İleri Demokrasiyle Birlikte Astsubaylara Verilen 4 Mayıs E-Muhtırası! 27 Mayıs Askeri Darbesi, 12 Mart Muhtırası, 1980 Askeri Darbesi, 28 Şubat Post Modern Darbesi, 27 Nisan E-Muhtırası, yıllarca basında, televizyonlarda siyaset bilimcilerle tartışılıp durdu. Demokrasi özlemiyle yanıp tutuşan Türk halkı, her askeri müdahaleden sonra demokrasinin yanında, mağdur görülen siyasetin yanında olarak gerekli tepkisini hep verdi. Son olarak, Türk halkı, gelir adaletsizliğini hissetmesine rağmen 27 Nisan e-muhtırasına tepki olarak Adalet ve Kalkınma Partisini mağdur görmüş ve bundan dolayı Ak Parti adeta oy patlaması yaşamıştır. Biz de elden geldiğince 27 Nisan E-Muhtırasına karşı duruş sergiledik. Derken, sadece demokrasi bekleyen Türk halkının “İleri Demokrasi”yi yaşamaya başladığı iktidar partisince dillendirildi. İleri Demokrasi, gerçekten de her vatandaşı umutlandırmıştı. Astsubaylar da bu umutla, ileri demokrasi ortamında hoşgörünün hâkim olacağını, gelir adaletsizliklerinin çözüme kavuşacağını ve sorunlarının çözüleceğini hayal etmekteydiler ki, TSK’nın bazı kadro ve sınıf personeline yapılan zamlarda yer alamayınca büyük hüsran yaşadılar. Çalışan ve emekli astsubay adaletsiz olduğu düşünülen zam şokunu üzerinden atamış haldeyken, üstüne üstlük, bir de, adeta Muhtıra niteliğini taşıyan 4 Mayıs 2012 tarihli Genelkurmay Bildirisiyle karşılaştılar. **** Emekli ve sendikası olmadığı için çalışan astsubayların da temsilcisi niteliğindeki Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) yönetimini hedef alan, dünya ordularından da bahsedilen; eğer bir hükümete yönelik verilseydi, siyaset bilimcilerce aylarca e-muhtıra olarak nitelenebilecek şekildeki, genelkurmay başkanlığı internet sayfasında yer alan bildiri şu şekilde: “1. Bazı basın ve yayın organlarında, muvazzaf ve emekli astsubayların özlük hakları hakkında doğru olmayan haber ve yorumlar yer almaktadır. 2. Dünyanın diğer ordularında olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri de; statü, görev ve sorumlulukları mevzuat ile belirlenmiş, personelin hiyerarşik bir emir komuta yapısı içerisinde görev yaptığı, büyük bir kurumdur. Statü hukukuna dayalı görev bölümü; subay, astsubay, sivil memur, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli er, erbaş ve er şeklinde oluşturulmuş, buna uygun olarak sorumluluk ve yetkiler paylaştırılmıştır. Bu statülerden birine talep, aranan kriterlere bağlı olarak kişilerin kendi tercihidir. Benzer yapılar resmî veya özel diğer kurum ve kuruluşlarda da mevcuttur. Bu açıdan; birbiri ile kıyaslanamayacak statü, görev ve sorumlulukları nedeniyle personelin sahip olduğu bazı hak ve yetkilerin eşitsizlik veya adaletsizlik olarak nitelendirilmesi asker ve sivil kurum ve kuruluşların doğasına aykırıdır. 3. Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin özlük haklarına yönelik iyileştirmeler; yüce devletimizin sağladığı imkânlar, ülkemizin şartları ve askerlik mesleğinin kuralları dikkate alınarak, bir sistem bütünlüğü içinde incelenmekte; Genelkurmay Başkanlığı yetkisindeki düzenlemeler hayata geçirilmekte, diğer konular ilgili makamlara teklif edilmektedir. 4. Bu arada, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği üyelerinin de bazı medya organlarında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin çok önemli bir gücünü teşkil eden astsubaylarımız hakkında gerçeklere dayanmayan açıklamalar yaparak, kamuoyunu yanlış bilgilendirdiği ve derneğin kuruluş amaç ve çalışma alanının tamamen dışında, muvazzaf personelimizi tahrik etmeye yönelik girişimlerde bulunduğu esefle izlenmektedir. 5. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için; Türk Silahlı Kuvvetlerinin ayrılmaz bir parçası olan astsubaylarımızın özlük hakları, eğitim olanakları, sosyal hakları ve sahip oldukları yetkiler konusunda bugüne kadar yapılan çalışmalar aşağıda özetlenmiştir.
- Terörle mücadelede aynı görevi yapan personele ödenen tazminatlar, statü ayrımı yapılmadan eşit miktarda artırılmıştır. - Mahrumiyet bölgeleri ile patlayıcı madde imhası gibi riskli ve özellikli görevlerde çalışan personele, statü ayrımı yapılmaksızın tazminat verilmiştir. - Subaylara benzer esaslarla yüksek lisans kıdemi alma hakkı verilmiştir. - Yurt dışı daimi ve geçici görev kadroları ile yurt içi ve yurt dışı lisan kurslarının kontenjanı artırılmıştır. (Yurt dışı sürekli görev kontenjanı 57’den 111’e çıkarılmıştır.) - Sicil verme yetkileri artırılmıştır. - Subaylara verilen üst düzey karargâh eğitimine benzer şekilde, yılda 128 astsubayımıza Üst Karargâh Hizmetleri Eğitimi ve bu eğitimi bitirenlere bir yıl kıdem verilmeye başlanmıştır. - Astsubaylıktan subaylığa geçişte % 15 olan kontenjan, 2012 yılından itibaren % 25’e çıkarılmıştır. 6. Bunun yanı sıra, yetkili makamlara teklif edilenlerden önemli olanlar aşağıda özetlenmiştir. - Astsubayların 1’nci derecenin 4’üncü kademesine kadar yükselmesinin sağlanması, - Yarbay ve daha üst rütbeli subaylara verilen görev tazminatının, birinci dereceye yükselmiş görevdeki ve emekli astsubaylara da verilebilmesi (Aylık yaklaşık 385 TL), - Hâlen, MİT ve Emniyet Hizmetleri sınıfından emekli olan personele verilen 100 TL ilave ödemenin emekli astsubaylara da verilmesi, - Mecburi hizmet süresinin 15 yıldan 10 yıla düşürülmesi, - Astsubaylara verilebilenler de dâhil olmak üzere tüm oda ve göz hapsi cezalarının kaldırılması, - Sicil veren astsubayların maiyetindeki personele disiplin cezası verebilmesi. 7. Sonuç olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri; birbirlerine gönül bağıyla kenetlenmiş fedakâr ve kahraman mensuplarının moral ve motivasyonunu en üst düzeyde tutmak maksadıyla, devletimizin sağladığı imkânları kullanmak suretiyle, ihtiyaç duyulan ve yetkisi dâhilindeki düzenlemeleri titizlikle yapmaya devam edecektir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.” **** Şimdi bildiriyi yorumlayalım; Şu ana kadar TEMAD yetkililerinin doğru olmayan bir açıklamasına denk gelinmemiştir. Dünyanın diğer ordularında çalışan astsubayların durumu, bizzat yurt dışında çalışan astsubaylarca incelenmiş ve olumsuzluklar gündeme getirilmiş olmasına rağmen, gündeme getirilen hususlar bugüne kadar ne yazık ki düzeltilmemiştir. Mesela; İngiltere, Fransa, Belçika, Almanya, Yunanistan, İtalya gibi ülkelerde –ki bu ülkelerin Osmanlı’nın son zamanlarında Başkent İstanbul dahil Anadolu’yu paylaştıkları bir tarihi gerçektir- astsubay rütbeleri apolette; uçuş personelleri çift kanat bröve takmakta; yurt dışı daimi görevde bulunan ve subaya verilen görev tazminatları ve bazı özlük haklarının astsubaya verilmediği, ast üst ilişkilerinin adeta arkadaşlık ortamında geçtiği, belirtilmesine rağmen –ki bunların pek çoğu devlete maliyet getirmeyen ancak moral ve motivasyonu artırıcı hususlardır- ne yazık ki görmezden gelindi. (Basit bir uçuş brövesinin tek kanat oluşunun yanlışlığı ve dünyadan örnekleri 2006 yılında başlı başına, bir yazımızın konusu olmuştu) Talep ve kriterler; çocuk yaşta bir mesleğe yönlendirilen birey için mesleki şartlar değişmez, Tanrı’nın bir kuralı gibi addedilmemelidir. Unutulmamalıdır ki insan kendini geliştiren bir varlıktır. Genelkurmay eski başkanı emekli orgeneral Yaşar Büyükanıt eğer astsubay hazırlama okulunun sınavını kazansaydı muhtemelen şimdi, haklarının peşindeydi… Subaylarımızın pek çoğu Konya Selçuk üniversitesi başta olmak üzere pek çok üniversiteden, üstelik de kadro gözetilmemeksizin yüksek lisanlarını tamamlamış, karşılığında kıdemlerini, kıdemlerinin karşılığı maaş artışlarını almışlardır. Fakat son düzenleme ile astubaylara verilen yüksek lisans hakkı ne yazık ki geçmişte subaya verilen şekilde değil, kadro sınırlamasına takılmıştır. Üst Karargâh Hizmetleri Eğitimi denilmekte. Peki üst karargahta yıllarca ve halen bu eğitimi almadan hizmet veren astsubayın durumu ne olacak? TSK, yıllarca, tabandan gelen astsubayı subay yapacağına; yedek subaydan kadrolarını tamamlamayı tercih etmiştir. Hatta kimi yıllar astsubaydan subay olunan sınavları da ne yazık ki uygulamamış, iptal edilmiş, zaten sınırlı olan statüler arası akışkanlığı durdurmuştur. Ve muvazzafların ilk yıllarında olduğu üzere, yedek subaylıktan muvazzaf olan personelin pek çoğuna da astsubaylar önemli mesleki destek sağlamıştır. Bildirinin altıncı maddesinde ise hükümete iletildiği anlaşılan hususlar yer almakta. Fakat Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek Tv. Programına 1 Mayıs günü konuk olan Sayın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in pek de astsubaylardan haberdar olduğu ne yazık ki söylenemez. Belli sınırları olan, adalet, güvenlik, eğitim, sağlık gibi teşkilata sahip devleti meydana getiren insanlar; meydana getirmiş oldukları devletin altında adaletsizliklerle karşılaşmamalıdır. Ancak görülen odur ki, adaletsizlikler oluşturulmuş, adalet isteyenler devlet tarafından görülmemekte ve üstelik de adeta tehdit edilmekte. Sonuç, Tabanının desteklemediği, geçmiş TEMAD yönetiminin, demokrasiyle örtüşmeyen 27 Nisan E-Muhtırasına verdiği açık destek tarihteki yerini almıştır. Ancak yeni yönetim tam bir demokrasi tutkunu, haklarının peşinde olan kararlı bir tutum sergilemektedir. Hal böyleyken, siyasi havanın “Genelkurmay benim memurumdur” denilme noktasına ulaşıldığını gördüğümüz, ileri demokrasinin olduğu iddia edilen bir zamanda, 27 Nisan E-Muhtırasında demokrasinin yanında yer almış olan tabandaki astsubaylar, 4 Mayıs günü adeta bir muhtıra ile karşı karşıya kaldılar. Astsubayın davası üst statüye üstün gelme değil; bir demokrasi, hak, hukuk, adalet davası niteliğindedir. Bakalım hükümet başta olmak üzere, TBMM, köşe yazarları ve siyaset bilimciler konuyu nasıl değerlendirecek ve kimin yanında yer alacaklar? Orhan Kaya TEMAD Başkanı Ahmet Keser'in Bildiriye İlk Tepkisi |
9602 kez okundu
Yorumlarmaddenin 3 hali 06/05/2012 20:12 görüldüğü gibi verildi denilen şeyler ya kıstlı ve kasıt dışı yani subaya verebilmek için mecbur kalınan istidik dedikleri şeyler ise havuç misali hiç bir zaman yedirmezler o astsubayı koşturmak için yapılmış zaten plastikten yani maddenin üçüncü hali yani gaz Misafir - bu kez yıkılmayacagız 06/05/2012 12:24 genel kurmay sımdıde bazı yayın organlrında subay astsubay orduevlerını bırlestırdık dıye acıklama yaptırıyor. acaba hangı orduevlerı bırlesmıs cok merak edıyorummm Misafir - 05/05/2012 23:00 biz ne bölme nede bölünme taraftarıyız askeri hiyerarşi içinde üzerimizdeki üniformayı gururla taşıyoruz,ancak hükümetin ve genel kurmayın bizi yok saymasını artık içimize sindiremiyoruz genel kurmay yaptığı açıklamanın 6. maddesinde aslında bizim isteklerimizi dile getiriyor ve kendiside bu konularda mağduriyetimizi biliyor ozaman görelim sözünüze sadık mısınız? bu mağduriyetleri bir an önce giderebilecek misiniz? yoksa uyutma politikasımı uygulayacaksınız zaman gösterecek,ama biz hakkımızı istemekten vazgeçmeyeceğiz. Misafir - vatan bir büyündür asla parçalanamaz 05/05/2012 11:50 vatanı için onuruyla gurur duyduğum şerefle 31 yılımı severek ve isteyerek emeğimi verdiğim şereli T.C.'ne emeğim helal olsun rabbim neylerse güzel eyler saygılarımla Misafir - vatan bir büyündür asla parçalanamaz 05/05/2012 11:43 vatanı için onuruyla gurur duyduğum şerefle 31 yılımı severek ve isteyerek emeğimi verdiğim şereli T.C.'ne emeğim helal olsun rabbim neylerse güzel eyler saygılarımla Misafir - Teşekkürler Sn. Orhan KAYA 05/05/2012 01:32 Biz harbiye marşıyla büyümedik. Bizim tek bildiğimiz, o sizin de yüreğinizde taşıdığınız, gurur ve onurla söylediğimiz İstiklal Marşımız. Bunu bilin! YETER Misafir - |