Yıllardır dile getirilen ve nedense göz ardı edilmiş olan assubay sorunları katı zihniyet sahiplerince günümüze değin baskı altında tutula gelmiş durumda. Bir zamanların "Sen işçisin işçi kal" düzeni halen assubay üzerinde hüküm sürmekte ne yazık ki.

Ortaokuldan sonra ülke genelinden sınavla, mülakatla, sıhhi kurulla seçilerek assubay hazırlama okuluna giren öğrenci, ömrünün sonuna kadar assubay kalması için üniversite sınavlarından dahi mahrum bırakılmıştır. Assubay hazırlama okullarının idealist öğretmenlerince verilen eğitim adeta çöpe atılmış gibidir. Bu durum elbette ki yalnızca assubay öğrenci için geçerli değildi. Askeri lise ve polis kolejine giren öğrenci de aynı durumla karşı karşıyaydı. Ancak mesleğe başladıktan sonra toplumdaki konum, mesleki gelişim ve imkanlar açısından assubay öğrencinin mağduriyeti diğer öğrencilere göre katbekat daha fazlaydı. Neyse ki assubay hazırlama okullarından sadece bando bölümü kaldı ve mağdur sayısı azaldı diyebiliriz.

Assubay ile muhatap olup da sorununu bilmeyen herhalde yok gibidir. İlk olarak ve halen imrenilerek anılan yetmişli yıllardaki eşlerin de dahil olduğu hak arama eylemleriyle başlayan fakat önü kesilen mücadele günümüzde şekil değiştirerek yoluna devam etmektedir.

Assubay, ülkenin tamamına hizmet eden bir kurumda olması bakımından haklı mücadelesinde hiçbir siyasi grubun yanında olmadan hakkını almak durumundadır. Aynı şekilde siyasi gruplar da assubay topluluğunun durumundan istifade yolunu seçmeden hakları vermek durumundadır. O halde assubayın sorunu ancak ve ancak partiler üstü, siyaset üstü, toplumun genelini ilgilendiren ve tam da insan hakları merkezlidir.

Meclisin çözümden yana olduğunu düşünerek; insan hakları merkezli olan bir konunun, konuyu çözümsüzlüğe iterek hüküm sürmek isteyenlere rağmen egemenliğin yegane kaynağı olan TBMM'de çözülebilmesi ülkenin demokrasi anlayışının da bir göstergesi olacaktır. TBMM'nin mağduriyetlikleri bugüne kadar çağdaş bir şekle kavuşturmamış olmasının nedenleri ayrıca aştırılmaya muhtaçtır!

Assubay sorunlarını sürüncemede bırakmak isteyen her türlü teklif TBMM'de bertaraf edilebildiği takdirde meclis de o denli güçlü olacaktır. Aksi durumda, haksızlığa göz yuman bir meclisin egemenliği temsil yetisi gölgede kalacak, bu durumda meclis ya haktan hukuktan yana değil, ya da olumsuz yönde meclise egemen olan bir güç var demektir ki bu durum Atatürk'ün halkçılık ilkesiyle ulaşmak istediği toplumsal barış idealleri başta olmak üzere her türlü insan hakkına aykırıdır.

Assubay meselelerinin çözümüne yönelik olarak, yeni göreve başlayan (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) TEMAD Yönetiminin geceli gündüzlü, icabında aileleriyle geçirmesi gereken zamandan kısarak camiaya yönelik fedakarane çalışmalarını memnuniyetle izlemekteyiz.

Diğer taraftan OYAK'ta, OYAK kanunundan kaynaklı olarak assubayın ve diğer üyelerin yaşadığı haksızlıklara yönelik olarak meclis komisyonunca başlatılan çalışmanın günümüz koşullarına uygun bir şekilde, hakkaniyetli bir çözüme ulaşmasını diliyoruz.

Katı zihni düşünceler altında kaskatı kesilmiş sorunlar yumağının birden bire çözülemeyeceği, ancak kısa olan insan ömrünün de beklemeye tahammül edemeyeceği gerçeğinden hareketle; sorunların insana yaraşır bir şekilde biran evvel çözülmesi ülkemiz adına kazanım olacaktır.

Orhan KAYA

Her hakkı www.oncekultur.com'a aittir. Kaynak gösterilmeden, aktif link adresi verilmeden yayınlanamaz, alıntı yapılamaz.

Yorumlar