BAŞBAKAN ERDOĞAN BAYRAM KUTLAYAN MİLYONLARA TERÖRİST HOLİGAN DEDİ Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında tenis turnuvası finalinde Bakanlar Binali Yıldırım ile Fatma Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın protesto edilmesi hakkında konuştu. ''Terörist holiganlar salonu tahrik ettiler'' diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Dün Ulus’ta hangi zihniyet varsa Sinan Erdem’de aynı zihniyet vardı.''
Cumhuriyetin 89. Yılını tekrar kutluyorum. Gazi Mustafa Kemal’i ve bu mücadelede onunla birlikte şehit olan gazi olan bütün ecdadımızı rahmetle ve şükranla anıyorum. CUMHURİYET CUMHURUNDUR Cumhuriyet cumhurundur, halkındır. Herkesindir. Cumhuriyeti herkesin olmaktan çıkarıp kendilerine ait bir sembol olmasını isteyenler cumhuriyeti kendilerine ait bir imtiyaz yönetimi isteyenlerdir. Bu kesimler vesayet ve diktatörlük özlemi içinde olanlardır. İnönü dönemi adı cumhuriyet olan ancak otorite bir dönemdir. Bu kesimler cumhuriyetin değil kendi menfaat düzenlerinin yıkılmasından telaşa düşenlerdir. ESKİ MECLİS'İN BAHÇESİNE CEBREN GİRMEK CUMHURİYETE SAHİP ÇIKMAK DEĞİLDİR Kalkıp Ulus’ta eski Meclis binasının bahçesine cebren ve hile ile girmek eski cumhuriyete sahip çıkmak değildir. TBMM’nin o ilk toplantısındaki manevi havayı hazzetmekten yaşamaktan bugünkü CHP’nin yakından uzaktan ilgi ve alakası yoktur. İLLEGAL ÖRGÜTLERİN PEŞİNE TAKILIP SOKAĞI TERÖRİZE ETTİN Cumhuriyet kutlamaları bugüne kadar milletle devletle hipodromda birlikte yapılmıştır. Biz de teşkilatımıza talimatı vermişizdir. 29 Ekim öncesi Kılıçdaroğlu’na ben de aynı çağrıyı yaptım. Orada hem millet vardı hem de devlet vardı. Ama sen devlete rağmen illegal örgütlerin peşine takılarak sokağı terörize ettin. Ve bu toplantı CHP’nin talebiyle yapılmış bir toplantı değildir. Ankara’da toplantı yapılabilecek 8 yer vardır. Neden buralarda yapmıyorsun? Niçin vatandaşlara da buraları zehir ediyorsun. Demokrasi aynı zamanda bir kurallar manzumesinin işletildiği bir sistemdir. Siz her yeri kendiniz için terörize etme hakkına sahip değilsiniz. CHP KAFASI CHP İstanbul İl Başkanı subaylara “Sizin korumanız gereken cumhuriyete biz sahip çıkıyoruz” diyor. İşte anlatmaya çalıştığım CHP kafası tam da bu kafadır. Dün “Ordu göreve” pankartı açanlar bugün aynı ordusunu subaylarına hakaret etmekten sakınca duymuyorlar. Bunlar orduyu da yargıyı da milletsiz iktidar araçlarına ulaşmak için kullanacakları araçlar olarak görüyorlar. Cumhuriyet egemen güçlerin değil cumhurundur yani halkındır. Askere sitem "Sizin korumanız gereken Cumhuriyet’e biz sahip çıkıyoruz"
Bu cumhur bu cumhuriyeti asla onlara teslim etmedi, evelallah etmeyecek. Biz Türkiye’de cumhuru cumhuriyetle buluşturan partiyiz. Cumhuriyeti elitlerin eline, kifayetsiz muhterislerin tasallutuna teslim etmedik etmeyeceğiz. Milletten seçim sandığında alamadıkları yetkiyi sokakları terörize ederek gasp etmek isteyenler bugüne kadar hüsrana uğramışlardır bundan sonra da uğrayamaya devam edeceklerdir. Ana muhalefet partisi genel başkanının sorumlu olmaya çağırıyorum. Şekeri elinden alınmış ilkokul çocuğu hırçınlığı ile siyaset yapılmaz. Cumhuriyet Bayramı’nın Ulus Meydanı’nda değil de Hipodromda kutlamanın CHP’liler için nasıl bir zorluğu vardı acaba? “YAZIKLAR OLSUN. BU NASIL KÖŞE YAZARLIĞI” Bazı köşe yazarlarına da hayret ediyorum. “Ne olur sanki serbest bırakılsaydı. Apo’nun posterine müsaade ediliyor da Atatürk posterine, Türk bayrağına neden müsaade edilmiyor” diyorlar. Yazıklar olsun size. Bu nasıl köşe yazarlığıdır, bu nasıl haddini bilmezliktir. Bugün güvenlik görevlerimizin bölücü başı ve terör örgütünün paçavralarının asılmaması yönünde mücadeleyi görmeyip de bunu nasıl söyleyebiliyorsunuz. Cumhuriyetin cumhura ait olduğu gerçeğini öğrenmediği sürece CHP sürünmeye devam edecektir. Bunlar dün laiklik adına yapıyordu bugün de cumhuriyetçilik adına ayrımcılık yapıyorlar. “BUNLARIN KİLOSU BELLİ” Bunlar son seçimde BDP ile anlaşma yaptılar Hakkari’de bir tane bile Türk Bayrağını açamadılar. Ulus’ta Türk Bayrağı ile dolaşmak kolay. Hakkari’de niye Türk Bayrağı ile dolaşamadın. Bunların kilosu belli. Biz cumhuriyete olan bağlılığımız sonuna kadar sürdüreceğiz. Biz Türkiye’yi 2071 yılına hazırlamayı düşünüyoruz onlar Türkiye’yi 89 yıl geriye götürmeye çalışıyorlar. KILIÇDAROĞLU ENGELLİ ATLAMADA BAŞARILI Hepimiz aynı gemideyiz dün Ankara’da önceki gün Sinan Erdem Spor Salonu’nda yaşananlar Türkiye’ye zarar verir. Engelli atlamada Kılıçdaroğlu çok başarılı. İki engel atladı. Tek özelliği var destekli atladı. Bununla övünebilir. “SİNAN ERDEM’DEKİLER TERÖRİST HOLİGAN” Sinan Erdem’de yaşanan olayı biraz detaylandırmak isterim. Bu ilk defa olmuyor. Biz inşa ettiğimiz bu spor salonunda dünya basketbol şampiyonasını yaptık. Ve biz bu şampiyonanın kupa töreninde benzer durumu orada bir grup salonu olumsuz istikamette tahrik ederek bu tür bir çirkinliği yaptılar. Tabi biz görevimizi ifa ettik. Kupaları verdik. Döndük. Ve dedik ki “Bunlar akıllanır herhalde.” Daha soran çok büyük paralar verilerek kadınlar tenis turnuvası için zemin hazırladık. Orada da yine bakanlarımız kupaları vermek üzere salona indiklerinde yine belli bir grup, terörist holiganlar aynı şeyi yaptılar ve o çirkinlikle salonu tahrik ettiler. Aynı anda televizyonlar yüzü aşkın ülkede canlı yayında bunu veriyor. Biz 2020 olimpiyatlarına adayız. Böyle seyircinin olduğu ülkeye olimpiyat verilir mi. Ve yaptığımız incelemelerde aynı zihniyeti görüyoruz. Dün Ulus’ta hangi zihniyet varsa Sinan Erdem’de aynı zihniyet vardı. Biz bunlara rağmen bu mücadeleyi yürüttük ve yürüteceğiz. TERÖRLE MÜCADELE... HEM POLİSİMİ ŞEHİT EDECEKSİN HEM DE OPERASYONLAR DURSUN DİYECEKSİN Terör örgütü yine taşeronluk görevlerini yerine getiriyorlar. Son olarak yine bir polisimiz şehit oldu. Ardından başlatılan operasyonda 8 terörist etkisiz hale getirildi. Sonra da 'operasyonlar dursun' deniyor. Sen benim polisimi hem de şehrin ortasında roketatarla şehit edeceksin sonra da operasyonlar dursun diyeceksin. Böyle mantık var mı? Bizim amacımız evlatlarımızın burnunun kanamayacağı bir huzur ortamı tesis etmek. CEZAEVLERİNDE YAŞANANLAR Cezaevinde buluna herkesin canı sağlığı onuru devlete emanettir. KCK’ya da değil terör örgütüne de değil, BDP’ye de değil. Geçmişte cezaevlerinde çok kötü olaylar yaşanmış olduğunu biliyoruz. Cezaevinde yatmış biri olarak bu duruma kayıtsız kalmam mümkün değil. Öncelikle fiziki mekanları iyileştirdik. Tutuklu ve hükümlülerin insani şartlarda yaşamasına olanak sağladık. Adalet Bakanım gitti. Hepsi de herhangi bir taleplerinin olmadığını ifade etti. Anadilde görüşme yasağını bizzat benim genelgemle kaldırdık. Anadilde savunmayla ilgili çalışmayı da biz gündeme aldık. İnancı gereği veya vejetaryenlik gibi gerekçelerle cezaevindeki mahkumları beslenmesiyle ilgili düzenlemeleri biz yaptık. “KENDİLERİ KUZU KEBABI YİYORLAR İÇERİDEKİLERE ‘ÖLÜN’ DİYORLAR” Açlık grevi yapanların gerekçelerinin esasının cezaevi koşullarıyla hiçbir ilgisi yok. Bunların hepsi istismar. İfade edilen talepler bölücü başına serbestlikle operasyonların durmasıyla ilgili. Kızıltepe’de bir BDP milletvekilinin evinde kuzu kebabı yiyorsun, öte yandan cezaevindekilere 'ölün' diyorsun. Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Sizi istismar edenlere dikkat edin. Onlar kuzu kebabı yerken içeridekilere ölün diyorlar. Eylem emri verenler kim, hepsi dışarıda olan ve konforlarını tehlikeye atmayan terör baronları. Siyasi partiye bakıyorsunuz hala İmralı’yı Kandil’i işaret ediyor. Cezaevinde ölmekle şantaj yapılamaz. Devlet şantaja da tehdide de dayatmaya da pabuç bırakmaz. Biz insanı yaşat ki devlet yaşasın diyoruz onlar ölüm tüccarlığı yapıyor. Kürt kardeşlerime sesleniyorum. Çocuklarınızla aranıza terör örgütü ve onun uzantılarını girmesine izin vermeyin. Sizin evlatlarınızın üzerinden saltanat kuranlara izin vermeyin. Önümüzdeki Kasım iktidarımızın müjdecisi 3 Kasım seçimlerinin 10. Yılı. Haftaya Kızılcahamam’da iktidarımızı 10. Yılını kapsamlı bir şekilde değerlendireceğiz. BDP’NİN BOYKOT ÇAĞRISINA TEPKİ Beni üzen bir hadiseden bahsetmek istiyorum. Sadece Ak Parti olarak değil muhalefetle de el ele bu adımı atmamız lazım. Özellikle güneydoğuda bugün bir parti okulların boykot edilmesini istiyor. Ve şu anda bir ilimizde çocuklar cebren tehditle okullara gönderilmiyor. Bu nasıl özgürlük bu nasıl demokrasi anlayışı. Sonra da ‘devlet müdahale etmesin’ deniyor. Nasıl etmeyelim. Onu da çözeceğiz. Böyle yürümesi mümkün değil. “SAYILARI AZ AMA GÜRÜLTÜLERİ ÇOK ÇIKIYOR” 2020 Olimpiyatları’na İstanbul’u hazırlıyoruz. Uluslararası spor karşılaşmaları için Türkiye geçtiğimiz 10 yılda sağladığımız istikrar nedeniyle tercih edilir hale gelmiş bulunuyor. Fakat küçük bir kesim var ki biz ne yaparsak yapalım memnun olmuyorlar ve olmayacaklar. Bunlar doğuştan ayrıcalıklı oldukları fikrine kapılmış kendi küçük dünyalarına hapsolmuş bir kesim. Sayılar az ancak gürültüleri çok çıkıyor. Bu hazımsızlık daha önce Arena Stadı’nda önceki gün de Sinan Erdem’de kendini ortaya koydu. Biz bunların karın ağrılarını biliyoruz ama beyhude çabalıyorlar. Bu ülkede artık çalışmadan yan gelip yatarak kazanmak yok. Bugün yine Meclis’te CHP Genel Başkanı’nın benimle ilgili sulandırılmış bir müracaatı olmuş ben sizlere havale ediyorum, zira ben de Almanya’ya yola çıkıyorum. Bizim işimiz var ama bunları işi yok. 30-10-2012
|
1658 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |