Örgütlü toplum olun haklarınızı alırsınız dediler. 1984 yılında kanunların elverdiği ölçüde dermek kurarak sivil toplum örgütü olduğumuzu  zannettik. O zamanın yöneticileri yani Devleti ve TSK'yı dizayn eden egemen güçler bir yasa ve bu yasa ile beraber bir de tüzük dayattılar. Bu yasa ve tüzükle;

Kıpırda kıpırdayabiliyorsan?

TSK'da, alışmışız bir kere mutlak itaata. Usulen seçimler yapılır. Kendisine şube açma izini verilen şube başkanları kendileri seçilirken beraberinde seçtirdikleri delegelerle blok oyla genel merkez yöneticilerini seçerler.

Hiç kimse hesap sorma veya hesapları denetleme isteğinde bulunmaz. Hesaplar ibra edilmektedir.

-Kabul edenler?

-Kabul etmeyenler?

-Kabul edilmiştir. Koca iki veya üç yılın harcamaları aklanmıştır. Kimdir bu parmakları kaldırtıp indiren?

Güreş organizasyonlarında bunların adı Cazgırdır. Ağzı çok laf yaptığı için yöneticiler tarafından tercih edilmiştir.

Böyle geçti 28 yıl….

Kaç yıl daha haklarımızı gasp eden TSK'daki egemen güçlerin ağzına bakacağız bilinmez.

Askeri vesayetten şikayet eden Milli irade yasa yapan TBMM'de bilirkişi sıfatıyla TSK'yı temsilen bilirkişi bulundurur. Eğer TSK, egemen güçlerinin isteği dışında bir yasa çıkarsa hemen müdahele eder ve o yasa kendi istekleri doğrultusunda çıkarılır. 2003 yılında TSK Personel Kanununda değişiklik yapan ve Astsubay okullarını Meslek yüksek okulu seviyesine çıkaran yasada yapılması düşünülen değişiklik yapılmış olsaydı bu gün hiç de hak kaybından bahsetmeyecektik.

Büyük umutlarla seçilen bu günkü yönetim birkaç Tv.proğramına çıkmanın dışında üyelerine güven aşılayamamıştır.

Birbirleriyle kavga eden bazı üyelerin kavgalarına çanak tutan genel merkez yöneticileri kavga yeri  kapatılmış ve  mesaj panosu ilan panosuna dönüştürülmüş sürekli ölüm ilanları verilmektedir.

Tüzük değişikliği gerçekleştirilememiş hala askeri hiyerarşi heveslileri tarafından kötü maksatla kullanılmaktadır.

Genel merkez ve bu genel merkez tarafından kendilerine şube açma izini verilen taşra teşkilatına İl ve İlçe Başkanlığı gibi ünvanlar verilmiş dernekler İl Müdürlüğü tarafından tanınmamaktadır.

Kısaca; Bay Kenan Evren’in dayattığı bu yasa ve tüzüklerle hak aranmayacağı kesinlik kazanmış olup bir an evvel sendikalaşma yolu aranmalıdır.

Milli irade Astsubaylara % kaç maaş artışı öngörmüşse dernek üye aidatları da buna paralel olarak artırılmalıdır.

Devamı var…………..

Ahmet Özden

Köşe yazısı bağlantısı

Yorumlar