SANSÜRLÜ DEMOKRASİ OLUR MU? Güç gösterisinin bir alameti, halkın bilgilenme hakkını elinden alan bir uygulama olan sansürün tarihi basın ve yayım ile başlıyor... Gazete, dergi, bildiri, bröşür yoluyla siyasetçinin istemediği bilginin yayılmaması için gücü elinde bulunduranlarca sık sık başvurulan bir uygulama sansür... Abdülhamit'in padişahlık döneminde Osmanlı'da en ağır şekilde uygulanırken, İttihat Terakki'nin hüsranla biten on yıllık iktidarından sonra İngiliz ve Fransızların emrine giren idareciler yoluyla da halkın bilgi edinme hakkı sömürgecilerden yana olarak sansüre uğramış... Bunun dışında Türkiye'yi Amerikan politikalarının çizgisinde götürmek isteyen kimi asker ve sivil idarecilerce de sık sık sansür uygulanması yapılmış... "Sen bunları bilmemelisin, boşver dünya işlerini, sen işine bak, kafanı yorma bu işlere, başına iş alma ey halkım" dercesine halktan ve sonuçta ülke menfaatlerinden uzak işler yürütülmüş yıllarca... İnternet çağının yaşandığı günümüzde ise "İleri Demokrasi" adı altında örgütlenmenin önüne geçilmekte olduğu, vargücü ile her yol mübah sayılarak, en güvenilir sistemlerin bile güvensizleştirilmeye çalışılarak, süren davalara ilişkin gizli kalması gereken, sansürlü olması gereken ifadelerin an be an basın ve internet yoluyla yayıldığı ve demokrasinin adeta bir sembolü olan kitabın dahi daha basılmadan yasaklandığı bir dönemden geçmekteyiz... Ve bunların "ileri demokrasi" adı altında demokrasi yolunda ilerlendiği söylenen bir yerde oluyor olması, ileri demokrasinin hukuk temeline, yani insana saygı temeline pek de bağlı olmadığı yönünde kuşkular oluşturmakta... İleri demokrasinin içinde; herkesin serbestçe, siyasi iktidarın etkisinde kalmadan örgütlenme hakkı, örgütlenmeyle birlikte eylem yapma hakkı, eylemlere karşı güç kullanılırken denge, adil gelir dağılımı, yargılamanın gizliliği, insan sağlığının zararlı gıdalardan korunması ve bilgilendirilmesi hakkı, ülke kaynaklarının yabancılaştırılmaması, sınav sistemlerinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde düzenlenmesi, iş imkanı olmayana devlet tarafından sigorta hakkı, her insanın onurlu bir yaşam hakkı, basın yayım, yayın özgürlüğü gibi hakların önceki dönemlere göre daha ileri düzeyde olması beklenir... Türkiye'de olanlara bakılırsa, paylaşım sitesinde arkadaşlarıyla paylaştığı bir konudan dahi insan işinden olabilmekte... Amaç değil araç olarak görülen ve adına da ileri demokrasi denilen yeni sistemde yukarıda sayılanların amaç olarak görüldüğü söylenebilir mi? Devletin, devleti geçici olarak idare eden hükümetin sorumluluğunda olan halkın güvenliği, sağlığı, eğitimi, adalet sistemi halkın menfaatlerine göre, çağdaş ve medeni düzeyde tutulması ilerletilmesi esas amaç olmalı... Mısır nişastasından yapılan gıdaların insan sağlığını, hormonal dengesi ne denli bozduğu bilinmesine rağmen bu üründen elde edilen tatlandırıcıların belirlenen standartların katbe kat üzerinde olarak halka yedirilmesinden kaynaklı başta şeker hastalıklarının tetiklenmesi, hastalıkların insanları elinden, ayağından, gözünden etmesi ve buna göz yumulması vicdanları sızlatmaz mı? Bu yolla kapitalist sisteme mi hizmet edilmişti bilinme ancak, insanın sağlığı bir ticaret alanı durumuna sokulmamalıdır... Sonuç olarak; Yargının adil ortamına gölge düşürücü, üstelik de suçluluğu ispat edilememiş olan kişilerin ifadelerin uluorta yayılmasına sansür uygulanmalıdır. Hakkını arayan insanlara gerekli özen gösterilmelidir. Alınteriyle, binbir emekle, fedakarlıkla sınavlara hazırlanan insanın emeklerine gölge düşürücü her halden uzak durulmalıdır... İstismara açık olan yardım paketi yerine, insana değer veren ve ona iş imkanı tanıyan çalışmalara öncelik verilmelidir. Ailesinden ayrı kalan öğrencilere devlet sahip çıkmalıdır. Üniversite kayıtları sırasında üniversite civarında tarikat, cemaat mensupları değil, devletin görevlileri öğrencilere sahip çıkmalıdır... Cemaat sahipleri de değişik şekillerde devletten kazandığı paralarla o gençleri yönlendirmekte olduğundan, sisteme yük getirmeyeceği gibi maliyeti de düşüreceği göz onünde bulundurulmalıdır. İdeal olan bunlarken, ileri demokrasinin başlangıç safhasında yaşadıklarımız şimdilik böyleyken, ileriki safhalarda neler yaşanacağını da zaman gösterecek... Orhan KAYA Her hakkı oncekulturcom'a aittir. Aktif link adresi belirtilmeden alıntı yapılamaz, tamamı yayınlanamaz. |
2826 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |