27/05/2013
İMRALIDA BAŞBAKANI ASAN, AMA TERÖRSİTİ ASMAYAN
KAHRAMANLAR !
Başbakan Adnan
MENDERES ve iki Bakanı; Hasan POLATKAN, Fatin Rüştü ZORLU İmralı'da idam
edildi...
Aynı İmralı'da bir
teröristi idam edemediler !
***
Başbakan Adnan MENDERES 'in arkasında % 60 oy vardı
ama astılar...
Teröristin arkasında % 2,5 oy vardı ama asmadılar
!..
Asmadılar mı ? asamadılar mı ?..
***
ABD “asmayın” dedi.
Asamadılar !
belki teröristi kullanmışlardı, asmamak için söz
vermişlerdi...
ABD, Başbakan Adnan MENDERES’i “asmayın” ! dese
asabilirler miydi ?..
27 Mayıs gecesi ihtilal bildirilerinde, sabaha
kadar anons yaparak, ABD’ye köpekler gibi yalvardılar, yakardılar;
"Sakın yanlış anlaşılmasın, ABD'ye, NATO’ya ve
CENTO’ya gönülden bağlıyız !.."
Bir de, “Atatürkçü, devrimciyiz” dediler !!..
Atatürkçüydüler ama Atatürk’ün Darbeleri yasaklayan
Askeri Ceza Kanuna rağmen darbe yapmışlardı.
Vay canına, ne Atatürkçü, ABD köpekleri varmış !...
Adnan MENDERES’de ABD'ye, NATO’ya ve CENTO’ya
gönülden bağlı değil miydi...
***
Bunlar öylesine alçak, öylesine şerefsiz, öylesine
köpektir ki hala köpek medyasında köpek yazarları, film yapımcıları, medya
patronları, alçak ABD uşağı sağcı veya orta yolcu politikacılar, Adnan
MENDERES’i ve arkadaşlarını ABD astırdı diyemiyorlar...
Çünkü ABD'ye köpek olmaları için ABD'yi bu
sorumluluktan vareste tuttular...
Bu ülkeyi böylesine alçaklar yönetti ki....
***
ABD “asın” dedi,
İMRALI'da bir başbakan astılar....
ABD “asmayın” dedi
İMRALI’da bir teröristi asamadılar...
Belki de terörist kendi veliyi nimetleriydi...
Tarih böyle bir alçaklığı bir daha yazmamıştır !!
***
Fatin Rüştü ZORLU;
İdama metanetle öz dedesi “Gazi Osman Paşa'nın”
adına yazılan marş eşliğinde gitmiştir. Halbuki 1957 yılında Kıbrıs Türkleri'ni
EOKA terörüne karşı korumak için Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kurulmasını
sağlamıştı.
1974'de Bülent ECEVİT'in başbakanlığı döneminde TSK
tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs Harekâtı'nın hukuki dayanağı, Fatin Rüştü
ZORLU'nun 11.02.1959'da İsviçre'de Yunanistan ve İngiltere ile birlikte
imzaladığı Zürih Antlaşması'ndaki Garantörlük hükmüdür.
heyecandan eli titreyen cellâda:
"Oğulum ne titreyip duruyorsun? İlmik senin
değil, benim boynuma geçecek" dedi.
Sonra adetâ kendisini uçsuz bucaksız bir boşluğa
atar gibi: "Allah memleketi korusun, haydi Allahısmarladık!" dedikten
sonra, ayaklarının altındaki sandalyeyi itmek işini de kimseye bırakmadı.
Boyu uzun olduğu için, ayakları masaya basmıştı.
Cellât masayı itti. Ona bu kadarcık da iş düşmüş bulunmasaydı, Zorlu sanki
asılmış değil, intihar etmiş olacaktı.
***
Hasan POLATKAN;
83 kiloluk adam on altı ayda 38 kiloya düşmüştü.
Görüşme sırasında bir başka gerçeği daha öğrendi:
“Elinin üzerinde bir ben olduğunu gördüm. ‘O ne?’
diye sordum. ‘Yok hiçbir şey’ dedi ve elini sakladı. Sonra arkadaşlarından
öğrendim ki elinin üzerinde sigara söndürmüşler.
Zaten çok eziyet etmişler Hasan Bey’e. Yarı beline
kadar gelen soğuk suyun içinde tutuyorlarmış sürekli hakaret ediyor ve poposuna
tekmeyle vuruyorlarmış.
Hasan Bey bir gün kumandana ‘Bizi öldürecekseniz
hemen öldürün; ama lütfen bu hakaretleri durdurun. Artık tahammül edemiyorum.’
demiş.”
Takvimler 16 Eylül 1961’i gösterdiğinde Polatkan’ın
İstanbul’daki evi artık bir cenaze eviydi. Eve gelen misafirler idamı
biliyorlar; ama belli etmiyorlardı.
Mutahhara Polatkan, kara haberi kısa bir süre sonra
kayınbiraderinden öğrendi: ‘Abimi idam ettiler.’ O an sessizlik bir çığlık
sesiyle bozuldu. Bayan Polatkan fenalık geçirdi ve sokağa fırlayarak kendini
araçların arasına attı.
Mutahhara Polatkan eşinin öldüğüne uzun süre
inanamamış. Ölümünün 40. günü okutulan mevlid sırasında bile, eşinin çıkıp gelivereceğini
düşünmüş.
***
Adnan MENDERES;
Adnan MENDERES’in idamdan önce son sözlerinin yer
aldığı belgenin metni:
´Sizlere dargın değilim, sizin ve diğer zavatın
iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara dargın
değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde, değiniz ki Adnan Menderes hürriyet
uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için müteşekkirdir. İdam
edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi
silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendinize acaba söyleyebilecek misiniz?
Şunu da söyleyeyim ki milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve
efendinizi yine de 1950´de olduğu gibi kurtarabilirdim. Dirimden
korkmayacaksınız. Ama şimdi milletle el ele verecek Adnan Menderesin ölümü
ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Amma buna
rağmen merhametim sizlerle beraberdir.
İnfaz Saati: 13.27´´
Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan 16 Eylül 1961
tarihinde ve adet olduğu üzere sabaha karşı, o gün başarısız bir intihar
teşebbüsünde bulunan Adnan MENDERES ise İmralı Adası'nda 17 Eylül 1961'de
sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden sağlam raporu alındıktan sonra
alelacele öğleden saat 13:21'de güpe gündüz idam edildi.
Askeri gazinoda; “Kuyrukların başı gitti" diye
sevinenler vardı komutanlar arasında. Komutanlardan biri "Ben 40'ına ölüm
verdim, 3'ünü astılar" dedi. Az buldu yani idam sayısını.
***
Ve Deniz GEZMİŞ;
Adnan MENDERES ve Deniz GEZMİŞ,
Her ikisi de arkadaşlarıyla birlikte, aynı Ceza
Kanunu maddesine dayanarak idam edildiler...
Türk Ceza Kanunun 146 Maddesi,
yani “ Anayasal düzeni silah zoruyla yıkmak
suçundan” idam edildiler.
her ikisi de üçer kişilik idam listesiydi...
Adnan MENDERES, Hasan POLATKAN, Fatin Rüştü
ZORLU...
Deniz GEZMİŞ, Yusuf ASLAN, Hüseyin İNAN.
***
idam edilen altı kişiden hiç birisi mason değildi,
lakin farklı zamanlarda olsa da,
her ikisinin de idamına karar veren divan,
Yakubi Yahudi mason...
Karar verirken yalancıktan;
"TÜRK MİLLETİ ADINA" dediler,
Oysa Yahudi Milliyetçisi,
vampir masonluk adına idam ettiler...
***
Güle iki baharda yel değermiş..
"Biri ilkbaharda, diğeri sonbaharda"...
Nedim ÇAKMAK & Dede Ersel AKSU