DEVLETTE ÇÜRÜME ANAYASAYA UYMAMA İLE BAŞLAR – 6/Demokrasi-Laiklik Anayasamızın ikinci maddesinden incelemediğimiz ‘’demokratik’’ ve ‘’lâik’’ kavramları kaldı. ANAYASA, MADDE 2. ‘’ Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.’’ Siyasi bir rejim olan demokrasi kısaca halkın kendi kendisini yönetmesidir. Demokrasinin olmazsa olmazları: İnsana saygı, eşitlik, insan haklarının tam güvencesi, hukukun üstünlüğüdür, diyebiliriz. Demokrasi, Cumhuriyet’in uygulama şekillerinden biridir. Mesela İran Cumhuriyet ile yönetilmektedir. Ancak demokrasi yoktur. Demokrasi Cumhuriyetlerde belirleyici unsurdur. *** Demokrasiyi memleketimiz yönünden ele alırsak durumumuz içler acısıdır. Hiç bir ekonomi ilmi olmayan, siyaset ilmi olmayan, davranış bilimi bilgisi olmayan, uzun vadeli politikalar nasıl oluşturulurdan haberi olmayan, bütçelemeden anlamayan, insan haklarına, demokrasiye inancı olmayan insanlar tarafından ülkemizde defalarca askeri müdahaleler meydana gelmiş, demokrasi kesintiye uğramıştır. Tabi bu müdahalelerin arkasında, halktan aldığı yetkiyi adam gibi kullanmayan bilgisiz, uzlaşma kültürü olmayan iktidarların, akılsız iktidarların payı ihtilali yapanlardan daha büyüktür. Onu da unutmamak gereklidir. Türkiye’de yapılan her askeri müdahale ülkeyi daha geriye götürmüş, üstelik de pek çok vatan evladı boş yere asılmış, halk, gölgesinden korkar olmuştur. Ülkemizde korku kültürü o kadar egemen olmuş ki, asker kökenli Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel 1961 yılı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, ilk Türk aracı ‘’Devrim’’ ile anıtkabire giderken aracın benzini bittiği için “ Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz ” sözünü söylemiş(1). Bu sözden sonra insanlarımız korkudan, Cemal Gürsel’in huzuruna tekrar çıkamadığı gibi, Cemal Gürsel’de bu konu ile hiç ilgilenmemiştir. Asker kökenli Cumhurbaşkanı’nın bu ilgisizliğin sebebi acaba Fransız sempatisi ve dolayısıyla Renault marka araçlar olmasın? Nede olsa Fransızlar Osmanlı’nın Batılılaşma döneminde harp okulu açmışlar ve kendi hayranlarını meydana getirmişler (2). Demokrasiyi kesintiye uğratan her darbeden ülkemiz zararlı, kimi generallerimiz karlı çıkmıştır. Assubaylar aleyhine kanun maddesi içeren OYAK’ta bir darbe ürünüdür, Atatürk Orman Çiftliği Kanunu ihlal edilerek oraya yapılan Gazi Orduevi de bir darbe ürünüdür. Tabi bazı generallerin Çanakkale seramik ve daha bilmediğimiz işletmelere ortaklıkları da darbe ürünüdür. Bunun yanında, kimi zamanlar profesör seviyesinde bazı öğretim görevlilerinin demokrasi için askerden yardım istemeleri ise daha vahim bir durumdur. Hâlbuki Profesörlerimiz Demokrasiyi koruyacak olan Türk gençliğini yetiştirme hususunda TSK’daki komutanlardan daha avantajlıdırlar. Kısacası, askerden medet ne bilim adamı ile ne uman köşe yazarı ile ne de askeri ile halen demokratik bir ülke olamadık. Bu keyfiyet ile de demokratik bir ülke olmamız uzun yıllar alacak. *** Gelelim laikliğe. En bilinen tanımı ile kısaca ‘’din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayırt edilmesi’’ olan laiklik, hemen hemen her akşam haberlerde karşımıza çıkan ve milli bayramlarda uyarıların temelini oluşturan, ülkemizde en içler acısı bir hususudur laiklik… Yüce ATATÜRK, pek çok din adamımız ile milletvekilimiz ile laiklik üzerinde uğraşlar vermiş ve ülkemize laikliği yerleştirmişlerdir. Halifelik kaldırılmış, çağdaş anlamda Demokratik, Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuş, dinin siyasete alet edilmesinin önüne geçmiştir. Fakat bu durumu, din istismarcıları halen kabullenmiş görünmemektedirler. Günümüzde AB ile olan bazı krizlerde hükümetimiz “yüzümüzü İslam dünyasına döneriz’’ diyerek İslam Devleti’ne ve dini rejimlere olan özlemlerini açıkça ortaya koyabilmektedir. Hükümet AB’yi uyarmak istiyorsa “yüzümüzü Türk Dünyasına döneriz’’ demelidir. İslam dininden önce, halen de geçerli olan Türklük bilinci bizi bir arada tutmaktadır. Esas amaç, Türklük bilincini taze tutmak olmalıdır… Bu yazımla birlikte anayasanın ikinci maddesini incelemeyi tamamlamış bulunuyoruz. Diğer maddeleri de incelemeye devam edeceğiz… 10.10.2005 Saygılarımla… Orhan Kaya K a y n a k : (1): http://www.tulomsas.com.tr/1961.htm (2): http://www.egitim.aku.edu.tr/tet03.htmi |
1331 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |