'Sizi okşayacak mıydım?' Erdoğan'dan medyaya çok sert sözler...Başbakan Erdoğan ana muhalefete şöyle yüklendi: “CHP’de kimi dinleyeceğimizi, kime inanacağımızı, kimi ciddiye alacağımızı doğrusu bilemez hale geldik. Borsada bile bu kadar iniş çıkış yaşanmıyor.” Başbakan, medyaya sert çıktığı yönündeki eleştirilere ise şöyle cevap verdi: “Ne yapacaktım? Okşayacak mıydım?” Başbakan Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen katılım töreninde yaptığı konuşmada artan terör olaylarına da değindi ve muhalefet ile medyayı terörle mücadeleye destek vermemekle suçladı: SİYASET VE TERÖR: Terör, AK Parti dönemine kadar, maalesef, şiddeti kullanarak, görünürde sadece şiddet üretiyormuş gibi görünerek, Türkiye’de siyasete, idareye, sosyal hayata, ekonomiye ve uluslararası ilişkilere etki etmiştir. Maalesef, geçmişte iktidarlar bu oyunu bozamamıştır. Muhalefet partileri de buna göz yummuş, iktidarların terör üzerinden yıpranmasına, hatta görevi bırakmasına katkı sağlamıştır. İLGİSİZ VE BİLGİSİZ: Terör iktidara vururken, muhalefet de terör karşısında iktidarlara destek olmak yerine, paralel olarak iktidarlara vurmuştur. Bugün hala, kendi dönemlerinde terörün bitme noktasına geldiğini, AK Parti dönemlerinde terörün yeniden tırmandığını iddia edecek kadar meseleye kayıtsız, meseleye ilgisiz ve bilgisiz olanlar var. BİR NEBZE ARTTI: Son dönemde iç ve dış mihrakların da etkisiyle terör olaylarında bir nebze artış olmuştur. Biz, bunlar karşısında bugüne kadar hiç geri adım atmadık, bugün de geri adım atmıyoruz ve atmayacağız. Biz asla yılmadık, yılgınlık göstermedik, bugün de asla karamsarlığa kapılmıyoruz. Biz, terörle mücadelenin sadece güvenlik güçlerimizle olacağı iddiasında değiliz. O, yollardan biridir. Bunun içinde sosyoekonomik mücadelemiz var, bunun içinde psikolojik çalışmalarımız var, bunun içinde diplomatik çalışmalarımız var. Bunun içinde özellikle kendi kurumlarımızın bölgede yaptığı çalışmalar var. ÇİÇEK ÇOCUKLARI: CHP, şu anda arkasına terör örgütünü almış, terörle birlikte hükümeti hedefine koymuştur. CHP Genel Başkanı ‘terörü çözelim’ derken, arkadaşları ayrı tellerden çalıyor. Bir tanesini kaçırdılar, birkaç gün misafir edip bıraktılar, kendisini kaçıran teröristlere adeta ’çiçek çocukları’ muamelesi yaptı. İşte o ’çiçek çocukları’ çıktılar, alçakça, Ovacık Cumhuriyet Başsavcısı’nı şehit ettiler. BORSA GİBİ: CHP’de kimi dinleyeceğimizi, kime inanacağımızı, kimi ciddiye alacağımızı doğrusu bilemez hale geldik. Yani Borsa’da bile bu kadar iniş çıkış yaşanmıyor. CHP’de erken kalkan, mikrofonun önüne geçen kafasına göre açıklama yapıyor. Bunlar birbirlerini de dinleme zahmetine girmiyorlar. Kırk yamalı bohça. Tunceli’de ayrı dil, Hakkari’de ayrı dil, Hatay’da ayrı dil, Ankara’da, İstanbul’da ayrı bir dil. SOSYALİST ENTERNASYONAL: Burada şunu da söylemek durumundayım. ’Oslo Belgeleri’ diyerek elinizde salladığınız o fotokopiler, CHP Genel Başkanı’nın Sosyalist Enternasyonal’de imzaladığı bildirgelerin üzerini örtmez. 2 hafta oldu, CHP çıkıp o bildirgelerle ilgili doyurucu bir açıklama yapmadı, yapamadı. Suriye rejimini nasıl gayrimeşru ilan ettiklerini, Sosyalist Enternasyonal’de, Türkiye’nin terör meselesini nasıl Filistin’in bağımsızlık mücadelesine benzettiklerini, bu büyük skandalı CHP hala izah edemedi. OSLO BELGELERİ: Oslo’da, benim talimatımla, devlet, kanı durdurmak için, terörü sonlandırmak için bazı görüşmeler yapmıştır. Bunu defalarca söyledim, bugün tekrar söylüyorum. Altında benim yetkili arkadaşlarımın imzasını koymadığı hiçbir evrak, belge değildir, belge olamaz, kimse kimseyi aldatmasın. Ortada bir mutabakat metni, bir anlaşma asla söz konusu değildir. 7-8 ay önce gazetelerde yayınlanmış uyduruk kağıtları belge diye sallayan CHP’ye bunu kimin servis ettiğini doğrusu ben de merak ediyorum, açıklayıversin. Madem bu kadar ince ellere nüfuz ediyorlar, açıklasınlar. KENDİ HIRSLARI İÇİN: CHP’nin bu gafletini, CHP’nin terörün değirmenine su taşıyan bu aymazlığını milletim unutmayacak, bizler de unutturmayacağız. Tarih, CHP’nin şahsi hırsları için nasıl terörle aynı kulvarda koştuğunu, nasıl kendisine servis edilen sahte belgelerle ülkesine zarar verdiğini mutlaka yazacaktır. Milletim metin olsun. Bu muhalefete, bu medyaya, bu fırsatçılara rağmen biz yolumuzda kararlılıkla yürüyeceğiz. OKŞAYACAK MIYDIM: Medyada da ayrı bir sorumsuzluk var. Allah aşkına, hangi ülkede, teröre karşı halkı ve vatanı için canını ortaya koyan güvenlik güçleri bu kadar hırpalanır? Hiç kusura bakmasınlar. Diyorlar ki; ‘Başbakan medyaya çok saldırıyor’. Ne yapacaktım? Okşayacak mıydım? Dertli olan biziz, canı yanan biziz... Sen habire orada canı yananlara karşı, sadece ‘onun üzerinden ne kadar avanta elde ederim’, ona bakıyorsun. YERİ ZAMANI VAR: Bir gün terör örgütü çıkıyor, alçakça, korkakça benim askerimi, polisimi arkadan vuruyor, ertesi gün medya çıkıyor, daha ağır bir şekilde güvenlik güçlerimizi yerden yere vuran yayınlar yapıyor. Beyler! Bu asker, bu polis, bu güvenlik birimleri bir mücadelenin içindeler, canlarını ortaya koydukları bir mücadelenin içindeler. Herkese düşen, bu mücadeleye köstek değil, destek olmaktır. Manen destek olmaktır. Elbette eleştiri olacak ama bunun yeri de, zamanı da, üslubu da bu olamaz, olmamalıdır. Yapıcı eleştirinin ve sorgulamanın da usulü vardır. Yeri vardır, zamanı vardır. ‘İsimler, rütbeler değişebilir’ BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul İl Başkanlığı Danışma Meclisi ve Katılım Toplantısı’nda, HAS Partiyi kapatarak AK Parti’ye katılan Numan Kurtulmuş’u “yuvanıza hoş geldiniz” diye karşıladı. AK Parti’nin omuzlarında taşıdığı misyonun, yüzlerce yıllık büyük ve kadim bir medeniyetin ruhuyla şekillendiğini kaydeden Erdoğan, ”Biz, aslında büyük bir çınarın dallarıyız. Bu büyük çınarın, bu görkemli dava çınarının kökü aynı topraktadır, dalları da aynı gök kubbenin altındadır. Bizim, köklerimizden o tevarüs ettiğimiz gıda, köklerimizden beslendiğimiz kaynak aynıdır. Aslında bugün, işte bu salonda yaşanan bu buluşma, aynı çınarın dallarının, aynı kökten beslenen dava kollarının kucaklaşmasıdır” dedi. 30 Eylül’de yapılacak kongreyle AK Parti’yi 10 yıllar boyunca devam edecek bir ruh ve anlayışla geleceğe taşıyacaklarını söyleyen Erdoğan, değişim sinyalleri de verdi: “Şunu da herkesin bilmesini isterim. Kesintiler olabilir, molalar olabilir. İsimler değişebilir, makamlar, rütbeler yer değiştirebilir. Bu dava, yüzyıllardır aşkla ve heyecanla yürüyen bu hizmet kervanı daha da güçlenerek yoluna devam edecek. AK Parti’nin dayandığı, AK Parti’nin tevarüs ederek omuzlarında taşıdığı bu büyük hizmet davası, isimler üzerinden yürüyen değil; tam tersine isimleri kendi potasında eriten bir davadır.” 22.9.2012 VATAN |
1817 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |