Kuzey Irak'ta resmi dil neden İngilizce Yeni anayasa çalışmaları ve Arınç'ın Diyarbakır Emniyet Müdürü'ne destek vererek yaptığı "açılım" güzellemeleriyle birlikte bugünlerde televizyon ekranlarında sıkça tartışılan, gazetelerde bazı köşe yazarları tarafından "özgürlük, hak, vs" gibi "beylik" sözcüklerle savunulan bir konudur Kürtçe eğitim. Konuşmak, hele bilmeden konuşmak bizim ülkemizde çok kolay. Ama sahiden de Kürtçe eğitim olabilir mi? Bu konuyu inceleyen bir kitaba, en azından ben bugüne kadar rastlamadım. Abdullah Öcalan'a bile Kürtçeyi mi Türkçeyi mi daha iyi bildiği sorulduğunda "Ne Kürtçesi, ben rüyamı bile Türkçe görüyorum" demişti. Peki, PKK? Onlar kendi içlerinde Kürtçe mi kullanıyordu? Elbette hayır. Bütün iç yazışmalarını Türkçe yapıyorlardı. Eğitimleri, propaganda kasetleri, Öcalan kitapları hep Türkçeydi. Çünkü Kürtçe ile herkes anlaşamıyordu. Ben aslında bu konuda size bildiklerimi anlatmıyorum. Kürtçe eğitim sorunu konusunda yeni çıkan ve çok çarpıcı bilgilerle dolu bir kitaptan nakiller yapıyorum. Kitabın adı: Kürtçe Eğitim Sorunu. Mehmet Bedri Gültekin yazdı, Kaynak Yayınları'ndan çıktı. Mutlaka okunması gereken bir kitap. Çünkü yarın olası bir referandumda bu konuyu halka soracaklar ve çoğumuz işin aslını bilmeden oy vereceğiz. Kitapta PKK'nın Türkçe yazışmalarının örnekleri de yer alıyor. Hiç düşündünüz mü, Kürtçe ile meselâ hukuk dersi verilebilir mi? Ya da geometri problemlerinin çözümü öğrenilebilir mi? "Dillerin bilim ve uygarlık dili haline gelmeleri 50 yılda, 100 yılda olmuyor. Bir devlet geleneği, o dilde yaşanmış uygarlık deneyimleri gerekiyor. "İNGİLİZCE KONUŞAN KÜRDİSTAN" Sözgelimi Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesi bugün fiili bir Kürt devletidir. Orada durum nasıl? Anlatayım.Olmuyor, yapamıyorlar. Anayasalarını bile Kürtçe yazamadılar. Önce Arapça yazıp, ardından Kürtçenin Sorani lehçesine çevrildi. Ama çok büyük hatalar yapıldığını fark ettiler. Eğitimde de olmuyor. Üniversitelerdeki öğretmenlerin yüzde 90'ı yabancı. Okullardaki en önemli dil İngilizce. Eğitim İngilizce ve Arapça yapılıyor. Amerika bu üniversitelere denklik hakkı tanıyor. Ve bölgedeki cemaat okulları? Onlar da İngilizce eğitim yapıyor. Soranice ile anlaşılamadığı takdirde, günlük hayat İngilizce ile devam ediyor. Yani orada İngilizce konuşulan bir Kürt devleti kuruluyor. Örnek, Güney Sudan. "9 Temmuz 2011 günü Güney Sudan bağımsızlığını ilan etti ve hemen ardından da BM'ye 192. üye olarak kabul edildi. Devlet Başkanı Salva Kiir Mayandik, Eylül ayında Washington'a resmi bir ziyarette bulundu ve gazeteler bu yeni devletin başkanının Teksaslı kovboy şapkasıyla verdiği fotğrafın altına koydukları demecini yayınladılar: 'Güney Sudan'ın resmi dili olacak ve eğitim İngilizce yapılacak.'Ülkede 7 dil konuşuluyor ve 24 etnik grup var. Bağımsızlıktan önceki resmi dilleri Arapça. Tam 20 yıl Sudan merkezi hükümetine karşı yürütülen bağımsızlık savaşı Batılılar, en başta Amerikalılar tarafından desteklendi."Türkiye'ye ne kadar benziyor bu öykü. Batının amacı Kürtçeyi özgürleştirmek filan değil, bölgede bir kukla devlet kurmak. TÜRKİYE'DE KÜRTÇENİN RAKAMLARLA İZAHI Gelelim Türkiye'deki Kürtçe eğitim baskısına… Tunceli Üniversitesi'nde 2009- 2010 öğretim yılında Kurmançca ve Zazaca dillerini seçmeli ders olarak müfredata dahil edildiğinde ilk yıl öğrencilerin yüzde 37'si Kurmançca, yüzde 34'ü Zazaca, ikinci yıl yüzde 12 Kurmançca, yüzde 7 Zazaca ders aldı. Üçüncü yıl ise bir tek öğrenci kayıt yaptırmadı. Olmadı yani… Çünkü bazı duygusal kararlar hayatın gerçeklerine uymaz. Bu da böyle. Olmadı. Ne bilimde, ne de günlük hayatta ihtiyaçlara cevap verebildi.Çarpıcı bir rakam verelim. "Türkiye'de bir kuşaktan diğer kuşağa geçerken anadili Kürtçeden başka bir dil olan yurttaşlarımızın yüzde 17'sinin anadili değişmektedir." Bu yüksek değişimin nedeni sadece ve sadece ihtiyaçlar ve hayatın gerçekleridir. Örneği Tunceli Üniversitesi'nde yaşanmıştır. Kürtçe yaşatılmalıdır. Öğrenilmeli, öğretilmeli, şiirleri, şarkıları yeni nesillere aktarılmalıdır. Bu kültür zenginliğidir. Ama eğitim dili olması pek mümkün görünmemektedir. Size bu konuda son bir rakam daha aktarayım. Anadili farklı olanların yüzde 72'si annesiyle anadilde konuşurken, bunların sadece yüzde 27'si kendi çocuklarıyla anadilde konuşuyor. Ve bu her geçen yıl daha da azalıyor. Bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Çünkü burada aktardıklarımdan çok daha çarpıcı ayrıntılarla karşılaşacaksınız. Sizlere birkaç ayrıntısını paylaşmak için elime aldım ama bir solukta bitiriverdim. Bu kitabı tartışmalıyız. Mehmet Yiğittürk 09.10.2012 |
2033 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |