TSK DİSİPLİN KANUNUNUN AMACI NEDİR? Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü tarafından ve Sayın Başbakanımızın imzasıyla, TBMM'ne “Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanun Tasarısı” başlığı ile bir tasarı sunulmuştur. Tasarı TBMM'ne verilmeden önce 26 Kasım 2012 tarihinde Bakanlar Kurulu'nda da görüşülmüştür. Oldukça kapsamlı olan Tasarı; 13 bölümden; beşi “Geçiş Dönemini”, biri “Değiştirilen ve Yürürlükten Kaldırılan Hükümleri” ihtiva edecek şekilde altısı geçici olmak üzere toplam48 maddeden; “Disiplin Amirlerinin Ceza Yetkilerini” ve “Disiplin Ceza Puanları”nı gösteren iki cetvelden; ikisi genel, 27'si madde olmak üzere 29 sayfa gerekçeden oluşmaktadır. Tasarının toplamı 54 sayfadır. Ayrıntıya girmeden özüne bakınca yeni düzenlemede üç husus dikkat çekmektedir. Birincisi; Bu tasarı ile barışta, “477 Sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkındaki Kanun”unuygulamasına son verilmesi ve Disiplin Mahkemeleri yerine “Disiplin Kurullarının”getirilmesi; İkincisi; Sicil Yönetmelikleri ile düzenlenmiş olan “Disiplinsizlik ve ahlaksızlık nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezasının” kanun kapsamı içine sokulması; Üçüncüsü de; mahkemeler ve hakimler devre dışı bırakılarak, Silahlı Kuvvetlerde disiplinin temininin amirlerin ve idari kurulların yetkisine bırakılmasıdır. TSK'de etkin bir disiplin sisteminin tesisi, muhafazası ve idamesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla hazırlandığı belirtilen yeni düzenleme; askerî hakimler hariç subaylar, astsubaylar, uzman jandarmalar, uzman erbaşlar, sözleşmeli erbaş ve erler, erbaş ve erler ile askeri öğrencileri kapsamaktadır. Tasarıda askeri hakimlerle beraber Silahlı Kuvvetler bünyesinde çalışan sivil memurlar da kapsam dışı bırakılmıştır. Tasarı ile, kanunda verilen görevleri yapmak üzere, Kara Kuvvetlerinde asgari tugay (diğerlerinde eşiti) veya ihtiyaç duyulması halinde daha ast seviyedeki birlik, karargah ve kurumlarda bir “Disiplin Kurulu” teşkil edileceği hükme bağlanmıştır. Disiplin Kurulları asgari binbaşı rütbesindeki bir başkan ile biri astsubay olan üç kişiden oluşmaktadır. Kurullar, üyeler disiplinsizlik yapanın astı olmayacak şekilde teşkili öngörülmüştür.(bu tasarı ile savaş zamanı görev yapacağı hükme bağlanan 477 sayılı Kanunun 1. Maddesi gereğince de, alay ve daha üst komutanlıklarda “Disiplin Mahkemeleri” kurulmaktadır.) Disiplin Kurullarının kurulduğu Komutanlıklarda bir de disiplin subayı bulunması hükme bağlanmıştır. Tasarıda; Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında, Kurmay Başkanlarının başkanlığında, personel, istihbarat ve harekât başkanları, personel ve tayin daire başkanları, adli müşavir, kıdem, personel, sicil ve personel yönetim şube müdürlerinin üye olarak katıldığı “Yüksek Disiplin Kurulları”oluşturulmaktadır. Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası bu kurul tarafından verilebilmekte ve Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı ve Sahil Güvenlik Komutanının onayı ile yerine getirilmektedir. (Mevcut uygulamada aynı kişilerden oluşan değerlendirme komisyonları bulunmakta, komisyonlarda verilen astsubaylarla ilgili kararları MSB veya İçişleri Bakanları, subaylarla ilgili kararları ilgili bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanının onayı ile yürürlüğe girebilmektedir.) Yine tasarıya göre; Genelkurmay Başkanlığında kurulacak ve general/amiraller hakkında“Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası” vermekle yetkilendirilmiş “Yüksek Disiplin Kurulu” ise Genelkurmay Başkanı başkanlığında, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel komutanı, Genelkurmay II. Başkanı, Genelkurmay Personel Başkanı ve Genelkurmay Adli Müşavirinden oluşmaktadır. Ayrıntılı incelendiğinde;
Hükümlerinin anlamı düşünülünce TBMM'ne sunulmuş olan bu “Disiplin Kanunu”nun ne amaçla çıkarılmak istendiğini anlamak mümkün değildir. Niyet, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hakkında uygulanan ve iki ayrı kanunla düzenlenen disiplin hükümlerinin tek bir kanunda toplamak idi ise; yeni bir kanun daha çıkarılarak daha karışık hale getirileceğine, değişiklikler mevcut iki kanundan birinde veya Askeri Personel Kanununda yapılarak amaca ulaşılamaz mıydı? Eğer amaç, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hakkında uygulanan disiplin hükümleri hakkında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde dava açılmasını önlenmek idi ise,mevzuatın ilgili maddeleri hukuki hale getirilerek sorun çözülemez miydi? Yanidisiplin mahkemeleri, bağımsızlığı temin edilmiş hakim sınıfından üyelerden oluşturulamaz mıydı? TSK Personel Kanunu ve sicil yönetmelikleri, İç Hizmet Kanunu, Askeri Ceza Kanunu, Disiplin Mahkemeleri Kanunu, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu ve Askeri Yargıtay Kanununun üstüne bir de TSK Disiplin Kanunu durumu daha karışık hale getirmiyor mu? Amaç disiplinin temini için, disiplinsizliklerin kısa sürede cezalandırılmasını sağlamak idiyse, bu tasarı ile getirilen düzenlemelerin, savaş zamanında uygulanması daha makul olmaz mıydı? Yani Disiplin Mahkemelerinin barışta, Disiplin Kanununun da savaş halinde uygulanması daha uygun olmaz mıydı? Amaç, disiplin amirlerinin verdiği bir kısım cezalar ile disiplin kurullarının ve Yüksek disiplin kurullarının verdiği cezaların iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesine (AYİM) iptal davası açılmasını ve dolayısıyla Silahlı Kuvvetlerde adaletin tesisini sağlamak idiyse; başvuru hakkı ile birlikte, AYİM'in hakim ve subay üyelerinin hakimlik teminatını güvence altına alacak şekilde, seçilmiş subay üyelerin de hakim üyeler gibi yaş haddine kadar görev yapmalarını ve bütün üyelerin askerlikten ayrılmasını sağlayacak düzenlemelerin de yapılması gerekmez miydi? Hayır? Tasarının genel gerekçesinde belirtilenler, bu kanunun hazırlanmasındaki gerçek amaç olamaz. Silahlı Kuvvetlerde mevcut üç kademeli cezalandırma sisteminin yerine, disiplin amirleri, disiplin kurulları, disiplin mahkemeleri ve askeri mahkemeler yetkilendirilmek suretiyle dört kademeli cezalandırma sistemi oluşmuştur. Ayrıca son düzenleme ile, amir diktası ve terörüne imkan verecek şekilde, disiplin amirlerinin ve disiplin kurullarının yetkileri arttırılmıştır. Amirlerin kendi amirlerinden, disiplin kurullarının da bu kurulları teşkilden sorumlu amirlerinden bağımsız hareket etmelerinin mümkün olamayacağı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda ve AYİM üyelerinin hakimlik teminatı da yeniden düzenlenmedikçe; geçmişte YAŞ kararlarıyla ve Kararnamelerle yoğun tasfiyelerin uygulandığı, binlerce subay ve astsubayın erken emekli olmak ve istifa etmek zorunda bırakıldığı dönemlere benzer uygulamalar için, TSK Disiplin Kanununun en uygun ortam hazırlayacağına kesin gözü ile bakılmalıdır. Bu kanun genç kuşaklarla amirlerin arasının açılmasına sebep olacaktır. Bu kanun, askeri yargıyı devre dışı bırakarak, bütün askeri kabahat ve cürümlerin amirler vasıtasıyla cezalandırılması yolunu açarak , astın hukukunun korunmasının yollarını kaldıracaktır. Bu kanun, yargı birliğini sağlayacak bir anayasanın kabulü halinde, sivilleşen yargıya ihtiyaç duymadan kendi disiplin kanunu ile disiplin tesis etme çabası içine giren bir anlayışın Silahlı Kuvvetlere hakim olmasına sebep olacaktır. Bu kanun, Silahlı Kuvvetlerde, ideolojik tasfiyenin mekanizması olarak kullanılacaktır. Bu kanun, Silahlı Kuvvetlerde liyakate göre değil, ideolojiye göre yükselenlerin hakim olduğu, dolayısıyla fikri ve ilmi yetenek olarak, dünyadaki emsalleri ile yarışamayacak bir komuta yapısına sebep olacaktır. Suçsuz insanlar, yetkileri arttırılmış kasıtlı amirler tarafından hak etmedikleri şekilde cezalandırılarak disiplin sağlanamaz. Astının hukukuna riayet etmeyen amir de, kurullar da, komutanlar da, yargı da, yürütme de, yasama da, ortaya çıkacak disiplinsizlik ve durumlardan sorumlu olacaktır. Bir taraftan geçmiş darbeler araştırılırken ve darbelere dayanak olan mevzuatın ıslahına çalışılırken, diğer taraftan gelecek darbelerin kadrolarının oluşturulmasına dayanak olacak yasal düzenlemelere onay verilmemelidir. Adnan Tanrıverdi Emekli Tuğgeneral ASDER Onursal Bşk.
KONUYLA İLGİLİ HABER VE YORUM: |
2896 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |