Gazeteci Nedim Şener, eşi Vecide Şener ile birlikte dün CNN Türk’te Ayşenur Arslan’ın sunduğu Medya Mahallesi’ne konuk oldu. Nedim Şener, “Mahkeme insanları mutlu eden, vicdanları rahatlatan bir karar verdi. Diğer davalarda da neden olmasın? Biz 72 saat önce kaçma şüphesi ve delilleri karartma şüphesiyle tutuluyorduk.
Görüldüğü gibi kaçmak bir yana hep göz önündeyiz. Tuncay Özkan’ın kızını düşünün, 16 yaşındaydı şimdi 19 yaşında. Nazlıcan büyümüyor toplumun vicdanındaki yara büyüyor. Tutuklama sadece tutuklanana değil çocuklara ve ailelere yapılan bir saldırıdır” dedi. Tutuklu kaldığı sürede en büyük korkusunun eşinin de tutuklanması olduğunu belirten Şener, “Ben kaç gece eşlerimizin de tutuklanacağı korkusuyla uyudum. Onların da bir komploya kurban gitmesinden ve çocuklarımızın iyice yalnız kalmasından endişe ettim” diye konuştu.
Bülent Arınç aradı
Cezaevinden çıktıktan sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kendisini arayarak “Geçmiş olsun” dediğini anlatan Şener, “Bülent Arınç, üzüntülerini ve adaletin yerini bulacağını söyledi. Hükümeti yıkacak bir komplonun içinde yargılanıyorum, o hükümetin üyesi arıyor. Aramak zorunda değildi.
Çıkıp benim hakkımda Ergenekon yakıştırması yapan ne diyecek acaba? O hükümetin üyeleri dahi buna inanmıyorsa, kafalarında şüphe varsa nasıl olacak bu?” dedi. Şener, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın da kendisini arayarak geçmiş olsun dediğini ifade etti.
‘Silivri’nin betonunu deler’
“Babaların günahını çocuklara çektirmemek lazım” diyen Şener, “Kendimi asla tutuklu hissetmedim. Çünkü ne yaptığımı çok iyi biliyordum. Bana bu komployu kimin kurduğunu çok iyi biliyordum. Sadece insanların anlamasını bekliyordum. Herkes bunu anladı.
Ama çocuklarımız. Deprem oldu Silivri sallandı. Aklımıza gelen tek şey çocuklarımız oldu. Çünkü İstanbul’daki evlerin durumu belli. Köşelerde bunları yazan insanlar, bunları savunan insanlar onu düşünsünler.
Ahmet yiğit bir çocuk. Çok affedersiniz, Silivri’nin betonuna kafayı vurur ve deler. O kadar da yiğit bir oğlan. Ama kızı mevzu bahis olduğu zaman, onun da nasıl insani refleksler verdiğini ve oturup beraber ağlaştığımızı biz biliyoruz. Bu çok farklı birşey. Suçumuz varsa eyvallah. Eğer örgüt üyesi olsak bunu yiğitçe savunabiliriz” diye konuştu.
‘Nağme yapan gazeteciler’
28 Şubat’ta savcının Merve Kavakçı’nın evine giremediğinin altını çizen Şener, “Ama burada çocuklarımızın odasına kadar girdi polisler. Benim kızımın ödevlerine kadar kontrol ettiler. Görüntülerde var. Bazı basın kuruluşları bizden terörist yaratmaya çalıştılar. ‘Gülen’e yargısız infaz yapılmasın’ diyorlar ama Nedim’e yapıyorsun.
Diğerlerine de yapıyorsun. Gülen cemaatinin ne yaptığını görüyorum. Bir insanın milyonda bir suçsuz olma ihtimali varsa gazetecinin görevi ona oynamaktır. ‘Tutuksuz yargılansınlar’ gibi nağme yapıp kirli ellerini yıkamaya gazeteciler bunu düşünmeliler” dedi.
Gözyaşlarını tutamadı
Silivri Cezaevi’ni de anlatırken gözyaşlarını tutamayan Şener, “Küçücük çocukların eteklerinin altında çamaşırında metal parçası diye eteği çıkartıldı. Doğan Yurdakul’un kanserli eşi tekerlekli sandalyede firkete ile tutturulmuş peruğu çıkarılarak aranıp geçildi. Vücudunuzun herhangi bir yerinde metal varsa didik didik aranıyorsunuz. Gelsinler bir gün böyle bir aramadan geçsinler. O gazetecinin oğlu gelsin bir gün kalsın. Zulme bir gün katlansın. Haksız olduğunu bile bile. Silivri’deki menüyü ben o gazetecinin, o kadının önüne koyayım ve yesin bakalım bir yıl boyunca.
‘Tahliye olduk diye utandık’
Lüks restoranlarda yemek yemeye benzemiyor bu işler. Doğan Yurdakul’un kızı Fransa’dan geldi. Doğan Yurdakul’dan ve herkesten çok özür diliyorum. Bunu anlatmak istiyorum. (Ağlıyor) Doğan Yurdakul, metal problemini daha önce eşinde yaşamıştı. Kızı Reyhan sütyenini çıkarıyor ve infaz koruma memuru aramaya gelince ‘sütyenim yok’ demek için elbisesini yukarı kaldırıyor.
Biz ‘tahliye olduk’ diye utancımızdan yere bakarken diğer tutuklular bizim adımıza seviniyor. Tutuklu kalanlar bizim adımıza seviniyor. Böyle tahliye olduğumuz için utanıyoruz. Suçumuz varsa çekmeye hazırız. Silivri’de yatarak kahraman olunmaz. Orada çürürsünüz. İnsanı ruhen çürütüyor” dedi.
‘Kızımın eteği çıkarıldı’
Nedim Şener’i cezaevinde ziyarete gittiği sırada aramaların katı tutumlarla yapıldığına dikkat çeken Vecide Şener, “8 yaşındaki kız çocuğunun eteğindeki 3 metal düğme ötüyor diye benim çocuğumun eteğini çıkarttırdılar. Kızım hırkasını beline bağlayıp içeriye girdi” diye konuştu.
15.03.2012
http://www.milliyet.com.tr/silivri-kahraman-olma-yeri-degil-orada-curursunuz/gundem/gundemdetay/15.03.2012/1515423/default.htm
Haber Videosu:
http://www.milliyet.com.tr/Milliyet-Tv/nevidyo/video-izle/Gozyaslarini-x0WdMJhpCavV.html