DEVLETTE ÇÜRÜME ANAYASAYA UYMAMA İLE BAŞLAR - 4 Yazı dizimizin bu bölümünde Anayasamızın ikinci maddesinde ‘’…Atatürk milliyetçiliğine bağlı…’’ ibaresi ile Cumhuriyetin Temel Nitelikleri arasında yerini bulan “Atatürk Milliyetçiliği”ni inceleyeceğiz. Su ile karışık topraktan yaratılmış ve yine su gibi sıvı bir akışkan ile çoğalan, Yüce Allah’ın hayat verdiği, beden, ruh ve nefisten oluşan insanoğlu Klan, Aşiretler (konar-göçer), Kabileler (boy-uruk) gibi birlikte yaşamaya dair tarihi süreçlerden geçerek bu günkü ulus (budun) devletler, milletler haline gelmiştir. Birlikte yaşayan ve pek çok olayları, sorunları (doğa olayları, diğer kabilelerle-boylar ile savaşlar, ticaret vb) kader birliği içinde, dayanışma ile çözen insanlar arasında duygu, dil, inanç, aynı iklim şartları vb. nedenlerle ırk benzerliği oluşmuştur. Bir “ulus”un oluşmasındaki süreçlerden en önemlisi ve kabul göreni, insanlar arasındaki ‘’ortak duygunun’’ ulus olmanın ana unsuru olduğudur. Dünya üzerinde aynı ırktan olan, aynı dili konuşan ve aynı dine inanan insanların tek devlet, tek ulus olamadıklarını görmekteyiz. Diller, dinler ve ırklar bir şekilde dünyanın her yerine yayılabiliyor, ancak “duygu, kader birliği ve hisler” aynı şekilde dünya üzerinde yayılmamakta. Ulus olabilmek için her şeyden önce yukarıda sıralanan hususların bilincinde olmak gerekiyor. *** Din olgusu ile bir ve beraber olduklarını düşünen Batılılar, durumun aslında böyle olmadığını ortaçağ sonlarındaki ekonomik gelişmeler, ticaret ve yeni mezheplerin oluşması neticesinde, kendilerini bir arada tutan unsurun aslında ‘’ulusluk’’ bilinçlerinin, ‘’duygu bağı’’ olduğunun farkına varmışlardır. Ve bu farkındalık pek çok ulusu idare eden Osmanlı Devleti’nin sonunun başlangıcı olmuştur. Dünya üzerinde yaşayan pek çok ulusu yönetmeleri nedeni ile ulusçuluk duygusu Osmanlı’da özellikle geliştirilmemiştir. Ancak, Türkler, Gök-Türk Hakanlığı ile “Türk” sözünü ilk defa resmi devlet adı olarak kabul etmekle, bütün bir millete ad vermek şerefini kazanmıştır. Gök Türk Hakanlığı, Doğu Sibirya’daki Yakut Türkleri ve Batıda Ogur (Bulgar) Türkleri dışındaki, “Türk asıllı bütün kütleleri kendi idaresinde birleştirmiş, Doğu’dan Batı’ya: Orta Asya, Türkistan, Maveraünnehir, Kuzey Hindistan, İran, Anadolu, Irak, Suriye ve Balkan Türkleri, Gök-Türkler yolu ile Türk (*)’’ olmasına rağmen tüm uluslara eşit muamele, dinine ve diline saygı esaslı Osmanlı Devleti’nde Türklük ön planda değildi. Derken, 1789 Fransız İhtilali neticesinde ortaya çıkan ulusçuluk kavramından Osmanlı Devleti de etkilendi ve parçalanma sürecine girildi. Bu durum karşısında Türklük bilinci Ziya GÖKALP ile bilimsel manada başlamış ve O’nu ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK takip etmiştir. *** Atatürk, milliyetçiliğin, ulusçuluğun temeli olan Türklük bilincini esas alarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur. Atatürk milliyetçiliğinde başka uluslara saygı esastır. Dünyanın dört bir yanını yönetmiş bir milletin evlatları olan ve bugünkü coğrafi sınırlarında yaşayan bizler her şeyden önce birbirimize duygu bağı ile bağlıyız. Dedelerimiz yıllarca savaş meydanlarında omuz omuza çarpışmıştır. Ortak geçmişimiz vardır. Ortak milli duygularımız vardır ve bu duyguların içerisinde sınıf ayrılığı, başkalarını mağdur etme, haklarını gasp etme yoktur. Atatürk milliyetçiliğinin içerisinde A polikliniğinde generaller, B polikliniğinde üstsubaylar, Diğer polikliniklerde ise assubay muayene edilir yoktur. *** İçinde bulunduğumuz yüzyılda insanların duygularını sarsacak nitelikte, Atatürk milliyetçiliğinden sapmalar olduğunu görmekteyiz. Bütün bu olup bitenler karşısında birbirimize her zamankinden daha çok sıkı sıkıya sarılmalıyız. Türk halkı büyük, onurlu ve devrimci bir halktır. Türk ulusu dünyanın en eski, özgür yaşamış ve yaşayacak olan ulusudur. Haksız uygulamaları ile insanların gönül bağını devletimizden koparmaya çalışanlar elbet bir gün yaptıklarının hesabını vereceklerdir. *** Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözlerine kulak vermek gerekmez mi? “Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluma dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.” (1923) “Türk milleti, milli duyguyu, insanlık duygusuyla yan yana düşünmekten zevk alır.” (1929) 1924 Anayasasından bazı maddeler: Madde 68.-Her Türk hür doğar, hür yaşar. Hürriyet, başkasına muzır olmayacak her türlü tasarrufatta bulunmaktır. Madde 69.- Türkler kanun nazarında müsavi ve bilâistisna kanuna riayetle mükelleftirler. Her türlü zümre, sınıf, aile ve fert imtiyazları mülga ve memnudur. Madde 88.- Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur. 25.09.2005 Orhan Kaya Kaynaklar: (*):http://www.ozturkler.com/data/0001/0001_05_01.htm Prof.Dr.Afet İNAN Medeni Bilgiler ve M.Kemal ATATÜRK’ün El Yazıları,Atatürk Araştırma Merkezi yayınları,Ankara 2000 |
1509 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |