Mustafa Balbay hem su zulmüne hem gardiyanların o kahkahalarına yanıt verdi Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay’ın Odatv’ye avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamayla gündeme gelen “Silivri’deki su sıkıntısı” konusunda Adalet Bakanlığı da açıklama yapmıştı. Adalet Bakanlığı yaptığı açıklamada; cezaevlerinde 27 Ocak 2012 tarihi itibarıyla test çalışmaları tamamlanan tüm koğuşlara, 24 saat süreyle, Sağlık Bakanlığı'nın yönetmeliğinde öngördüğü 200 litrenin üstünde su verilmeye başlandığını, bu kapsamda koğuşlara, kişi başına, 24 saat süreyle, 200 litre soğuk su ve 50 litre de sıcak su verildiğini bildirmişti. Bununla birlikte; Gülşah Balbay'ın Silivri'deki kapalı görüşte tanık olduğu, eşi Mustafa Balbay'a kahkahalar atarak “Sayın Vekilim, sizi Meclis'te göremedik. Ne iş?” diyen gardiyanların tespiti için de Adalet Bakanlığı inceleme başlatmıştı. İşte Mustafa Balbay, bu iki konuya Cumhuriyet gazetesindeki köşesinden yanıt verdi. Balbay’ın “Silivri Taştı Su Kesildi!” başlıklı o yazı: “Silivri Cezaevi zincirinde doluluk oranı yüzde 100’ü geçince, doğal olarak en baskın sorunlardan biri su sıkıntısı oldu. Yan yana 8 cezaevinden kurulu Silivri Ceza İnfaz Kurumları kampusunun inşaatı Avrupa Birliği standartlarına göre başlamış, Türkiye standartlarına göre devam etmiş. Hâlâ da ediyor. Her cezaevi 300 kişilik planlanmış. Oda tipi, yüksek güvenlikli. Her odada bir kişi kalacak; her koğuş 7 odadan oluştuğu için 7 kişilik. Daha inşaat bitmeden AB standardının bize fazla geleceği düşünülmüş, odalara iki katlı ranzalar konmuş. Böylece kapasite birden üç kat büyümüş, bin kişilik olmuş. Bu aşamadan sonra yetersizlikler başlamış. 2009 ilkbaharında Silivri’ye getirildiğimizde sular sabahtan akşama dek kesintisiz veriliyordu. Kesinti sadece geceydi. Zamanla artırıldı. Sular günde 5 dilim halinde toplam 9 saat verilmeye başlandı. *** Geçen yaz ortasından itibaren Silivri’ye başta Güneydoğu illeri olmak üzere Türkiye’nin pek çok kentinden mahpuslar getirildi. Artık mevcut kapasite artırımı da yetersizdi. Çare bulundu. Her odaya bir yatak daha kondu. Böylece projede bir kişilik görünen odalara 4 kişi istiflendi. Her koğuş da 28 kişilik oldu. Bunun dışında bir de bizim konduğumuz tecrit koğuşları var. Bu ayrı konu. Bu kapasite patlaması karşısında taksitli su da yetersiz kalınca genel bir düzenlemeye gidildi. Her koğuşun ana koridorundaki duvarına su saatleri takıldı. Bunun nasıl bir düzenleme olacağını öğrenmeye çalışırken 24 Ocak Perşembe günü koğuşlara şu bildirim dağıtıldı: Her koğuşa günde kişi başına 200 litre soğuk, 50 litre sıcak su verilecektir. Bir günlük su hakkı ertesi güne devretmeyecek, gece yarısı sıfırlanacaktır. Günlük hakkınız bittiği an su kesiliyor. Bakanlık bir kişinin su gereksiniminin günde 200 litre olduğunu hesaplamış. Pek çok işlemin mekanik olduğu özgür bir yaşamda bu gerçekçi olabilir. Hatta bazı günler 200 litrenin de altında su kullanabilirsiniz. Ya bulaşıkları elle, çamaşırları ayakla yıkadığınız, koğuşu kova ve süpürge ile temizlediğiniz bir ortamda? Üstelik tüketilen su miktarı göstergesi koğuşun dışında. Yani tükettiğiniz suyu kabaca tahmin etmek zorundasınız. Kalabalık koğuşlarda bunun başka zorlukları da var. Örneğin kalabalık koğuşta maddi durumu kötü olan bir mahpus, sigara ya da benzer gereksinim karşılığı koğuştaki başka birine sıcak su payını verebilir. *** Silivri Cezaevi’ne ziyaret için gelenler de insan unsurunu hiçe saymadan payını alıyor. Her şeye salt güvenlik penceresinden bakılıyor. Ayda bir kez açık, üç kez kapalı görüş var. Kapalı görüşte arada kalın bir cam bölme var. İki tarafa konan telefonla konuşabiliyorsunuz. Bu görüşe gelenler bile 2 kez cihazla, bir kez de özel odada aranıyor. Açık görüşte arama gerekli olabilir. Hiç temasın olmadığı kapalı görüş için ne gerek var? Giriş-çıkışa harcanan zaman görüş süresinden uzun. Görüş bir saat. 12 Eylül günlerinde bile açık görüşler yarım gündü. Birer saatlik görüş dilimlerini düzenlemek personel için olağanüstü bir trafik. İnfaz koruma memurlarının çoğu eğitimli, iyi niyetli, görevine bağlı insanlar. Ancak herkesin bir olması olanaksız. Duygu yoğunluğuyla görüşe gelen ailelerimizin ağır karşılayacağı diyaloglar söz konusu olabiliyor. Aileler cezaevine ziyarete gelmiyor, cezaevine giriyor. Hükümet 15 Ocak’ta Meclis’e gönderdiği kanun tasarısıyla cezaevlerinin dış güvenliğini jandarmadan alıp bakanlık personeline vermeyi planlıyor. Milyarı bulacak bu maliyet göze alınıyor ama su sorununu çözecek, görüşlerin daha insani olmasını sağlayacak yatırım çok görülüyor.” 04-02-2013 |
1684 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |