Gündelik yaşamın koşturmacası içerisinde, yaşama katkı sunan meslek gruplarını ne kadar tanıyoruz veya ne kadar farkındayız? Şeklinde kendimize bir soru yöneltsek acaba sonuç ne olur? Birbirlerini kıyaslayan farklı çatılar altında çalışan meslek grupları bir yana, acaba aynı çatı altında çalışanlar ne kadar birbirinin farkında?

İşveren işçisini, amir memurunu, apartman yöneticisi apartman görevlisini, kredi veren bankacı çiftçisini ne kadar tanıyor, şeklinde soruları sıralamak ve en nihayetinde ülkeyi yöneten siyasetçiye dönüp siz “Ülkeye katkı sunan meslek gruplarını ne kadar tanıyor ve kendinize ne kadar yakın hissediyorsunuz?” diye sorsak ne olur? Alınacak cevaplar “siz kendinizi tanıtmazsanız ben sizi nerden bilebilirim ki” veya “ sizi yeterince tanıyorum” şeklinde olabilir.

Farkındalıkla ilgili olarak Cem Karaca:

“Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda

Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında” derken,

Diğer taraftan yakınlık-uzaklıkla ilgili olarak Can Yücel:

“En uzak mesafe

Ne Afrika’dır,

Ne Çin,

Ne Hindistan,

Ne seyyareler

Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...

En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir

Birbirini anlamayan...” diyerek kafalara hitap etmiş...

Farkında olunmama durumunun farkında olan meslek örgütleri kendilerini topluma fark ettirmek için tüzel kişilik kazandırdıkları dernekleriyle, seslerini duyurmaya çalışırken bir yandan da meslek adlarıyla başlayan günler, haftalar ilan ederek o zamanlarda yoğun bir şekilde kendilerinden bahsetmekte, toplumla kaynaşmayı sağlamaktadırlar. Bunun dışında, özel günlerinde veya başka zamanlarda, demokrasinin bir gereği olarak alanlarıyla ilgili konularda yaptıkları kurumsal açıklamalarıyla toplumu bilgilendirme ve kamuoyu oluşturma görevlerini de yerine getirmektedirler.

Sağlık, eğitim, emniyet ve işçi sınıflarının kendilerine özgü bir hafta veya günleri varken silahlı kuvvetlerde çalışan astsubayların bir gününün olmaması bir eksiklikti. Bundan yedi yıl önce, 04.05.2005 tarihinde “1 Haziran Astsubaylar Günü Olmalı” başlıklı yazımda günün gerekliliğinden bahsetmiş olmamıza rağmen geçen süreçte kurumsal anlamda konuya sahip çıkan ne yazık ki ol(a)madı.

Astsubay konularının tartışıldığı Tekyürek grubunda da assubaylar gününe ilişkin olarak değişik tarihler üzerinde durulmuş ancak bir sonuca kavuşturulamamıştı.

Artık astsubayların da bir günü var.

Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD)nin 11 Ekim 2011 tarihinde göreve başlayan yeni yönetimi, “17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü”nü astsubaylar günü olarak ilan etmesiyle birlikte güne ilişkin tartışmalar, istekler de nihayetlenmiş oldu.  

Konuya ilişkin olarak TEMAD’ın 20 Mart 2012 tarihli duyurusu şu şekilde:

‘Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Yönetim Kurulu 19 Mart 2012 tarihinde yaptığı toplantıda, bundan sonra 17 Ekim tarihlerinin "Dünya Astsubaylar Günü" olarak kutlanması kararını almıştır. 17 Ekim 2012 tarihindeki TEMAD'ın kuruluş günü, aynı zamanda "Astsubaylar Günü" olarak kutlanacaktır.

Tarihçe : 17 Ekim Tarihi TEMAD'ın kuruluş yıldönümü olarak kutlanmaktadır. TEMAD Genel Başkan Yardımcısı Yüksel BİNİCİ, 10 Eylül 2009 tarihinde, 17 Ekim'in Astsubaylar günü olarak kutlanması için bir kampanya başlatmıştır. Kampanya sonucu 17 Ekim tarihi, VİKİPEDİ Özgür Ansiklopedi'de "Dünya Astsubaylar Günü" olarak yer almıştır.’

Kararlılıkla meslektaşlarının isteklerine cevap vermekte olduğu görülen TEMAD yönetiminin, davet edeceği yabancı ülke silahlı kuvvetlerinde çalışan, emekli astsubaylar ile “astsubaylar günü”nün kutlanacak olması, beraberinde TSK mensubu astsubaylar ile yabancı ülkelerdeki meslektaşlarının kaynaşmasını, fikir alışverişinde bulunmasını, hakların karılaştırmasını sağlayacak ve dünya basınının da astsubaylardan bahseden haberler verecek olması bakımından oldukça önemli bir adım.

Toplumsal gelişmeler ağır ağır gerçekleşse de sonuçta yolunda ilerlemekte, yeter ki takip edilsin…

Orhan Kaya

17 Ekim Etkinliği Kurumsal Sayfası

Köşe yazısı bağlantısı

Yorumlar