sayısı assubayların 4 katı olacaktır; Bu haksızlık hangi değer yargısı ile haklı gösterilebilir,adaletsizlik önlenmelidir.

8. Emekli Sandığı Kanununun EK-70 Maddesi 1 'nci fıkra (b) bendinde yer alan gruplardaki oranlar belli bir seviyede azalmasına rağmen 3'ncü ve 2'nci derecedeki personelin oranları orantısız bir şekilde azaldığı için bu dereceden maaş alan personel 1-3 yıllık eksik hizmet için ömür boyu % 30-40 oranında eksik maaş almaktadır. Bu konu müteaddit defalar Genelkurmay ve MSB tarafından yasa teklifi verildiği açıklanmasına rağmen adaletsizlik giderilmemiştir. 

9. Yürürlükteki iç hizmet kanunu ve askeri ceza 1930’lu yıllardan kalma ve çağın çok gerisindedir. Personel kanunundaki hükümler subaylara imtiyaz ve ayrıcalık tanımaktadır.Bu yasaların çağın gereklerine uygun olarak yeniden düzenlenmesini bekliyoruz.

10. Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devletidir. En yüksek makam olan Cumhurbaşkanının hürriyeti bağlayıcı ceza vermeye, yani hapis cezası vermeye yetkisi yoktur. Ancak Ordu’ya yeni katılmış, mesleği hukuk olmayan bir subayın kendi kararı ile hapis cezası verme yetkisi vardır. İddia makamı ve yargıç aynı kişidir. Olağanüstü durumlarda olağanüstü kararlar alınması gereği elbette ve özellikle de görevi savaşmak olan ordu için kabul edilebilir bir durumdur. Ancak, olağanüstü durumlarda olağanüstü mahkemeler oluşturulması gerekir. İnsan hak ve özgürlükleri olağanüstü durumlar söz konusu edilerek göz ardı edilemez. Kaldı ki hapis cezası yetkisi olağanüstü durumlarda değil, olağan durumlarda ve barış konuşlanması içinde de geçerlidir. AİHM bir assubayın başvurusu üzerine şahsi hürriyetin sadece mahkemelerce hakim kararı ile kısıtlanabileceğine hükmederek Türkiyeyi tazminata hükmetmesine rağmen yeni hazırlanan Disiplin Cezaları yasasında cezanın adı değiştirilmesine rağmen nitelik olarak cezalar daha da ağır hükümlerle şahsın ordudan tart edilmesine kadar giden bir hukuksuzluğu beraberinde getirmiş olup , şahsi hürriyeti kısıtlayan yasaların amirin keyfiyetine bırakılmasına devam edilmektedir. 

11. Askerlikte hiyerarşi yapı gerekli ve hatta zorunludur. Bunu üniforma taşıyan herkes bilir ve kabul eder. Ancak, askeri garnizonlarda eşlerin ve çok acıdır ki çocukların da rütbesi vardır. Karşılıklı insani saygıdan kimsenin rahatsızlık duyması söz konusu değildir. Ancak, senin baban assubay sen arka sıraya geç.. Benim babam subay ben senden önde oturacağım, burası subayların sosyal tesisi sen assubay eşi çocuğusun giremezsin,benim eşimin rütbesi seninkinden yüksek hizmet önceliği benim mantığı, ne yazık ki genç beyinlere kardeşlik yerine husumeti, sınıfsal ayrımcılığı yerleştirmektedir.Bu çağ dışı düşünce ve tahakküm arzusu terk edilmelidir.

12. Kamu düzeninin işleyişi bellidir. Polisin özlük hakları İçişleri bakanlığı tarafından takip ve teklif edilir. Öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin kanun ve teklifler Milli Eğitim Bakanlığı tarafından takip edilir. Assubayların da haklarının da Genelkurmay Başkanlığı ve MSB tarafından takip edilmesi gerekir. Ancak hem görevde olan assubaylara hem de emeklilerine ne yazık ki üvey evlat muamelesi yapılmakta, yukarıda ana hatları ile özetlenen haklara ilişkin hiçbir çalışma yapılmadığı gibi, ne yazık ki meclise kadar gelen teklifler bizzat Genelkurmay tarafından engellenmektedir !Biz bu ülkeye ve TSK .ne olan bağlılığımızı terimiz ve kanımızla ispat ettik personel arasındaki bu ayrımcılık sevgisizlik sarmaşığını büyütmekte olduğu unutulmamalıdır.

13. Üyelerinin % 60 'ını oluşturan assubaylar OYAK ve şirketlerinde denetim ve yönetim kurullarında temsil edilmemektedir. Oysa kendi imkanları ile yüksek lisans doktora yapmış assubay mevcuttur. Oyak, emekli olanlara birikmiş aidatlarına cüz'î bir nema ödeyerek kurumla ilişiklerini kesmektedir oysa üye aidatları ile kurulan şirketlerin karlarının tamamı üyelere nema olarak verilmemekte büyük bir bölümü yeni yatırımlara aktarılmaktadır,bu nedenle tüm üyelerin kurum iştiraklerinde hakları olduğundan tüm üyelere Aidat miktarı ile orantılı hisse senedi verilmelidir. Bu konuda TEMAD (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) tarafından açılan dava maalesef ret edilmiştir. İç Hukuk yolları tüketildiği için konu AİHM götürülmüştür..

