Özel yetkili mahkeme, Sivas katliamına katıldıkları iddiasıyla yargılanan 5 sanık hakkındaki davanın zaman aşımından düşmesine karar verdi. Mahkeme, katliamın insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmesi talebini dikkate almadı. Sanıkların kamu görevlisi olmamaları nedeniyle zaman aşımının 2008’de dolduğuna ve davanın düşmesi gerektiğine hükmetti
Sivas’ta 35 aydının Madımak Oteli’nde 2 Temmuz 1993’te yakılarak öldürülmesi olayına karıştıkları iddiasıyla 5 sanığın yargılandığı davanın duruşması dün yapıldı. Duruşma savcısı Hakan Yüksel, sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroğlu hakkında 15 yıllık zaman aşımı süresinin 2 Temmuz 2008’de dolduğu ve davanın düşürülmesi gerektiği yönündeki görüşünü tekrarladı. Yüksel, eylemin insanlığa karşı suç oluşturduğu kabul edilse bile, bu suç türünün 2005’te yürürlüğe giren yeni TCK’da yer aldığını, dolayısıyla bu tarihten önceki olaya uygulanmayacağını savundu.
12 Eylül emsal gösterildi
Avukat Şenal Sarıhan ise Sivas katliamının “İnsanlığa karşı işlenen bir suç” olduğunu belirterek “15 bin kişinin katıldığı eylemde sadece 160 kişi yargılandı. Daha bilinmeyen çok sanık var. Sarıhan, Ankara Başsavcılığı’nın 12 Eylül dönemindek işkence suçları için verdiği “insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı uygulanmaması gerektiği” kararını da anımsatttı.
Hakim: Vicdanım hür
Şenal Sarıhan, davada zamanaşımı kararı verileceğini bir hafta önce söyleyen HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’a da tepki göstererek “Yaptığı açıklama hukuksal olmadığı kadar bulunduğu statü nedeniyle adil yargılamayı etkileyecek konumda oluşu nedeniyle tehlikelidir. Bu açıklama davaya gölge düşürmüştür” dedi. Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir Sarıhan’a itiraz ederek “Vicdanım hür” dedi.
Kamu görevlisi olsalardı...
Mahkeme verdiği aradan sonra kararını açıkladı. Katliamın insanlığa karşı suç olup olmadığına ilişkin bir tespit yapması beklenen mahkeme, insanlığa karşı suç kavramının, katliamdan sonra kanuna girdiğini hatırlatmakla yetindi. AİHM’nin “kamu görevlilerinin işlediği yaşam hakkı ihlali ve işkence suçlarında zaman aşımının” işlemeyeceği yönündeki kararlarına atıf yapan mahkeme, sanıkların kamu görevlisi olmadıklarına dikkat çekti. Sanıkların “Anayasa’yı zorla değiştirmeye teşebbüs” suçunun asli faili olarak değil, bu suça iştirak ettikleri ididasıyla yargılandıklarını da vurgulayan mahkeme, bu nedenlerle bu suç için öngörülen 15 yıllık zamanaşımı süresinin 2008’de dolduğuna karar verdi. Mahkeme, ölen sanıklardan Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bağ hakkındaki davanın ise ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verdi.
Temyize gideceğiz
Avukat Sarıhan, karardan sonra yaptığı açıklamada, olayın mahkeme tarafından insanlığa karşı işlenmiş suç olarak kabul edildiğini savunarak “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insanlığa karşı işlenmiş suça hangi sıfatla katılırsa katılsın, hatta eylem gerçekleşmemiş bile olsa bunu suç olarak kabul eder ve zaman aşımından yararlandırmaz. Biz temyiz edeceğiz” dedi.
DURUŞMADAN NOTLAR...
TWITTER UYARISI: Mahkeme Başkanı sosyal medyaya mesaj atılmasının yasaya aykırı olduğunu duyurdu, izin vermedi.
ALKIŞLAMAYIN, GÖREVİMİZ: Kararın açıklanmasından sonra, kararı protesto etmek için alkışlayan bazı ailelerin tepkisine karşı ise Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir “Alkışlamayın. Biz görevimizi yapıyoruz” dedi.
PROVOKATÖR UYARISI: Sivas’ta ölen Sehergül Ateş’in yakını ve aynı zamanda davanın avukatlarından Süleyman Ateş, karar açıklanmadan önce salondaki izleyicilere, “Karar lehte de olsa aleyhte de olsa sakin olmalıyız. Dışarıda büyük bir kalabalık var. Aramızda provokatörler olabilir” dedi.
KARARA POLİS BARİKATI: Duruşmaya karar için ara verildiğinde izleyiciler ile mahkeme heyeti arasına yaklaşık otuz kişilik polis barikatı kuruldu. Karar polis barikatının arkasından okundu.
YARALAR KAPANMADI: BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, “Birileri bu davayı kapatmış olabilir, ama demokrasiye sahip çıkanlar bu davayı sonuna kadar sürdürecek” dedi.
Gaz bombası Ankara’yı karıştırdı
Dava için sabah saatlerinde adliye önünde toplanan ÖDP, ESP, Halkevleri, TKP gibi grupların oluşturduğu yaklaşık 3 bin kişi kararı protesto etmek için Kızılay Meydanı’na yürümek isteyince polis yoğun gaz ve tazyikli su ile müdahale etti. Eylemciler de kırdıkları kaldırım taşlarını polise attı. Polis, göstericileri, adliye önünden Sıhhiye köprüsüne, oradan da Kızılay’a kadar kovaladı. Bu sırada polis ile göstericiler arasında kalan vatandaşlar biber gazından etkilendi.
Polis havaya ateş açtı
Polisin atığı gaz bombalarından biri yol üzerinde bulunan ilkokulun bahçesine düştü, biri de Milliyet gazetesi foto muhabiri Serdar Özsoy’un başına isabet etti. Olay sonucu hastaneye kaldırılan Özsoy’un başına 6 dikiş atıldı. Polis adliye önünde havaya ateş açtı.
Kararın şifreleri
Sivas katliamı davasının zamanaşımından düşürülmesine ilişkin mahkeme kararına, özel yetkili Savcı Kemal Çetin’in 12 Eylül döneminde devlet görevlileri tarafından işlenen işkence ve yargısız infazlarla ilgili soruşturmada verdiği “görevsizlik” kararı damga vurdu. Çetin’in bir yargı kararına yansıttığı bu görüşü mahkemenin de kabul etmesi, yakın tarihin önemli olaylarına ilişkin soruşturma açılmasının da önünü açtı. Mahkeme, Çetin’in kararında yer almayan ve insanlığa karşı suçlara ilişkin AİHM kararını ise görmezden geldi. Buna rağmen mahkemenin kamu görevlilerinin işlediği bu tür suçlarda zamanaşımının olmayacağı yönündeki görüşü, Sivas katliamında sorumluluğu olan kamu görevlileri ile ilgili zamana bağlı olmadan dava açılmasının yolunu açtı.
12 Eylül kararı yol gösterdi
Çetin’in Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AİHM kararlarına göre bu suçlarda zamanaşımı ve affın söz konusu olamayacağına ilişkin görüşünün Sivas davasını etkilemesi bekleniyordu. Ancak Çetin’in kararı sadece “kamu görevlileri” ile ilgiliydi. Mahkeme de zaten sanıkların kamu görevlisi olmadıklarına dikkat çekerek, zamanaşımı kararını verdi. Ancak karar yine de önemli bir sürprizi barındırdı. Bundan sonra Sivas katliamında sorumluluğu olan kamu görevlileri hakkında zamanaşımı işlemeyecek ve bu görevlilerle ilgili her zaman dava açılabilecek. Mahkemenin kararındaki görüş, yargıda kabul görürse, zamanaşımı söz konusu olmayacağı için 1 Mayıs 1977, Beyazıt Katliamı, Maraş, Çorum katliamları, Güneydoğu’daki faili meçhul cinayetler ile Uğur Mumcu, Hrant Dink gibi önemli siyasi cinayetlerde sorumluluğu olan kamu görevlileri hakkında her zaman soruşturma açılabilecek. Bu olaylarla ilgili kamu görevlilerinin yargılanmasına zamanaşımı ve af yasaları engel olmayacak.
Mahkeme bu kararı görmedi
Ancak mahkemenin Savcı Çetin’in görüşünü tam olarak da uygulamaması dikkat çekti. Mahkemenin sanıkların işlediği suçu “insanlığa karşı suç” olarak değerlendirmesi ve bu suçlarda zamanaşımının işlemeyeceği yönündeki AİHM kararlarını esas alması halinde zamanaşımından düşmeme kararı verilebilirdi.
Sivas davasına emsal gösterilen ve mahkemenin hiç değinmediği çok önemli bir karar 2010 yılında verilmişti. AİHM, 2. Dünya Savaşı’nda masum insanları öldüren eski Rus askeri Kononov’un 1961’de yapılan yasaya göre yargılanarak 1994’de Letonya’da mahkum olmasını “Savaş suçlarında zamanaşımı işlemez” gerekçesiyle uygun bulmuştu. Bu kararın, 2005 yılında Türk Ceza Kanunu’na giren “insanlığa karşı suçlarda zamanaşımının işlemeyeceği” hükmüyle birlikte değerlendirildiğinde düşme yerine yargılamanın devamına karar verilmesi olanağı verdiği belirtiliyordu. (Kemal GÖKTAŞ ANKARA)
VATAN