Toplumun çekirdeğini oluşturan fertler, ortak değerler etrafında buluşarak ulus düzeyine ulaştıktan sonra başta güvenlik, sağlık, adalet ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak olmak üzere meydana getirdikleri devletlerinde değişik iş kollarında çalışarak yaşamlarını sürdürürler.

Kurumsal kimliği olan devlet, toplumsal gelişmeyi sağlamak, insan ihtiyaçlarını karşılamak ve diğer devletlerle işbirliği kurmak için ortamlar oluşturmaya da çalışır…

İlk başlarda tarımda, el sanatlarında ve diğer ihtiyaçlarını karşılamada el emeğini kullanırken buharın bulunmasıyla sanayi ürünleri ile işlerini görmeye başlayan toplumlarda işsiz kalma endişesinin baş göstermesinin yanı sıra emeklerinin karşılıklarını alabilmek için birlikler oluşturarak güç sahiplerine karşı mücadeleler başlar… Mücadele ise kendisine has bir kültür meydana getirir…

Fertler ve dolayısıyla toplumlarda; buluşlar, savaşlar, afetler sonucu yaşanan her değişimin beraberinde kültürel değişimi de başlatmakta olduğu bilinmekte…

Sebepsiz, durup dururken toplumlarda değişim olabilir mi? Belli bir sebep ve birikim sonucunda meyvesini veren değişimin başlangıç anını iyi yakalamak gereklidir!

Bayrak yakma olaylarının olduğu bir dönemde, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) 17.04.2005 tarihinde ‘Hak Arama Yürüyüşü’nü gerçekleştirdi.  Ertesi günkü gazetelerin büyük bir bölümü tarafından kamuoyuna ‘Bayrak Yürüyüşü’ olarak duyuruldu. Görsel basında da rağbet görmedi.

İyisiyle kötüsüyle bu yürüyüşü belli bir birikimin dışa yansıması ve nihayetinde çağa uygun bir değişimin başlangıcı olarak yorumlamak da mümkün… Biz değişimin başlangıcı olarak bu yürüyüşü gösteririz, başkası derki “ben yazmaya başladım değişim o zaman başladı.” Kısacası kişilerin bakışına göre başlangıç değişebilir. Kabulü topluma aittir, çünkü toplum sessizce olan biteni izlemektedir…

17 Nisan’da yapılan yürüyüşü aynı gün www.kuvayimilliye.net’te ‘Astsubay Camiasının Yürüyüşünün Türk Siyasi Tarihi Açısından Önemi’ başlıklı yazımızda değerlendirmiştik.

Yazımızın bir bölümünde ‘ekonomik gücü ellerinde bulunduran sınıflar diğer sınıflarda belirli bir sınıf bilincinin oluşmaması için çaba harcarlar; eğer oluşmuş bir sınıf bilinci varsa, bunu zayıflatmaya çalışırlar.’ ifadesini kullanmıştık…

Bilimsel anlamda az çok kitap karıştıran, okuyan, araştıran her insan tarafından bilinen bu gerçekler karşısında bugüne kadar assubaylar ne gibi somut bir gelişme sağlamışlardır? Assubay toplumu ilerleme kaydetmiş midir?

Bu soruya her insan kendi penceresinden bakacaktır. Kimisi sağlamıştır, kimisi sağlamamıştır, diyebilir.  Fakat bir gerçek varsa, o da; bilinçli, donanımlı hukuka ve insan haklarına, insanlara saygılı bir büyük birlikteliğin birlikte hareket ettiğidir…

Topumdaki bu değişme 15 Ekim 2008 tarihindeki TEMAD Ankara İl Delegelerinin seçiminde kendisini göstermiştir. Seçim büyük bir olgunlukla ve demokratik ortamda sonuçlanmıştır.

Toplumumuz bu evreye ulaşırken elbetteki pek çok mesele ile karşılaşmış, büyük tecrübeler kazanmıştır, çözüm bulma yeteneğini geliştirmiştir... Bu tecrübelerin bir ışık misali bundan sonraki yolu aydınlatmasını diliyoruz…

20.10.2008