Laik Cumhuriyetimizin kurucusu aziz ATATÜRK'ün insan eğitimine bakışı, görüş ve önerilerinin değerini, günümüzde kat be kat fazlasıyla anlıyoruz. Bu yüce insan; sonsuza kadar, biz Türk çocuklarının gönlünde, vatanımızın kurtarıcısı, iyi bir devlet kurucumuz ve çok iyi bir çağdaşlaşma önderimiz olarak yaşayacaktır.

Eğitim vurgusunu, bulunduğu her toplulukta dile getirmiştir. "Yapacağımız en önemli ve aydınlatıcı görevlerimiz, eğitim ve öğretim işleridir. Eğitim ve öğretim işlerinde mutlaka başarılı olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu, ancak eğitim yoluyla olur" sözleri, bugün yaşadığımız Ulusal ve toplumsal sorunlarımıza baktığımızda ne kadar değerli değil mi?

Yakın tarihte haber olmuştu; Avrupa'da bir devlet ve o devletin başkanı ve haberin konusu ise, adamın sivilden arkadaşı olan biri tarafından tatil için uçak biletinin alınması basına sızdığında, adam görevinden istifa etmişti. Onurlu, gururlu ve karakterli insan davranışıydı gösterdiği. Bu tür örneklerin yüzlercesine tanık oluyoruz. Hepimizin bebeklik döneminden başlayarak aldığımız kazanımların başında,"karakter" ve "gurur" kazanımı geliyor. Bu kazanımımız, alacağımız kurumsal eğitimlerle daha da pekiştirilerek güçlendirilmelidir. Bu güç sayesinde bir çok zorlukları kolayca ve başarıyla atlatabiliriz. İnsan olarak, yükümlülükleri özenle ve dikkatle yerine getirebiliriz, koruyabiliriz. Karşılaşılan risklerin atlatılması da, bu gurur ve karakteristik özelliğe bağlıdır. Yaşamımızı bu hazineyle şekillendiriyor, Ulusa, Devlete ve onun düzenlediği toplumsal yaşam kurallarına onunla katılıyoruz. Emeğin kullanımını ve ona olacak saygıyı; hak ve adaleti korumayı, kandırılmamayı, kendini satmamayı, yalan söylememeyi, hırsızlık ve yolsuzluk yapmamayı, ihtişamlı yaşamdan uzak durmayı öğreten de bu güzel kazanımdır. Kötü olana hayranlık duymuyor, ona özenmiyor, aciz ve yoksulu gözetiyor, doğayı ve çevreyi koruyabiliyorsak eğer, karakter ve gurur kazanımlarımızdandır.

Düşünsenize!

Çağdaş toplumlar nasıl çağdaş olmuş, nasıl kalkınmışlar ? Biz onlara neden güçlü toplumlar olarak adlandırıyor, neden imrenerek bakıyoruz? Bence, hepsinin altında gururlu ve düzgün karakterli insan kaynağı yatıyor! Demokrasi yönetimlerinde, insan eğitimi görevi Ülkeyi yöneten İktidarlara düşüyor. İktidarların eğitim politikaları ve eğitime verdikleri değerle, toplumu oluşturan insan çekirdeği daha bir sağlam hale geliyor. Pek doğaldır ki, bu tür politikaların üretilmesi, planlanarak yaşama konulması mali kaynaklarla olacaktır. Halktan toplanan vergiler, hazineye gelen tüm katma değerlerin Ülkenin bütçe kalemlerine ayrışmasında ön sıraya eğitim bütçesini almakla sağlanacaktır. Bu konuda Ülkemiz iktidarları, başarılı mı, yoksa değil mi yoruma açıktır.

Ulusça, son on beş yılda bir çok badireler atlattık.

Ergenekon, Balyoz iftiralarıyla yaşatılan acılar.

Deniz fenerleri, on yedi - yirmi beş aralık ve daha nice yolsuzluk olayları.

Sekiz yüz bin liralık hediye kol saatiyle dolaşan, çikolata kutularında para aldığı iddia edilen Bakanlar, ayakkabı kutularında milyonlarca dolar saklayan kamu yöneticisi. Bu olaylara adı karışanlar, Devlet adamları, Milletvekiller ve diğerleri. Hatta bu dava ve konulara mal olanlardan hesap soracağını, sormadığı takdirde namert olmayı kabul edeceğini haykıran siyaset adamları. 15 Temmuz olaylarında varlıklarına tanık olduklarımız. Bu Ülkenin havası, suyu ve toprağıyla yaşayıp, Devletinden beslendiği halde, laik Cumhuriyetimizi yıkmaya çalışanlar. Hepsinde gördüğümüz temel sorun nedir diye düşünürsek, gurur ve karakter eksikliği olduğunu görürüz. Ya imrendiğimiz toplumlar! Toplu yaşam kurallarına, yasalara ve kurallara saygı ve bağlılık, yurttaşlık ödevlerini yerine getirmede tam itaat, haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluk ve hırsızlıklara karşı güçlü bir duruş, insan yaşamı süresince doğruluk ve dürüstlükte ısrarlı olmak. Böyle bir toplumda yoksulluk, acıklı toplumsal olaylar, rant ve hırsızlık, çetecilik, fuhuş, uyuşturucu, terör, vd. olaylar yok denecek kadar azdır. Hem de, herkes tarafından farkı anlaşılacağı kadar.

Eğitim politikalarımızın laik Cumhuriyetimizin vazgeçilmez ilkelerine uygun olarak yeniden ele alınması hepimizin beklentisidir. Ulusal eğitim sistemimizin bir kısım tarikat ve cemaatlerin elinden kurtarılarak, ilim ve bilime açık insan yetiştirilmesi dileğim ve umudumuz olsun !