14 Orduda sadece subaylara ödenen MAKAM-TEMSİL-KADROSUZLUK-GÖREV –KOMUTANLIK tazminatından assubaylar yararlanmamaktadır. Komutanlık tazminatı ise göstermelik olarak binde bir oranında assubaya verilmiştir; Özellikle Assubaylar 631 sayılı KHK gereği almaları gereken temsil tazminatını Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 631 sayılı KHK özüne aykırı olarak uygulama içeren 2002/3546 sayılı BKK 1 'nci maddesinin adil olmadığı gerekçesi ile iptaline karar vermiş olmasına rağmen alamamışlar yeni düzenlemede aynı haksızlık devam ettirilmiştir.

15.Kalkınmada öncelikli ve olağanüstü hal bölgelerinde 2 yıl görev yapan kamu görevlileri 1 kademe almasına rağmen bu hak bizlerden esirgenmiştir

16. Anayasamız ve AİHS angaryayı yasaklamıştır; Angarya zorla çalıştırma dır, Askeri okullardaki süreler dikkate alınmadan TSK adına 1-10 yıl okuyanda yeni düzenleme ile 10 yıl mecburi hizmete tabidir; Mecburi hizmet makul seviyelere çekilmeli,bu süreyi tamamlamadan ayrılmak isteyenlerin tazminat ödeyerek ayrılması sağlanmalıdır.

17. Günümüzün koşulları ve lisans mezunlarının er olarak askerlik yapmaları dikkate alınarak, assubay MYO Lisans seviyesine çıkarılmalı,fakülte mezunlarının astsubay sınıf okullarına alınma işlemine devam edilmelidir.
Sizlere söz verdiğimiz gibi desteğinizle tüm bu sorunlarımıza ancak sizlerin desteği ile çözüm bulabiliriz. Haksızlığımız kader olmamalıdır bizler buna izin vermemeye kararlıyız sizinde bugün burada “Haksızlığa sessiz kalmak yeni haksızlıklara davetiyedir” bilinci ile bulunduğunuzu biliyoruz desteğiniz için teşekkür ediyoruz; Henüz umutsuzluk ve boş vermişlik gömleğini sırtından çıkarmayan arkadaşlarımız var onları da kucaklamak “Sen yoksan bir kişi eksiğiz” demek için buradayız BU BAYRAK YARIŞINI BİRLİKTE KAZANACAĞIZ .

Saygılarımla.

24.04.2013

Zafer ÇİMEN
TEMAD Balıkesir İl Başkanı.

Kaynak

  
5198 kez okundu

Yorumlar

assubay mı?     13/10/2014 00:49

astsubay mı..assubay mı? yıllarca astsubay olarak bildik ..assubay assolist çağrışımı yapıyor oysa astsubay subayın astı gibi geliyor kulağa ..hiyerarşi anlayışı da bunu çağrıştırmakta..neden kendinizi subaylarla kıyaslamaktasınız..?uzmançavuşlar da astsubaylarla kendilerini kıyaslıyor ve ne kadar haksızlığa uğradıklarını haykırmaya çalışıyor..kardeşim emekli ASTSUBAY aylığı alıyor oyak maaşı dahil 3000 lira maaşı var..sıkıntı subaylar kadar maaşımız yok yakınması mı ,maaş az yakınması mı biz sivillere daha net anlatmalısınız ki durumunuzu kavrayabilelim..teşekkürler hepinizin hizmetleri için..
Misafir -

görüş     02/08/2013 20:33

Zafer ÇİMEN bahis konular herkes tarafından bilinmektedir gelin düzeltin iyi görüşleriniz var
Misafir -

Teşekkürler      02/08/2013 11:16

Sn.Çimen'e duygularımızı yeniden gündeme taşımasından dolayı teşekkür ederim ancak yazı metninin mücadelemizi yeniden başlatan www.emekliassubaylar.org sitesi tarafından hazırlandığını vefa gereği belirtmek gerekliliğine inanıyorum
Misafir -

intibak....     27/04/2013 13:17

Birinci dereceyi görecemmiyiz? Saygilarimla...
Misafir -

Zafer Çimen'in konuşması hakkında     27/04/2013 01:04

TEMAD Balıkesir İl Başkanı Zafer ÇİMEN'e biz emekli assubayların yıllar yılı çözülemeyen sorunlarını her platformda dile getirerek çözüm arama çalışmalarından dolayı çok teşekkür eder;başarılarının devamını dilerim.
Misafir -

BİZ KİMİZ VE YAZI     25/04/2013 09:39

Yazı ile ilgili olarak kaynak gösterilmesi şık olurdu. www.emekliassubaylar.org diyebilinirdi.
Misafir -

Site Haritası
KİTAP ÖNERİLERİ
Prof.Dr. Cihan Dura, Sömürgeleşen Türkiye


Prof.Dr. Cihan Dura, Ataname


Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında
(AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye) 


M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı


Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz


Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak


Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye


Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek


Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık


Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?


Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak


Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt
Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih


Soner Yalçın, Samizdat


Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler


Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti


Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları


Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu


Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz


Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk


Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir


Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri
Yazar: Abdullah İnaler


Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi
(Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D
Bunun için neler yaptı?
Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)


Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı
(Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)


Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini


Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı


Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım


Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1


Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2


Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri


Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar.
Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı

Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri
Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant
- Atatürk'ün Eğitim Sistemi


Amerikan Ulusal Andı

"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"



Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim


GENÇLİĞE HİTABE
Analiz

AKP-BDP çatısı altında Türkiye Cumhuriyeti’ni dönüştürmeye çalışanlar, 18 yıl önce (1993-1994) Kürt-İslam çizgisindeki Yeni Zemin’de örgütlenmiş... 3.6.2011-Yeniçağ 
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-51438h.htm
Yeni Zemin Dergisi Konu Başlıkları:
https://katalog.idp.org.tr/dergiler/610/yeni-zemin



Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).


Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda


Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.

Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:


İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri