Astsubay Sınıfı Kaldırılmalıdır... Konu hakkında yazmak artık vacib oldu.. Emekli bir subay olarak madalyonun subay cephesini, emekli bir astsubayın oğlu olarak da astsubay cephesini az çok biliyorum. Zaten meseleye teknik ayrıntılara dalarak değil, üstten (daha çok sınıf çatışması yönüyle) ana hatlarıyla bakmaya çalışacağım. Malûm kıyameti koparanların da asıl dürtüsü bu. Gerçi işin tamamen duygusal tarafı da oldukça ağır basmakta fakat konuyu mesele (da’vâ, kavga) haline getiren ana faktör sınıf çatışmasıdır... Merhum babam kadar uzun olmasa da bendeniz de pilot bir hava subayı olarak Hava Kuvvetlerinde kıdemli yüzbaşı rütbesinin son yılına kadar (15 sene) hizmet ettim. Babam merhum Mehmet Suphi Bitikçioğlu ise, 30 yılı aşkın bir süre TSK’nde astsubay olarak çeşitli hizmetlerde bulunmuştu. Ben Hava Harp Okulu’na subay olmak üzere adımımı attığımda emeklilik dilekçesini verdi. Muhterem ağabeyim de müracaat ettiği Astsubay Meslek Yüksek Okulu’ndan (Astsubay MYO) benim ricam üzerine yemin töreninde ayrıldı. Şehir hatlarında enspektördü ordan emekli oldu ve şimdi makine mühendisi olarak çalışıyor. Sınıf çatışmasını en iyi biz biliyorduk ve âile tedbirini almıştı... Gazetelerden okuduk. İnternette de yayınlandı. Emekli Astsubaylar Derneği'nin bir tv kanalına yaptığı açıklamalar hayli üzücü idi. Konuya vakıf olmayan birçok vatandaş sosyal medyada bu meseleyi paylaşıp “astsubaylara destek olalım” dediler. Yani mezkur (adı geçen) dernek, amacına ulaşmış, bir kadim meselenin yeni bir tartışmasını açmış olmuş oldu.. Tabi Genelkurmay bu açıklamaları cevapsız bırakmadı ve 'astsubayların ordu içinde maruz bırakıldığı ayrımcılıktan' yakınan dernek başkanını 'muvazzaf personeli tahrik etmeye çalışmakla' suçladı. Bu suçlamaya da cevap gecikmedi ve onlar da asıl tahrikin Genelkurmayın tutumu yüzünden olduğunu söylediler... Uzatmayayım, konu oldukça netameli (gizli bir tehlikesi olduğu sanılan) ve sıkıcı.. Astsubaylık sınıfının teknik nedenlerle (meslekî ihtiyaç dolayısı ile) ihdas edildiğini biliyoruz. Ancak bu mesele sınıf yaratılmadan da halledilebilirdi. Ayrı bir zabitan sınıfı açmak yerine sadece rütbelerle de mesele halledilebilirdi. Erden mareşale kadar rütbeler içinde astsubay diye ayırım yapılmadan millî geleneklerimiz ve birikimimiz ile bize özel yeni rütbeler de ilave edilir ve bu mesele halledilmiş olurdu. Fakat böyle yapılmadı ve bir çatışmaya zemin hazırlanmış oldu. Merhum Menderes’in başını yiyen sebeplerden birinin de “Ben TSK’ni astsubaylarla da yürütürüm” sözünü sarfetmesi olduğu rivayeti bile var.. Çocuk liseyi bitiriyor, Astsubay MYO’na girmek için 200 altı bir üniversite puanı istiyorsunuz Harp Okullarına giriş içinse 235 puan (her yıl değişiyor bunlar) istiyorsunuz. Yani arada 30 – 40 puan var. Sonrasında ise biri yüksekokul diğeri üniversite dengi, birinde 2 diğerinde 4 yıl tahsil verilen okullardan biri teğmen rütbesiyle subay, öteki astsubayçavuş rütbesi ile astsubay olarak mezun oluyor Genelkurmay'a cevap veren Emekli Astsubaylar Derneği Başkanı Ahmet Keser, NTV'ye yaptığı açıklamada, "Dünyanın hangi gelişmiş ordusunda aynı yemeği ayrı ayrı yerlerde yiyorsunuz? Subaylar erbaş ve erler vurulduğunda tedavi için ayrı yerlere yatırılır. Ankara'da bir subay ve astsubay aynı günde öldüğünde; subayın cenazesi mevzuat gereği Kızılay'daki Kocatepe Camii'nden kaldırılır. Astsubayın cenazesi ise Ulus'taki Hacıbayram'dan kaldırılır. Bu ayrımcılık dünyanın hangi ordusunda yapılır?” diyor... Keser’in bahsettiklerinin hepsi ama hepsi sınıf çatışmasının doğasında var. Sen birlikte düşmanla çarpışacak olan askerleri iki sınıf haline getirirsen bu türden bir çatışmanın olması kadar normal bir şey olamaz. Hattâ er ve erbaş sınıfı da bu şekilde sakıncalıdır. Erden mareşale kadar bütün rütbeler tek bir sınıf olmalı, profesyonel ordu içinde belirli kademelerde ve yaşlarda seçilen kişiler yapacakları işlere uygun askerî okullara alınarak eğitim gördükçe buna uygun terfiler alarak yükselebilmelidirler. Astsubayların maaşları, kıdem düzenlemeleri, komutanlık tazminatı, emekli ikramiyeleri ve daha nice meseleyi toptan halledecek olan «Profesyonel Ordu»’ya geçmektir. Ve bahsettiğimiz şekilde kolay bir formülü var bu işin. Üstelik tarihimizden, Osmanlı ordusundan örneği de vardır. Kolay ve doğru olan yol, işlerin rütbe esasıyla halledilmesidir. Osmanlı çok uzak diyorlarsa bugünün ABD ordusu da profesyonel bir ordudur ve birçok bize uymayan şeyleri onlardan almış ancak, bizim için şart olan profesyonel orduyu benimsememişiz. Neden? Ağalık düzeni iliklerimize ruhumuza sinmiş de ondan.. Araştırın ve dikkatle gözleyin; «Profesyonel Ordu» işine ayak diretenlerin AĞALIK halet-i ruhiyesi içindeki kişiler olduğunu net olarak göreceksiniz... Derneği ‘muvazzaf personeli tahrik etmeye çalışmakla’ suçlayan Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Birbiri ile kıyaslanamayacak statü, görev ve sorumlulukları nedeniyle personelin sahip olduğu bazı hak ve yetkilerin eşitsizlik veya adaletsizlik olarak nitelendirilmesi asker ve sivil kurum ve kuruluşların doğasına aykırıdır." Genelkurmay Başkanlığı, kangrenleşme sürecindeki bu netameli konuyu böyle yüzeysel açıklamalarla geçiştiremez. Bu insanları isyan noktasına taşıyan sınıfsal ayırımcılık bitmelidir. Bunun en güzel yolu da orduyu sil baştan tanımlamak, yeni bir statü kazandırmak, profesyonel orduya geçmektir. Kimse bana bunca yıllık teamüller, gelenekler demesin. Cumhuriyet’le birlikte ikibin yıllık teamülleri iki günde çöpe attılar. Teamüller, gelenek şimdi mi aklınıza geliyor? Genelkurmay konuyu tam tekmil oluşturup Millî Savunma Bakanlığı’na arz etmeli ve vakit kaybetmeden uygulamaya geçilmelidir. Yeter artık, hep sümen altı, hep geçiştirme ile bir yere varamazsınız. Hakiki ve samimi işler yapın, meseleyi behemahal halledin. Astsubay emeklisi merhum babam mezuniyette teğmen yıldızımı omuzuma takarken “Oğlum şu andan itibaren ordudaki en iyi subay sensin, en iyi subayın anasını....” demişti. Bu da meseleye kapak olsun... Sınıf çatışması müslümanca sonuçları olmayan bir şeydir. Unutmayın... R.Ercan BİTİKÇİOĞLU http://haberkalem.com/yazarlar/714-astsubay-sinifi-kaldirilmalidir.html Not: Netameli ve mezkur kelimelerinin yanına parantez içindeki açıklama Önce Kültür tarafından eklenmiştir. |
6069 kez okundu
Yorumlaruzman çavuşalr 12/05/2012 22:30 bu orduda iki rütbe yok 20 yıldır haykırıyoruz ama sesimizi kimse duymuyor artık yeter gelecek korkusu olmadan insan ca yaşamak istiyoruz 3269 sayılı uzman erbaş kanunu ordunun yüz karassıdır ayrımcılığın en büyük kanıtıdır.her kes işine geldiği gibi yorumluyor Misafir - Kaldırılsın 12/05/2012 22:43 Astsubay sınıfı kaldırılsın. seçenek sunsunlar isteyen emekli olsun, isteyen kurum değiştirsin isteyene muadili subay rütbesi verilsin. ben öyle ya da böyle mesleğime devam edeceğim nasıl olsa, ben onun bunun için değil vatanım için girdim bu mesleğe asgari ücrette verseler devam edeceğim vatana hizmete. Misafir - astsb. 11/05/2012 22:15 yazının tamamında yazarın kendi bakış açısına göre bazı gerçekçi tesbitler olmasına rağmen bir gurubun sorunularını çözmek adına o gurubu toptan yok etme mantığı var.yok edersen sorunda çözülür diyor...ben 25 yıllık bir astsubay olarak bu mantığı kabul etmiyorum..varolan sorunlarımız bizi yok ederek çözülmemeli.. Misafir - |