Hasip SARIGÖZ
hasipsarigoz@oncekultur.com
TETİKÇİ!
09/07/2017 Bundan tam üç ay önce 08 Mart 2017 tarihinde yayınlanan "İkinci Bab?" başlıklı yazımda: "Türkiye'nin El Bab'dan sonraki hedefi Menbiç. Menbiç hedefi; Türk devlet aklına uygun, jeopolitik ve stratejik yönü de olan önemli bir hedeftir. Lakin, bugün için Menbiçte; Üstelik, ABD & Rusya ittifakı ile burada Türk ordusuna bir tuzak mı kuruluyor? O da belli değildir. Evet, Menbiç önemlidir. Ama Menbiç Türkiye açısından alternatifsiz bir hedef de değildir. Hele hele devletimizin, 'İlla ki, Menbiç' gibi bir saplantıya girmesine hiç gerek yoktur. Çünkü; * Türkiye zaten, başarı ile icra ettiği El Bab Harekatı'yla, güneyimizdeki emperyalist kuşatmanın tam da göbeğine kendi hançerini geçirmiş vaziyettedir. * Unutmayalım ki, Türkiye'nin komşularıyla en uzun kara sınırı Suriye sınırıdır ve bu sınır tam 911 kilometre boyunca uzanmaktadır. * Bu kadar uzun bir sınır hattında, ulusal çıkarlarımız açısından Menbiç'ten çok daha tehlikeli olabilecek bölgeler de mevcuttur. > Mesela AFRİN!" demiştim ve devam etmiştim. "Afrin'i çökertmek, bölücü Kürt kantonlarının Akdeniz'e ulaşma hülyasını hepten yok etmez mi? Afrin'i çökertmek Türkmendağı'nı güvenlik altına almaz mı? .... Hani diyorum ki, çok yönlü ve geniş düşünmeli... Bu PYD, Fırat'ın batısında tehlikeli de doğusunda olunca tehlikeli değil mi? Muhtemel bir Kobani veya Afrin Harekatı ABD ve Rusya'nın planlarını bozmaz mı? Muhakkak ki, devlet aklı hepsini düşünür... Bir bakarsınız, sağı gösterip sola vurur. Birinci Bab El Bab idi, ya İKİNCİ BAB?" Ne olacak diye sormuş ve yazıma son noktayı koymuştum. Aradan tam üç ay geçti, Görünen o ki, devlet aklı hepsini düşündü. Ve yine görünen o ki, artık ikinci Bab'ın neresi olduğu belli oldu. İkinci Bab: Başımıza bela olan Afrin'dir. Afrin'dir ki, devletimiz buraya bir operasyon yapmak üzere sürdürdüğü hazırlıklarını bitirmek üzeredir. Tabiri caizse Afrin Harekatı'nın eli kulağındadır! Rusya ve özellikle ABD anladı ki Türkiye bu konuda kararlı... İşte bu yüzden Coni tutuştu ve her sıkıştığında yaptığı gibi Türkiyenin hemen batısındaki tetikçisine yine göz kırptı... Tetikçi durur mu, hemen emir eri edasıyla harekete geçti. Ne mi oldu? İskenderun’dan yüklediği yükü İzmit'e götürmekte olan ACT isimli Türk gemisine, Rodos Adası açıklarında ve uluslararası sularda Yunan Sahil Güvenlik Komutanlığına ait botlar tarafından ateş açıldı! Öyle korkutmak için falan da değil, gemiye tam 16 Yunan mermisi isabet etti! Al sana bir kaya nereye dayarsan daya. Oysa bizim kucağımız zaten kaya ile dolu! Kardak kayalığı mı dersin, Ege'de işgal edilen 18 Türk adası mı dersiniz, kendi elimizle bırakıp kaçtığımız ve hala geri alamadığımız Süleyman Şah Türbesi arazisi mi dersiniz, ne derseniz deyin bütün kayalar bizde... Tarih aynasına bakarak, çok uzağa değil şöyle bir yakın tarihimize bakacak olursanız hemen görürsünüz ki, Türkiye ne zaman terörle adam akıllı bir mücadeleye kalkışsa, ne zaman Türk milletinin yararına ciddi adımlar atılmaya ve atılımlar yapılmaya kalkılsa; ya doğudaki Ayı ya batıdaki Fil, hemen tetikçilerine bir işaret çakar, cepheyi genişleterek veya tehdit bölgelerini çeşitlendirerek bizim esas konumuzla meşgul olmamızın önüne geçmeye çalışırlar. Durup dururken Ermenilerle yaşanan krizlere, Yunanlılarla veya Rumlarla yaşanan ve birdenbire ortaya çıkan krizlere, Irak'ta yaşadığımız Başika türü krizlere, hatta ve hatta ısmarlama Katar türü krizlere işte bu gözle bakınız. Türkiye'nin terörle mücadele tarihini yakından takip edenler bilirler. 1995 yılında Türk ordusu terörle mücadele maksadıyla o güne kadar görülmemiş miktarada askeri birliğini doğuya kaydırıyordu ama,aynı günlerde her ne hikmetse batı karıştırılıyordu... Alevi-Sünni çatışması kaynaklı görünen meşhur Gazi Olayları da işte böyleydi, 1987 yılında Yunanistanla yaşanan Ege Krizi de böyleydi. Kardak Krizi patlak verdiğinde benim de içinde bulunduğum 4'üncü Komando Tugayı terörle mücadele için Tunceli'ye intikal etmiş ve yeni yeni dağdaki yılanların kuyruklarına basmaya başlamıştı, doğudaki birçok birliğin durumu da bizimki gibiydi. O zaman da kuyruğuna basılan yılanın tısıltısı Kardak Kayalıklarından gelmişti. Demem o ki, Kardak Krizi patlak verince doğudaki birçok birliğe batıdaki sefer görev yerlerine dönme emri verilmişti. Yine hatırlayın, güneyde tam Musul Kerkük meselesi halledilecekken de başımıza doğuda Şeyh Sait isyanı bela edilmişti. Yılanın kuyruğuna bir yerden basarsınız sesi başka bir yerden çıkar, bazen yangın başka bir yerde yanarken dumanı başka bir yerden çıkar, bazen de sahibine kızarlar ama sadece köpeğini dövebilirler... Maalesef ki, uluslararası işlerin de böyle garip bir raconu vardır. Yüzüne doğrudan söylemezler ama işaretle haberleşmeyi severler. Tetikçiler mi? Önce onlar tetik çekerler, sonra da onların tetikleri çekilir! Bu işin kaderi de böyledir. Su testisi misali, eninde sonunda su yolunda kırılıp giderler! Afrin mi? Mutlaka dağıtılmalı... Arkasından Kamışlı, Süleyman Şah, Kobani ve Menbiç... Bunları hallettikten sonra ilk fırsatta da Yunan tarafından işgal edilen Türk adaları esas sahibine geri döndürülmelidir. Bu arada, Barzani denen eşkiyaya için de sipsivri bir işaret göndermenin tam da zamanıdır. Mesele büyük Türk milletinin bekası ise, başka çare yok! Hükümet aklını bilmem. Ama çok iyi bilirim ki; Devlet Aklı her şeyi düşünür... Türkiye’nin El Bab’dan sonraki hedefi Menbiç. Menbiç hedefi; Türk devlet aklına uygun, jeopolitik ve stratejik yönü de olan önemli bir hedeftir. Lakin, bugün için Menbiçte; * Kimin eli kimin cebinde? * Kim kimin yanında? * Kim kimin karşısında? * Kim dost, kim düşman? * At izi, it izi… Maalesef ki, belli değildir… Üstelik, ABD & Rusya ittifakı ile burada Türk ordusuna bir tuzak mı kuruluyor? O da belli değildir. Evet, Menbiç önemlidir. Ama Türkiye açısından alternatifsiz bir hedef de değildir. Hele hele devletimizin, “İlla ki, Menbiç” gibi bir saplantıya girmesine hiç gerek yoktur. Çünkü; * Türkiye zaten, başarı ile icra ettiği El Bab harekatıyla, güneyimizdeki emperyalist kuşatmanın tam da göbeğine kendi hançerini geçirmiş vaziyettedir. * Unutmayalım ki, Türkiye’nin komşularıyla en uzun kara sınırı Suriye sınırıdır ve bu sınır tam 911 kilometre boyunca uzanmaktadır. * Bu kadar uzun bir sınır hattında, ulusal çıkarlarımız açısından Menbiç’ten çok daha tehlikeli olabilecek bölgeler de mevcuttur. > Mesela Afrin! > Mesela Kobani! > Mesela Kamışlı! Afrin’i çökertmek, bölücü Kürt kantonlarının Akdeniz’e ulaşma hülyasını hepten yok etmez mi? Afrin’i çökertmek Türkmendağı’nı güvenlik altına almaz mı? Mesela, Kobani’ye yapılacak bir harekat PYD’nin tam da kalbine saplanmış bir bıçak etkisi yaratmaz mı? Peki, Kobani olmadan Menbiç ayakta kalabilir mi? Yapılacak bir Kamışlı harekatı, Nusaybin’in güvenliğini en üst düzeye çıkartmaz mı? Bu bölgeden ülkemize terörist, silah ve mühimmat girişini kesmez mi? Ordumuzu Sincar ile temas noktasına getirmek suretiyle, yeni bir Kandil olma yolundaki Sincar üzerindeki baskıyı arttırmaz mı? Hani diyorum ki, çok yönlü ve geniş düşünmeli… Bu PYD, Fırat’ın batısında tehlikeli de doğusunda olunca tehlikeli değil mi? Muhtemel bir Kobani veya Afrin Harekatı ABD ve Rusya’nın planlarını bozmaz mı? Muhakkak ki, devlet aklı hepsini düşünür… Bir bakarsınız, sağı gösterip sola vurur. Birinci Bab El Bab idi, ya İKİNCİ BAB? Son Bir Not: Bölgede Amerika ile işler kızışıyor. Bu gidişle er ya da geç Türk milleti ile ABD karşı şarşıya gelecektir. Biz zaten aylar öncesinden demiştik. “Hazır Ol Cenge İstersen Sulh-ü Salah” http://www.dorukturk.tv/makale/hasip-sarigoz/hazir-ol-cenge-eger-istersen-sulh-u-salah/271.html http://www.gelibolugaste.com/makale/hasip-sarigoz/hazir-ol-cenge-eger-istersen-sulhu-salah-/387.html
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
!!!!TERÖRİST!!! - 06/02/2021 |
Terörist! Daha önce hiçbir döneminde bu kadar çok konuşulmamıştı. |
PARTİ ORDUSU OLMAK… - 23/01/2021 |
Eskiler hatırlarlar. 12 Eylül 1980 öncesiydi… Ve Ordu’da görevli personelin bıyık bırakma serbestisi vardı. Aynı dünyanın diğer ordularında olduğu gibi, bizim subay ve astsubaylarımız da (sakal değil ama) bıyık bırakabiliyorlardı. |
PAZARLIK… - 11/01/2021 |
Şimdi ortada bir seçim var mı? Yok. Peki, Hükümet tarafından sürekli ne deniliyor? Seçim zamanında yapılacak... Yani 2023'te... Fakat görüyoruz ki, AKP'li Cumhurbaşkanı, bazı partilerle açık açık seçim ittifakı görüşmeleri yapıyor... |
HAKARET - 04/12/2020 |
Vatansever subaylarımızı, bir bir fişlediler! Direnir gibi olanları, medyalarını da kullanarak fena halde dişlediler! Siz casussunuz dediler! Siz, fuhuş çetesi kurdunuz dediler! |
BASKIN! - 27/11/2020 |
Devlette liyakat biterse, lakayitlik baskın verir! Adalet biterse, zulüm baskın verir! Doğruluk biterse, yalan baskın verir! Tarafsızlık biterse, yandaşlık baskın verir! |
BAYRAMI KUTLANACAK BİR CUMHURİYET KALDI MI? - 29/10/2020 |
Eğer AKP tarafından, daha önceden de defalarca olduğu gibi herhangi bir engellemeye gidilmezse; bütün illerimizde, il merkezlerimizden kasabalarımıza ve hatta köylerimize kadar her yerde kutlamalar yapılacak, şenlikler düzenlenecek... |
ASIL HEDEF NE OLMALI? - 03/10/2020 |
Can Azerbaycan’ın vatan topraklarının %20’sini, tam 30 yıldır işgal altında tuttuğu ve babasının çiftliği gibi kullandığı yetmiyormuş gibi, 12 Temmuz 2020’den itibaren Azerbaycan’a tekrar saldırmaya başladı. |
HESAPLAŞMA… - 03/10/2020 |
Dertleri her neyse; Atatürk'le, İnönü'yle ve Cumhuriyet'le sürekli olarak bir hesaplaşma içindeler. |
BIRAKIN KARAADA’YI, DONUMUZA KADAR ALIRLAR! - 03/10/2020 |
Ortalık çalkalanıyor… Ege ve Akdeniz’de tansiyon yükselmeye ve sular da iyice ısınmaya devam ediyor! |
Devamı |