POYRAZKÖY’de ele geçirilen mühimmata ilişkin İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 19’uncu oturumunda söz alan tutuksuz sanık Foça Çıkarma Filosu Komutanı Tuğamiral Mehmet Fatih Ilgar, Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmatın başka davalarda da delil olarak kullanıldığını tespit ettiklerini söyledi. Duruşmalarda taleplerinin yüzde 98’inin mahkeme tarafından reddedilmesinin ardından Hasdal Cezaevi’nde tutuklu bulunan davanın diğer sanıklarıyla çalışma yaptıklarını belirten Ilgar, şunları söyledi: “Poyrazköy’de birilerinin gömdüğü ve bizlere suç attığı mühimmatın, farklı davalarda da ortaya çıktığını belgelerle tespit etmiş durumdayız. Mühimmatı gömüyorsunuz, suçsuz günahsız insanların üstüne atıyorsunuz ama gerçeği gömemiyorsunuz. O fırsatını bulduğu zaman yolunu buluyor ve kasımpatı gibi toprağın üstüne fışkırıyor. Mühimmatın kamuoyunda başka davalarda da kullanıldığını gezer bir mühimmat olduğunu Cumhuriyet savcılığının yazıları ile de tespit ettik. Çarşamba günü görülecek olan oturumda bunları açıklayacağım. Biraz zaman alabilir bu nedenle duruşmanın daha erken bir saatte başlamasını talep ediyorum.”

Birleştirme geri alınsın

10’u tutuklu 37 sanığın katıldığı duruşmada, avukatlar, “ÇYDD davasının bu davayla tek irtibat noktası ‘Türkan Saylan’a mektup’ adlı dijital belgedir. Bu dijital belgenin ıslak imzalı örneği yoktur. Dijital mektubun manipülatif olduğuna dair de tespitler vardır” diyerek, birleştirme kararından dönülmesini istediler.

Aramayı komşudan öğrendi

Tanık olarak dinlenen astsubay Hüseyin Güven, davanın sanıklarından Alperen Erdoğan’ın evinde yapılan aramaya Merkez Komutanlığı inzibat görevlisi olarak katıldığını belirterek, şunları söyledi: “Teğmenlerin evinde arama yapıldığı bize emniyet tarafından bildirilmedi. Evdeki aramaya eşlik etmesi için komşusu çağrılmış. Kendisi emekli binbaşı olan komşu, Donanma Komutanlığını arayarak arama yapıldığını söylemiş. Merkez Komutanlığı’ndan gelen ekibin başındaki kişi, emniyet görevlilerinin amirine, kendilerine neden haber verilmediğini sordu. Amir de böyle bir yükümlülüklerinin olmadığını söyledi. Bir süre sonra, aramanın başındaki amire telefon geldi. Faruk Akın ve Efe Noyan’ın evinde TNT bulunduğu bilgisi verildi. Bu bilgi geldiğinde, evde hiç askeri yetkili yoktu.

Paketin bulunuşunu görmedim

Uyuşturucu paketinin bulunduğu odada ben de vardım. Aramayı yapan memur önce paketi bulmuş daha sonra kameraya ‘gel gel’ diye seslenince dikkatimi çekti. Kamera gelince, paketi yerine koyup tekrar çıkardı. Ben paketin ilk bulunuş anını görmedim. Dijital delillerin ne şekilde bulunduğu kamera tarafından kaydedilmedi. Dijital verilerin evde kopyalanmasını talep ettik ancak, polisler teknik ekipmanları olmadığını söyledi.” 01-05-2012

Ayşegül USTA / İSTANBUL

Hürrüyet 

Yorumlar