Atatürk'e ve Türk Tarih Tezine Kafatasçı Irkçılık Suçlaması Yapanlara Yanıt
Belgelerle 1925 Şeyh Said İsyanı Musul Sorunuyla İlgisi | 1924 Ağustos Nasturi Ayaklanması l Şeyh Said İsyanı ve Hilafet |Türk Ordusu İçinde Örgütlenmiş Ayrılıkçı Kürt Kökenli Subaylar ve Gizli Azadi Örgütü | Seyit Abdülkadir ve Suçortaklarının İngiliz Ajan Mr. Templeton Olarak Tanıdıkları İstihbaratçıyla İlişkileri | Bastırılmasında Ordumuzun Yanında Yer Alan Bölge Aşiretlerinin Çabaları | Şeyh Said'in Hilafet Propagandasına Karşı, Adalet Bakanı Seyid Bey'in Onbinlerce Bastırılan Hilafetin Kaldırılması Konulu Kitapçığının İsyan Bölgesinde Dağıtılması | İsyancılardan Biri Bağırıyor: "Yaşasın Kürtlük!" İdamı İzleyen Diyarbakır Halkı Topluca Haykırarak Ona Yanıt Veriyor: "Yaşasın Cumhuriyet!" | Rauf Orbay: "Şeyh Said,.. 1914'te de Devlete Karşı İsyan Etmiş, Rus Konsoloshanesine Sığınmış, 1. Dünya Savaşı Arifesinde Rusya Hesabına Çalıştığı Sabit Olmuş, Müseccel (Sabıkalı) Bir Mahluktu.
Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-1
Barzani aşiretinin emperyalizm ve siyonizm ile ilişkileri; Atatürk'e ve Türkiye'ye ve Türklüğe Düşmanlığı-2
"Ilımlı İslam" ve "Siyasal İslam" projesinin; belgeleriyle tarihsel kökenleri
- Türkiye'nin NATO'ya üyelik başvurusuyla ilgili gizli görüşme tutanakları - Kimler neden ve nasıl Atatürk İlkeleri'ni hedef aldı?
31 Mart 1909 Asker Ayaklanması
Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş yöntemleri
Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 7. Bölüm: Necip Fazıl Kısakürek ve Büyük Doğu dergisinde C.R.Atilhan, Nihal Atsız, Rıza Nur makaleleri.
Milli Mücadele'ye Karaçalanlar 8.Bölüm: "N.F.Kısakürek ve C.R.Atilhan'ın M.Kemal'e Suriye Cephesinde İngiliz Ajanlığı ve İhanet İftirası.
Amerikan Kültür Emperyalizmi ve 1949 Fulbright Antlaşması... -Türk Eğitim Sistemi ABD ve CIA güdümüne nasıl sokuldu? -İkili antlaşmanın 13.03.1950 tarihinde yapılan Meclis görüşmesinde hangi vekiller evet oyu verdi, hangi vekiller oturuma katılmadı ? -TBMM'de kabul edilen antlaşmanın gerekçesi neydi ? -Fulbright burs programında CIA'nın örtülü operasyonlarına ilişkin itiraflar ve belgeler.
Suriye'de yaşananlar BOP'un bir sonucu mu?
Tunceli harekatına yönelik iftiralara yanıtlar
Türkiye'ye yönelik "Dersim İftirasına" yanıtlar
Türkiye,1990 sonrası hangi odaklarca, niçin ve nasıl hedef alındı?
1945-1990 arası ABD-Rusya Soğuk Savaş Dönemi; Küreselci Emperyalizmin SSCB’yi Yıkma Çalışmaları
12 Eylül’den günümüze ABD’nin Türkiye’ye biçtiği yeni rol
"Atatürk'ü Ankara'da 2 tabur işgalci İngiliz askeri selamladı" iddiasına; belgelerle son nokta
"Atatürk'ü Ankara'da İngiliz askeri selamladı" iddiasına yanıt
Cumhuriyetin yerli ve milli kökleri-Laiklik
Vahdettin'in kaleminden Milli Mücadele'ye, Atatürk'e ve Türklüğe iftiralar
Milli Mücadele'ye Karaçalanlar: Rıza Nur
Rıza Nur; Nihal Atsız; Kadir Mısıroğlu İlişkileri
Milli Mücadele'ye Karaçalanlar, 11. Bölüm Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü'ye yönelik iftiralar, kimlerce ne zaman başlatılmış; nasıl yayılmıştır
Kazım Karabekir'den Fevzi Çakmak ve Atatürk'e iftiralar
Kazım Karabekir'in Suçlamalarına Atatürk'ün Verdiği Yanıtlar
Karabekir - Atatürk Düellosu - 1933 - Özgün belgelerle
Karabekir - Atatürk Düellosu-2
Karabekir - Atatürk Düellosu-3
Kazım Karabekir'in Atatürk'ün ölümünden sonra yönlettiği suçlamalar ve yanıtları
Karabekir'den Atatürk ve Yakın Çevresine Müslüman Türkleri Hristiyanlaştırma suçlaması
K.Karabekir'in Atatürk'e: Türkiye'yi Bolşevik yapacaktı, Amerikan Mandası yapacaktı, Halife olacaktı vs. iftiraları ve Birincil Kaynaklardan Özgün Belgelerle Çürütücü Yanıtlar.
Atatürk'e yönelik "İngiliz ajanı" iftirasına belgelerle yanıtlar
Vahdettin neden kaçtı ? Çoğunu ilk kez göreceğiniz belgelerle...
Vahideddin'in ABD, İngiltere, Fransa devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda, bildirilerinde ve anılarında Türklüğe yönelttiği iftiralar ve "Vahideddin dünyanın en dürüst adamıydı, hazinesini götürmeyip millete bıraktı" yalanını çürüten gerçekler
1-TBMM Gizli Oturum Tutanaklarında Vahideddin. 2- G. Jeaschke'nin "Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri" ve "Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi"ndeki yalan, yanlış vs. uydurmalarıyla Vahideddin'in kaçışına ilişkin gerçeğe aykırı iddialar
Rıza Nur ve K.Karabekir'in, Atatürk'e karşı söylem ve eylem birliği
27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi - Amerika
19 Mayıs
"Üçler Misakı" nedir? Milli mücadele tarihimizde nasıl bir yere sahiptir? Kimler tarafından imzalanmıştır? Kimler tarafından; ne zaman ve nasıl çarpıtılmıştır?
Üçler Misakı - Milli Mücadele Kararı - Fevzi Paşa, Cevat Paşa, Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs Devlet Operasyonu , "Erenköy Konseyi" uydurmaları ve karartılan "üçler misakı" gerçeği...
Osmanlı Devleti l. Dünya Savaşı'na niçin ve nasıl girdi?
l. Dünya Savaşı'nda, gizli anlaşmalar ışığında; İttihat-Terakkiı, Atatürk ve Almanya arasındaki ilişkiler, çelişkiler, çatışmalar
Müttefik sanılan Alman İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'nu sömürgeleştirme ve parçalama planları
Atatürk'ün "Türk Tarih Tezi" Mezopotamya, Anadolu ve Avrupa'da varolmuş Türk medeniyetleri
30 Ağustos Zaferi
Lozan Antlaşması'na yönelik iftiralara, çoğunu ilk kez göreceğiniz, özgün belge ve bilgilerle yanıtlar
İngiliz meclisi Lozan'ı onaylamak için niçin yaklaşık 1 yıl bekledi?
Emekli Jandarma Astsubay Fikret ÖZDEMİR'den Yılmaz ÖZDİL'e Mektup
Ben emekli Jandarma Astsubay Fikret ÖZDEMİR.
Sizin büyük bir hayranınızım ve bütün yazılarınızı mutlaka okuyorum, düşünce ve görüşlerinize de aynen katılıyorum. 22.02.2013 tarihli yazınızı okuduktan sora size bu yazıyı yazıp yazmama konusunda çok düşündüm ve sonunda yazmaya karar verdim. O kadar doluyum ki nereden başlayacağımı ve hangisini yazacağımı bilemiyorum. Keşke imkanım olsa da bunları size birebir anlatabilsem.
Öncelikle belirtmek isterim ki ülkesi için 20 yıl hizmet etmiş ve bu süre içerisinde dört defa şark görevi olmak üzere 12 defa eşya taşımış biri olarak, amacım Türk Silahlı Kuvvetlerini karalamak veya eleştirmek asla değildir ve olamaz. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve ülkenin düşürüldüğü durumdan en az sizin kadar ben de rahatsızım.
İlgili yazınızı okuduktan sonra benim suçum neydi diye kendi kendime sordum. Yazınızda mektubu yazan kişiye yalan da olsa bir suç isnat edildi, sahta de olsa deliller sunuldu, ifadesi alındı, hâkim karşısına çıkarıldı ve yargılandı. Bizlere ise hiç söz hakkı tanınmadan ifademiz alınmadan sırtımıza tebeşirle yazılan rakam kadar hapis cezaları verildi. Düşündüm bizim tek suçumuz astsubay olmaktı ve vatanını sevmekti.
Ellerinizden öper iki kızım var. İlk şark görevine gittiğimde (1987) biri üç yaşında, diğeri altı aylıktı. Olağanüstü hal yeni ilan edilmiş teröristlere üç beş çapulcu gözüyle bakılıyordu. Zaten terörist gruplar da çok kalabalık değil en fazla 5-6 kişilerdi. İşte bu günlerde benle ilgisi olmayan olaydan dolayı bana ceza verilmek istendi ve savunmam alındı. Yaptığım savunma sonunda ceza gerektirecek bir durumun olmadığı görülünce, görevler ceza olarak verilmeye başlandı ve benim için kötü günler başlamıştı.
Bulunduğum il Bingöl görevim ise Komando Tim Komutanı idi. Uyduruk görevlerle araziye gönderiliyor ve iki ay boyunca dağda bırakılıyordum. İki ayda bir bir hafta gelip tekrar gidiyordum. Siz hiç çocuğunuzun sizi yabancı sanıp ağlayarak sizden kaçmasını yaşadınız mı? Ben bunu defalarca yaşadım. Diyebilirsiniz ki görev kardeşim yapacaksın. Tamam, onu da kabul ettik katlandık yaptık. Ama üç yıl olağanüstü hal bölgesinde görev yapıp, batıda bir yıl tutulduktan sonra tekrar olağanüstü hal bölgesine hem de şubat ayında tayin edilmeme ne diyeceksiniz. Biz aile değil miyiz, bizim çocuklarımız çocuk değil mi? Biz onları ağaç kovuğundan mı aldık.
Bütün zor şartlara rağmen yinede isyan etmeden kimseye karşı gelmeden, çocuklarımı 5 yıllık ilkokulu üç ayrı ilde okutarak, onlara çocukluklarını yaşatamadan, hastalandıklarında yanlarında olamadan büyüttüm ve 2000 li yıllarda mesleğimin sonlarına geldim. Bu sırada çocuklarım büyüdü ve lise çağındayken yine bir tayin şoku yaşadım. Tayinim Şırnak'a çıkmıştı. Ben oraya ailemi nasıl götüreceğimi düşünürken bir şok daha yaşadım. Beni Şırnak'a 5 saatlik mesafede bulunan Beytüşşebap-Boğazören Karakol Komutanlığına vermişlerdi. Atandığım karakolun kadrosuna göre komutanı üsteğmen olması gerekiyordu. Ancak kritik bir yer olduğu için ve benim tecrübeli olduğum gerekçesi ile aile bütünlüğüm hiç dikkate alınmadan, çocuklarımın gidebileceği bir okul olmayan yere atamam yapıldı. Yaptığım itirazlar ve askeri mahkemeye açtığım davalar sonuçsuz kalınca, 2003 yılında hizmet süremi doldurup yaş sınırını beklemek üzere erkenden 3/2 derecesinden emekli olmak zorunda kaldım. Zor şartlarda çocuklarımı okuttum ve biri kamu yönetimi mezunu diğeri matematik öğretmeni oldu.
Askeri mahkemeye açtığım davada haklılığımı ve atamanın geri alınmasının gerektiğini belgeleriyle ve Anayasa hükmüyle ispatladığım halde geri almadılar. Ne zaman ben TSK’dan ayrıldım ondan sonra usulen davayı karara bağladılar.
O zaman da çok düşündüm. Görüştüğüm avukatlar yüzde yüz haklı olduğumu bu davayı daha ileriye taşımam gerektiğini söylediler. Ancak ben bu ülkeyi ve TSK’yı onlardan daha çok sevdiğim için bu olayı Avrupa’ya taşımadım. Belgelerim hala elimde duruyor, eğer dikkatinizi çekerse ve isterseniz gönderebilirim.
Çok vaktinizi almak ve başınızı ağrıtmak istemem ama küçük bir olay daha anlatmak istiyorum. Bütün bunlara diyebilirsiniz ki; kardeşim askerlik zor tabi sana zorla mı yaptırıyorlar? Askerlik elbette zor ama kuralsız olmasını gerektirmez. Askerlikte uzun saçın cezası o zamanlar 3 gün oda hapsi idi. Alay Komutanı sabah yaptığı içtimada saçı uzun olan Astsubayın ifadesini alıp ceza vermek yerine, saçlarını kendi eliyle makasla rastgele kesti ve koca alayın önünde Astsubayın onurunu, gururunu ayaklar altına aldı.
Zamanın Bölge Komutanı tarafından, 10 dakika içerisinde hiçbir soru sorulmadan, ifadem alınmadan 5 gün oda hapsi ile cezalandırıldım ve affedildim. Söyleyin bana böyle bir yetki hangi dünya liderinde veya hâkiminde var.
Başta da dediğim gibi o kadar doluyum ki burada size yüzlerce olay anlatabilirim. Ancak fazla zamanınızı almak istemiyorum.
Kendi kurumu içerisinde adalet, hak, hukuk ve kanun tanımayanlar, söz konusu kendileri olunca adaletten, kanundan, hukuktan bahsetmeye başladılar. Aile bütünlüğüne önem vermeyenler, kaynanasının cenazesinde aile bütünlüğünden, eşinin doğumu için izin isteyen personele sen mi doğuracaksın diyenler, çocuk sevgisinden bahseder oldular . Sizden ricam eğer yine oraya ziyarete giderseniz, kendilerine bir sorun ve doğru söylemelerini isteyin. Hiç savunma bile almadan kaç kişiye ceza verdiniz. Ceza verdiğiniz astlarınız suçlarını biliyor muydu? Atama yaparken insanların aile bütünlüğünü düşündünüz mü? Adaletten bahsetmek, size lazım olunca mı aklınıza geldi?
Sözlerimi bitirirken, umarım TSK’lerine karşı bu yapılanları onayladığım gibi bir anlam çıkmamıştır. Söylediklerimin tüm TSK için geçerli olmadığını, içerisinde çok değerli ve mümtaz insanlar barındırdığını belirtmek isterim.
Ben sizinle tanışıp konuşmayı eskiden beri çok isterdim. İnşallah bu yazı bir vesile olur ve sizinle tanışma imkanı bulurum. Görüşmek dileğiyle iyi günler diler,
herkese gerekecektir. şu anda tutuklu bulunan bu zatlar benzer adaletsizliklere imza atarken hiç düşünmüyorlardı, şimdi adaletten söz ediyorlar. beter olsunlar ve bu yaşananlar bu zulmü yapmaya devam edenlere küpe olsun. astsubay arkadaşlardan da bu insanların avukatlığını yapanlara şaşıyorum....
Misafir -
Önyargılara lanet olsun 26/02/2013 00:44
Arkadaşımızın belirttiği haksızlığı hukuksuzluğun benzerlerini hepimiz yaşadık ancak alay komutanının assubayın saçını kesmesini sanki yaşamış gibi öfkelenerek okudum bu arkadaşımız buna nasıl izin vermiş bunu anlamak mümkün değil ast olmak köle olmak demek değildir Görevdeki arkadaşlarıma sesleniyorum kendinizi mutlaka geliştirin görevinizi en iyi şekilde yapın birbirinize saygı gösterin ve haksızlıklar karşısında mutlaka direnin birşey çıkmaz düşüncesini bırakıp mutlaka yasal müracaat ve şikayetinizi yapın en azından devletin kendisine verdiği rütbe ve makamı kötüye kullanan kişisel kaprisi olan şerefsizler sizin haksızlıklar karşısında susmadığınızı anlayınca inanın farklı davranacaklardır.
Misafir -
adalet25/02/2013 20:00
Lanet olsun adaletten bi haber idarecilere.Ama ama şimdi tutuklu olan komutanlar genelde adaletli olanlardı...
Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında (AB-D Tarafından Yerli İşbirlikçileri ile Kuşatılan Türkiye)
M.Emin Değer, Oltadaki Balık Türkiye
Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı
Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Sızıntı
Barış Pehlivan, Barış Teroğlu, Metastaz
Alev Coşkun, Tarihi Unutmamak
Prof.Dr.Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye
Prof.Dr.Emre Kongar, Yakın Tarihimizle Yüzleşmek
Rıza Zelyut, Osmanlı'da Oğlancılık
Merdan Yanardağ, Türkiye Nasıl Kuşatıldı?
Prof.Dr. Sina Akşin, Yakın Tarihimizi Sorgulamak
Nurten Arslan. Küçük Anılarda Büyük Sırlar, 5 cilt Biyografik Roman Tarzında Atatürk ve Yakın Tarih
Soner Yalçın, Samizdat
Soner Yalçın, Saklı Seçilmişler
Erol Toy, O'na Katılmak, Dünden Yarına Türkiye Cumhuriyeti
Prof.Dr. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M.Kemal Atatürk'ün El Yazıları
Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu
Laik, Demokratik, Hukuk Sevleti Türkiye Cumhuriyeti'ni Ortadan Kaldırmaya Yönelik İç ve Dış İrticai Örgütler
Prof.Dr. İlber Ortaylı, Zaman Kaybolmaz
Prof.Dr. İlber Ortaylı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Süleyman Duman, Kütahya-Eskişehir
Anılarla Mayıs 1970 - Ocak 1975 Astsubay ve Eşlerinin Hak ve Adalet Arama Mücadeleleri Yazar: Abdullah İnaler
Cengiz Özakıncı, İblisin Kıblesi (Türkiye'nin Üniter ve Laik Yapısını Hedef Alan AB-D Bunun için neler yaptı? Belgeleriyle Tarihe Tanıklık Edeceksiniz)
Cengiz Özakıncı, Türkiye'nin Siyasi intiharı Yeni - Osmanlı Tuzağı (Bugün Olanları, Yarın Olabilecekleri, Tarihi Benzerlikleri, Belgeleri ile Anlatmakta Olan Bir Eser)
Cengiz Özakıncı, Kalemin Namusu, Türk Savun Kendini
Ali Tayyar Önder, Türkiye'nin Etnik Yapısı
Ali Tayyar Önder - Türkiye'nin Etnik Yapısı ve Açılım
Cengiz Özakıncı - İblisin Kıblesi Kitabına Ait Program
Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-1
Prof.Dr. Necati Demir ile Türk Tarihi Üzerine 19 Mayıs Programı-2
Cengiz Özakıncı:Türkiye Cumhuriyeti'nin Yerli ve Milli Kökleri
Cengiz Özakıncı:1989 Sonrası Türkiye’de Küreselci Emperyalist Operasyonlar. Dersim iftiraları-Kanal İstanbul, Monrö Bağlantısı-Atatürk ve Laikli İlkesine Yönelik Psikolojik Harekat Nasıl ve Neden Başladı
Cengiz Özakıncı: ABD’de Ulusal Demokratik Cumhuriyet’in Temelleri Amerika'da okullarda öğrencilere okutulan Ulusal Ant - Atatürk'ün Eğitim Sistemi
Amerikan Ulusal Andı
"Pledge of Allegiance - Brody Middle School"
Türkiye'de "Öğrenci Andı" Pkk ile Açılım Döneminde Kaldırıldı.13.10.2013
Prof.Dr. Erol Manisalı: Amerika'nın yürüttüğü karşı devrim
Yıl 1993; Sayın Recep Tayyip Erdoğan (Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, MKYK Üyesi) Sayın Bülent Arınç (Refah Partisi MKYK Üyesi) ve Sayın Mehmet Metiner (Yeni Zemin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni).
Yıl 1993; Sayın R.Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç ve Mehmet Metiner birlikte bir açık oturumda
Türkiye'nin siyasi yapısının islami yönde değiştirilmesini temel hedef edinmiş Yeni Zemin Dergi Yazarları, TSK yapısının değiştirilmesini de misyon edinmiş.
Aynı zamanda eyalet, hilafet gibi söylemlere sahip Em.Tuğg. Adnan Tanrıverdi 15 Temmuz 2016 sonrası TSK'da yaptırdığı değişiklikleri sıralıyor:
İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan'ın HÜDA PAR ve Hizbullah Tespitleri